Evet, fakat hastalanmaması için elimden gelen her şeyi yaptım. | Open Subtitles | نعم، لكن فعلت كل ما بوسعي للتأكد أنها لن تمرض |
Hayır, o ölüyor ve ben elimden gelen her şeyi yapıyorum. | Open Subtitles | وليس هناك ما يمكن فعله لا أنا أفعل كل ما بوسعي |
Ama ben yaptım, l bunu durdurmak için elimden gelen her şeyi yapardı. | Open Subtitles | لكنني لو علمت كنت سأفعل كل ما بوسعي لأوقفه |
Sana söz veriyorum kızına yardım etmek için elimden gelen her şeyi yapacağım ama seni hiçbir zaman affedemem. | Open Subtitles | وعدتكَ، و سأفعلُ كلّ ما بوسعي لمساعدةِ ابنتك، لكنّني لا أستطيعُ مسامحتكَ أبداً. |
Çalışma grubundan çıkıp gelmek için elimden gelen her şeyi yapacağıma söz veriyorum. | Open Subtitles | إني أعد بأن أفعل كل ما في وسعي لترك المجموعه الدراسيه و الحضور |
Sana yemin ediyorum, son nefesime kadar elimden gelen her şeyi yapacağım. | Open Subtitles | أقسم لك سأفعل أي شيء بقوتي حتى آخر نفس أتنفسه |
Ve bunu düzeltmek için elimden gelen her şeyi yapacağım. | Open Subtitles | وأنا سأفعل كل شيء ممكن لأُصلح هذا الأمر. |
Bu ilişkinin yürümesi için elimden gelen her şeyi yaptım... ve senden bir çeşit güven çabası bekledim ve... karşılığında böyle bir gece aldım. | Open Subtitles | لقد فعلت كل ما بوسعي لانجاحهذهالعلاقة, و انا انتظر منكِمجهودضئيللذلك, |
Onları hayatta tutmak için elimden gelen her şeyi yapacağıma dair adamlarıma söz verdim. | Open Subtitles | لقد اقسمت لرجالي أنني سأفعل كل ما بوسعي لأبقيهم أحياء |
Bu yüzden benimle anlaşırsanız... sizi olmak istediğiniz yere taşımak için elimden gelen her şeyi yaparım. | Open Subtitles | سأفعل كل ما بوسعي لاتأكد انكم ستصلون للمكانة التي تطمحون إليها |
Emin olun, onu iyileştirmek için elimden gelen her şeyi yapacağım, Majesteleri. | Open Subtitles | كن متأكدا انني سأفعل كل ما بوسعي لانقاذها يا سيدي. |
Ve hatırlamak için, çocuklarım adına elimden gelen her şeyi yaptığımı bilmem gerekiyor. | Open Subtitles | على المحاولة ، ويجب أن أعرف ،ان أطفالي اني فعلت كل ما بوسعي لتذكر ماحصل |
Onun hayatını kurtarmak için elimden gelen her şeyi yaptım. Oysa hayat, bir peri masalı değildi. | Open Subtitles | فعلت كل ما بوسعي لإنقاذ حياتها ولكن الحياة ليست بالجنية المسحورة |
İkinizin de güvende olması için elimden gelen her şeyi yapıyorum, bana inanın. | Open Subtitles | صدّقاني، أنا أفعل كلّ ما بوسعي لإبقائكما بأمان. |
Bu aileyi bir arada tutmak için elimden gelen her şeyi yaparım. | Open Subtitles | لأنني سوف أفعل كل ما في وسعي للحفاظ على هذه العائلة معاً. |
Yerinde olsam Jane'i burada tutmak için elimden gelen her şeyi yapardım. | Open Subtitles | لو كنت مكانك ، كنت سأفعل أي شيء كي أبقى "جاين" هنا |
Ondan sonra da korumak adına elimden gelen her şeyi yaparım. | Open Subtitles | و سأقوم بفعل كل شيء ممكن لكي احميه |
Ama eğer işbirliği yapmazsan, elimden gelen her şeyi yapar ve torunlarının seni Google'da aradıklarında nasıl bir canavar olduğunu görmelerini sağlarım. | Open Subtitles | ولكن إذا لم تتعاون معي سأبذل كل ما في وسعي لأضمن لك أنه في المرة القادمة التي يبحث أحفادك عن سيرتك على الإنترنت سيكتشفون كم كان جدهم متوحشاً |
Onları hayatta tutmak için elimden gelen her şeyi yapacağıma dair adamlarıma söz verdim. | Open Subtitles | لقد اقسمت لرجالى ان افعل كل ما بوسعى لأبقيهم احياء |
Orada olmayı çok istedim. elimden gelen her şeyi yaptım. | Open Subtitles | أردت حقا لكي أكون هناك فعلت كلّ ما يمكن عمله |
Adil bir şekilde yargılanman için elimden gelen her şeyi yapacağımı biliyorsun. | Open Subtitles | اعتقد انك تعرف اني سأفعل كل ما استطيع لأرى انك حصلت على فرصة كافية |
- Yaptığım tek şey sana değiştiğimi göstermek için elimden gelen her şeyi yapmaktı. | Open Subtitles | هو كل ما يمكنني التفكير فيه لأريكِ أني تغيرت |
Bu akşama yetişebilmene yardım etmek için elimden gelen her şeyi yapıyorum. | Open Subtitles | أنا أفعل كل مابوسعي لأساعدك كي لا تتخطي موعدك المحدد |
Babanızın parasını geri alabilmek için elimden gelen her şeyi yapacağım. | Open Subtitles | حسناً، إسمعي، سأفعل جلّ ما بوسعي لإستعادة أموال والدكِ |
Ben değiştim birlikte olabilmemiz için elimden gelen her şeyi yapacağım. | Open Subtitles | لقد تغيرت, و سأقوم بكل ما بوسعي فعله لكي نبقى مع بعض, مهما كلف الأمر |
Onlar büyürken mümkün olduğunca onların yanında oldum ve elimden gelen her şeyi yaptım. | TED | أثناء نشأتهم بذلت قصارى جهدي لأكون بجوارهم على قدر ما استطعت. |
Benim dilek hakkım yok, ama kesinlikle diyebilirim ki Sylvia Earle'nin dileğini desteklemek için elimden gelen her şeyi yapacağım. | TED | الآن ليس لدي أمنية، لكني بالتأكيد أستطيع القول أنني سأبذل قصارى جهدي لدعم تحقيق أمنية سيلفيا إيرلي. |