"elimdeki" - Translation from Turkish to Arabic

    • أملكه
        
    • بحوزتي
        
    • أملكها
        
    • املكه
        
    • ما لدي
        
    • ما لديّ
        
    • أحمله
        
    • أمتلكه
        
    • ما أملك
        
    • بصاعق
        
    • في يدي
        
    • أساور
        
    • استطعت وضع يدي
        
    • التي لدي
        
    • ما معي
        
    Çünkü elimdeki tek şey ismi. Tam anlamıyla elimdeki her şey bu. Open Subtitles لأن كلّ ما أملكه هو إسمه الأول، ذلك كلّ ما أملكه حرفياً.
    Bunun haricindeki elimdeki her şey ona sundum. Open Subtitles لذا أنا أقدم لك كل ما أملكه كل شيء ما عدا هذا
    Ama elimdeki kanıtlara ne olur bu konuda söz veremem. Open Subtitles حسناً, لكني لا أعدك عما سيحدث لمبرد الأدلة الذي بحوزتي
    Bu elimdeki ona ait tek resim. TED وهذه هي الصورة الوحيدة التي أملكها لها.
    O olmasa daha çabuk çıkmış olabilirdim. Tüm elimdeki 10. Open Subtitles خرجت من هناك مسرعا لو لم يقاطعني, كل ما املكه 10 كولونز
    Bu da benim işim biliyorsun ve elimdeki her şey bu. Open Subtitles هل تفهمني؟ تعرفين أن هذه وظيفتي وهذا كل ما لدي أيضاً
    elimdeki tek şey, bir isim. Onu bulmama yardım eder misin? Open Subtitles كل ما لديّ هو الاسم، هل يمكنك مساعدتي في تعقبه ؟
    En çok istediğim şeyi bahşedeceksin elimdeki en değerli şey karşılığında. Open Subtitles سوف تمنحينى ما أريده و أكثر. فى مُقابل الشىء الثمين الذى أحمله.
    elimdeki en iyi kart valeydi. Elimde bir tek bu vardı. Bütün paramı koydum. Open Subtitles أوراق قوية، هذا ما لدي أراهن بكل قرش أملكه
    Şöyle diyelim, elimdeki güzel şeylerin kıymetini bilmiyorum. - Peki ya şimdi? Open Subtitles فلنقل أني لا أقدر الشيء الجميل عندما أملكه
    elimdeki her şeyle saldıracağım çünkü spotlar sadece birimizi aydınlatabilir. Open Subtitles وسأنقض عليك بكل ما أملكه لأن الاضواء لا يمكن أن تسلط إلا على واحد منّا فقط
    30 dakika sonra elimdeki her şeyi postaya vermiş olacağım. Open Subtitles خلال 30 دقيقة ، كل شيء أملكه سأطلقه لـ صحيفة نيويورك بوست
    Sana karşı elimdeki tüm kanıtlar karanlıkta kalacak. Open Subtitles كل الأدلة التي بحوزتي ضدّك لن تخرج للنور أبداً
    Detroit'e geri döndüğünde, onlara elimdeki mülklerin tekrar değer kazanacağını ve kazandığında da ödediğimin iki katı edeceğini söyle. Open Subtitles أخبرهم فقط بأن الأملاك التي بحوزتي تستعد لهجمة مرتدة
    elimdeki gücün bir gÖsterisini dünyaya sunacağım. Open Subtitles سأقدَم عرضاً للعالم بخصوص القوَة الَتي أملكها
    - Ver. Kader beni, elimdeki bütün paranın da yardımıyla... saygıdeğer IV. Open Subtitles هكذا القدر, مع لعض المساعده من آخر سنتات أملكها,وضعني
    Bak Lisa, elimdeki kanıt da bir kanıt. Open Subtitles ليزا , انظري . الدليل الدليل الذي املكه هو الدليل الذي املكه
    Şimdi elimdeki tüm güçle korumaya ve hizmet etmeye devam edeceğim. Open Subtitles لذا، سأكمل حماية وخدمة الشعب باستخدام كل ما لديّ من أدوات.
    Ve bu yol sorumlulukla dolu, bencilliğe yer olmayan bir yol. Ve bu elimdeki ne amına koyim? Open Subtitles وذلك السبيل ملبّد بالمسؤوليّة والإيثار، وما الذي أحمله الآن؟
    elimdeki para eder tek şey bu. Open Subtitles لذا هذا هو الشىء الوحيد الذى أمتلكه والذى له قيمة.
    elimdeki bütün parayı sana göre ayarlayarak PAHR'nin reklamlarına yatırdım, tamam mı? Open Subtitles -لقد وضعت كل ما أملك -في الحملة الإعلانية للجمعية الخاصة بك, حسناً؟
    elimdeki sinekliği geçirince birlikte duvara yapıştık anlaşılan. Open Subtitles أظنني أصبتُ كلانا بصاعق الحشرات الكهربائي
    Sağ elimdeki parmak sayısının sol elimdekine eşit olduğunu söylerken neyi kastediyorum? TED ماذا أقصد عندما أقول أنني أملك نفس عدد الأصابع في يدي اليمنى كما هو الحال في يدي اليسرى؟
    elimdeki bilezikler şıngırdıyor... Open Subtitles أساور من البنجاب وtinkiing
    elimdeki tüm silahları alacağını söyledi. Open Subtitles أخبرني أنه يود بيع جميع الأسلحة التي استطعت وضع يدي عليها.
    Bu ilk kez elimdeki verinin gerçeklikten tamamen saptırılmış bir görüntü verdiği zamandı. TED كانت هذه المرة الأولي التي أعطتني فيها البيانات التي لدي صورة مُشوهة كليًا للواقع.
    Haklıydı. elimdeki bilgilerle iddianame bile hazırlayamazdım. Open Subtitles لقد صدق في ان ما معي لا يكفي لتوجيه اتهام له

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more