"faktörler" - Translation from Turkish to Arabic

    • العوامل
        
    • عوامل
        
    • العامل
        
    • وعوامل
        
    • الاعتبارات
        
    Bu sürecin arkasındaki faktörler çeşitli ve karmaşık, ancak yaşlanma, en nihayetinde hücre ölümü ve bozulması ile oluşur. TED إن العوامل المحرّكة وراء هذه العملية متنوعة ومعقدة، ولكن الشيخوخة هي في نهاية المطاف ناجمة عن موت الخلايا وخللها.
    Adenokarsinomanın nedeni beslenme bozukluğu ya da çevresel faktörler değildir. Open Subtitles لا تنتج السرطانات الغدّيّة عن النظام الغذائيّ أو العوامل البيئيّة
    Adenokarsinomanın nedeni beslenme bozukluğu ya da çevresel faktörler değildir. Open Subtitles لا تنتج السرطانات الغدّيّة عن النظام الغذائيّ أو العوامل البيئيّة
    Kısa pozisyon hamleni destekleyen... ..başka faktörler olduğunu tarz ediyorum. Open Subtitles لكن أفترض أن ثمة عوامل أخرى تؤثر على البيع المكشوف
    Bu hesaplarda ortalama kilo, fiziksel aktivite ve kas yoğunluğu gibi faktörler baz alınır. TED هذه التقديرات بناءً على عوامل كمتوسط الوزن والنشاط البدني والكتلة العضلية.
    Kölelik karşıtlarıyla yandaşları arasındaki hizipleşmenin yanı sıra ekonomik faktörler, iç ve dış olmak üzere... Open Subtitles أحدها خلاف واضح بين مؤيدين عقوبة الإعدام ومخالفيها وهناك العامل الإقتصادي سواءداخلياًأو خارجياً..
    Diğer faktörler için neden kontrol etmiyoruz? TED ولكن لماذا لا نقوم بعملية ضبط باقي العوامل ؟
    Dış faktörler, size sadece bir fırsat sunabilir. TED العوامل الخارجية يمكنها أن تقدم لك فرصة فقط.
    Ancak bu anlatılan oyunların içindeki tüm faktörler artık eskisinden daha güçlüler. İşin yarısı zaten bitti. TED و لكن العديد من هذه العوامل التي لعبت دورا و الآن حتى أقوى من قبل، نصف العمل قد أنجز
    Ve adı geçen birleşik faktörler sayesinde, AİDS salgını Uganda'da çok başarılı bir şekilde geri çevrildi. TED وهذه المجموعة من العوامل في حالة وباء الإيدز بأوغندا قد تم عكسه بنجاح.
    Yani bu faktörler göz önüne alındığında vücudumuz yaşlanınca çevresi de değişir. TED وبالتالي فإن جسمنا يعيش في بيئة مختلفة كلما تقدمنا بالعمر، عندما يتعلق الأمر بهذه العوامل.
    Genetik faktörler de kişinin kas geliştirmesinde rol oynar. TED تلعب العوامل الوراثية أيضاً دورها في قابلية الشخص للنمو العضلي.
    Hayatında bu gibi koruyucu faktörler olmadan Christopher büyük ihtimalle başka, daha ciddi suçlar işleyecekti. TED بدون هذه العوامل في حياته، كريستوفر سوف يستمر بإرتكاب الجرائم.
    Aslında, gerçek sorun bunları yaratan faktörler, yoksulluğun yerleşmesi, sosyal dışlama ve devlet başarısızlığı. TED في الحقيقة، المشكلات الحقيقية هي العوامل التي تخلقها، مثل ترسخ الفقر، والإقصاء الاجتماعي وإخفاقات الدولة.
    Bütün bu faktörler bir araya gelip ormanın blok hâle gelmesini sağladı. ve şu andaki ağaç salgını dediğim şeyi yarattı. TED كل هذه العوامل عملت معاً لتسمح للغابة بالامتلاء مشكّلة ما أسمّيه وباء الأشجار الحالي
    Diyelim ki bu faktörler, polislerin birçok siyahi insana güç kullanacağını öngördü. TED فلنقل مثلًا أن تلك العوامل تتنبأ بتطبيق الشرطة للقوة على عدد معين من السود.
    Yoksa bizi buraya getiren daha derin yapısal faktörler mi vardı? TED أم أن للأمر عوامل هيكلية عميقة تسببت في ما نحن فيه اليوم؟
    Beslenme şekliniz, tedavileriniz, yaşam tarzınız gibi tüm faktörler, sizin nasıl koktuğunuzu etkiliyor. TED عوامل مثل نظامك الغذائي والأدوية و أسلوب حياتك جميعها يميّز رائحتك.
    İnsan davranışları hakkında bir tahminde bulunduğunuzda yeni faktörler ortaya çıkar, çünkü şartlar sürekli değişmektedir. TED عندما تتوقع شيئًا عن سلوك الإنسان تظهر عوامل أخرى لأن الظروف تتغير باستمرار.
    Ama başka faktörler de var. Kontrolümüz dışında, korkunç şeyler oluyor burada. Open Subtitles لكن هناك عوامل أخرى , هناك أشياء فظيعة تحدث هنا و لا نستطيع السيطرة عليها
    Ama korkutucu faktörler bu sınırı 11'e yükseltmeli. Open Subtitles لكن هذا العامل الحفاز سيأخذونا إلى ما فوق مستوى الأثارة
    Ayrıca, virüsü hayvanların taşıması ve bulaştırması gibi faktörler bizim en iyi çabalarımızı tümüyle baltalayabilir. TED وعوامل كالحيوانات التي تحمل وتنقل الفيروس قد تُضعف قصارى جهودنا بكاملها.
    Öyleyse siyasi faktörler Teşkilat'ta büyük bir güç müydü? Open Subtitles الاعتبارات السياسية كانت قوة رئيسية في الحرس؟

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more