"elbisen" - Translation from Turkish to Arabic

    • فستان
        
    • فستانك
        
    • ثوبك
        
    • الفستان
        
    • ثوب
        
    • لباسك
        
    • رداء
        
    • فستانكِ
        
    • اللباس
        
    • ردائك
        
    • بدلتك
        
    • لباسكِ
        
    • فستانٌ
        
    • بذة
        
    • ولباسك
        
    Elbisen seksi olsun istiyorsan, yakası Lisa'nınki kadar açık olmalı. Open Subtitles اذا كنت ترغبين بالتحدث عن الاثارة عليك ان تري فستان ليزا ذو الفتحة الواسعة
    Vay be. Elbisen harika. Nereden aldın? Open Subtitles يا للروعة، ذلك فستان رائع من أين حصلت عليه؟
    Benim yaşım 10 ve Elbisen gördüğüm en çirkin elbise. Open Subtitles أنا 10 سنوات، و أعتقد أن فستانك هذا هو أقبح مارأيت.
    Elbisen için mi geldin? lyi. Arka tarafta. Open Subtitles عليك أن تأتي معي من أجل فستانك جيد إنه في الخلف
    Gözlerin, dudakların Elbisen, güzel gözlerin Open Subtitles عينيك ، شفتيك ثوبك ، عينيك الجميلة
    Geçen ay giydiğin o parlak kumaştan olan Elbisen var ya? Open Subtitles ذلك الفستان الذي ارتديتيه الشهر الماضي في صفحة اللامعين
    Nedime Elbisen için prova ayarlayacak. Open Subtitles لماذا؟ تريد أن تعين موعداً لتجربة فستان إشبينة العروس عليكِ ومطابقته لمقاييسكِ
    Elbisen çok güzelmiş. - İşlerin iyi gidiyor anlaşılan. Open Subtitles يا له من فستان رائع يبدو بأنك تجنين مالاً كثيراً
    Ödünç alabileceğim bir kokteyl Elbisen var mı? Open Subtitles هل لديك فستان كوكتيل أستطيع أن أستعيره ؟
    Ne güzel bir Elbisen var. Open Subtitles ياله من فستان جميل انت ترتدينه
    Görüyorsun, Elbisen düz, yani yüzünü ön plana çıkarmalıyız. Open Subtitles اترين, فستانك فاتح لذا يجب عليك ان تغمّقي وجهك
    Yeni Elbisen üzerinde çok güzel durmuş Mary. Open Subtitles فستانك الجديد يبدو جميلاً عليك ماري
    Bence Elbisen pek şık tatlım. Open Subtitles أعتقد أن فستانك رائع بالفعل , يا عزيزتى
    Elbisen bunu para için yapmadığını söylüyor. Open Subtitles و ثوبك يقول أنكِ لم تقعليها لأجل المال
    Pembe Elbisen gayet güzel. - Yarınki baloya ben de gidebilir miyim? Open Subtitles إن ثوبك القرمزي جميل
    Elbisen, kesimi... Open Subtitles ذلك الفستان وقصته تلك كيف لك ان تأتي بشيئ كهذا هنا ؟
    - Ne? Elbisen güzel. Oğlum yakışıklı. Open Subtitles هذا الفستان الجميل , إبني يبدو رائعاً نحن هنا نقوم بأمور مهمة!
    Bu mu Elbisen? Open Subtitles ومن اللباس الخاص بك؟ ضعف الدورة للزفاف ثوب انجيلا
    Üzerinde gerçekten parlak kırmızı Elbisen vardı. Open Subtitles لقد كنت ترتدين لباسك الأحمر الفاتح جداً
    -Güzel bir gece Elbisen var mı? Open Subtitles حصلت على أي ملابس زاهية، شيء مذهل، رداء مسائي؟
    Bu işi bana bırak kanka, Elbisen kirlenmesin. Open Subtitles دعكِ, انا سأفعل هذا لكي لا تفسدي فستانكِ
    Bunun yerine, Elbisen şalgam gibi kokuyor. Open Subtitles وكذلك ، تنبعث من ردائك رائحة اللفت
    Tuhaf bir şey var. Sen. 3,000 dolarlık takım Elbisen ve Open Subtitles هذا شيىء مقزز وأنت فى بدلتك ذات الثلاثة ألآف دولار
    Elbisen seni deniz kızına benzetmiş. Open Subtitles لباسكِ يجعلكِ تبدين مثل حورية بحر
    Evet, ceket çıktı. Elbisen ne hoş. Open Subtitles حسناً هذا فستانٌ جميل
    Takım Elbisen var mı? Open Subtitles ألديك بذة ؟
    Seni arabadan dışarı taşıdı, bu yüzden Elbisen arabaya takıldı. Open Subtitles تركك خارج السيارة ، ولباسك علق في باب السيارة.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more