Enerji komisyonu temsilcisi olarak bu birleşme hakkında ciddi endişelerim var. | Open Subtitles | بصفتي ممثّل عن لجنة الطاقة، يعتريني قلق عميق بشأن ذلك الإندماج |
İyiler, fakat elinde ki testereyle ilgili bazı endişelerim var. | Open Subtitles | إنهم جيدون لكن أنا قلق لأن يكون المنشار غير آمن |
Hastalıklar için endişelerim var bu yüzden, nesnelere dokunmakta zorlanıyorum, herkese açık yerlerde bu neredeyse imkansız. | Open Subtitles | أنا قلق بشأن الأمراض، ولهذا، فلديَ مشاكل بلمس الأشياء. في الأماكن العامة، هذا شبه مستحيل. |
Olağan endişelerim, korkularım ve şikayetlerime rağmen Van Buren aslında tamamen sıkıcı bir yer değil. | Open Subtitles | بالرغم من مخاوفي و قلقي فإن فان بيورين ليس فاشل فقط |
Entegre matematik programı hakkında bazı endişelerim var. | Open Subtitles | لدي بعض المخاوف بِأن برنامج الرياضيات المتكامِل |
Senin hakkında endişelerim var ve kapıdan çıkıp gitmeni izlemek beni rahatsız edecek. | Open Subtitles | عندي مخاوف عنك,ولست مرتاحه بمشاهدتك وأنت تغادر هذا الباب |
İlgileniyorum, Charles fakat benim endişelerim seninle ilgili, şirket ile değil. | Open Subtitles | انا اهتم فعلا, تشارلز ولكني قلقي هو عليك, ليس على الشركة |
Operayla olan sözleşmenize istinaden küçük zaafınıza dair ciddi endişelerim var. | Open Subtitles | استناداً على تعاونك مع الأوبرا لدي قلق كبير بشأن نقاط ضعفك الصغيرة |
Her neyse. Şu bikininle ilgili endişelerim var. | Open Subtitles | على أي حال، أنا قلق بشأن ثوب السباحة ذلك |
Ona oy vermeyi düşünüyordum, ama, şimdi onun yargılarıyla ilgili endişelerim var. | Open Subtitles | كنت افكر بالتصويت لصالحه لكن الآن انا قلق عن حكمه |
Hopper'ın bize anlattıklarından farklı planları olduğundan endişelerim var. | Open Subtitles | أنا قلق من أن هوبر لديه مخطط مختلف عما كان يقول لنا |
Elimdeki verilere bakınca, ...kilosuyla ilgili endişelerim var. | Open Subtitles | بعد هذا أنا أنظر إلى أوراقه و أنا قلق بشأن وزنه |
Aslında futbol takımının kaptanını seçmekle ilgili endişelerim var. | Open Subtitles | أنا قلق قليلاً بشأن شارة قيادة كرة القدم |
Bayılmanızdan sonra kan basıncınızın düşüp düşmediğiyle ilgili endişelerim vardı. | Open Subtitles | لقد اعتراني قلق بعد فقدانك الوعي أن انهيارك قد يكون له علاقة بنقص في انسياب الدم |
Ama biraz düşününce tüm endişelerim gitti. | Open Subtitles | لكن بعد التفكير قليلا كل مخاوفي ذهبت بعيدا. |
Ben sadece erkek arkadaşınla sizin verimliliğiniz konusunda ki endişelerim hakkında konuşuyordum. | Open Subtitles | لقد كنت للتو أتحدث مع حبيبك عن مخاوفي, اذهبي |
"Geceleri uykum kaçarsa..." "...sen de benimle uykusuz kalırsın." "endişelerim bile endişesiz..." | Open Subtitles | اذا استيقظت من نومي تستيقظين معي مخاوفي ليست خائفة لانك معي انظر الى هذا العالم |
Ama bu pahalıya mal olan bir anlaşma olur ama benim bazı endişelerim var. | Open Subtitles | لكن ذلك ترتيب غالي ، وانا عندي بعض المخاوف الإضافية |
Benim de endişelerim yok değil, beyler. | Open Subtitles | لا يخلون من المخاوف والإعتقالات أيها السادة |
Değerlendirmemi tamamladım sayılır ama bazı endişelerim var. | Open Subtitles | حسناً أنا لم أنتهى من تقييمى ولكن لدى بعض المخاوف |
Muhakeme kabiliyetinizle ilgili ciddi endişelerim var Bayan Shuester. | Open Subtitles | لدي مخاوف خطيرة حول حكمك سيدة شوستر 972 00: 39: |
Bu gizemli kahramanın doğruluğu hakkında bazı endişelerim var. | Open Subtitles | لديّ مخاوف كبيرة عن شرعية هذا البطل الغامض |
Eğiteceğim on tane daha var, sonra endişelerim bitiyor. | Open Subtitles | أجل, لدي عشر آخرين لترويضهم ثم ينتهي قلقي |
Yine de, biliyor musun... bir porno setinde bulunmak konusunda endişelerim var. | Open Subtitles | أيضاً على أن أقول, أتعلم ماذا؟ أنا قلقٌ نوعاً ما حيال تواجدي في موقع التصوير الإباحي ذلك |
Öyleyse muhakemenle ilgili endişelerim olduğunu belirtmem gerek. - Çünkü büyük bir hata bu. | Open Subtitles | إن كان ذلك صحيحًا، فأنا قلقة جدًّا على رجاحة حكمكِ لأنّ هذا خطأ جسيم |