| Bunu yapmak için fikirlerin ağ yapısına geri dönmemiz lazım. | TED | حسنا، يمكننا أن نعود إلى هيكل شبكة الأفكار للقيام بذلك. |
| Galileo'nun aksine Jenner, fikirlerin etrafta özgürce dolaştığı bir ortamda yaşadı. | Open Subtitles | بخلاف جاليليو ، عاش ادوارد جينر في مجتمع تتحرر فيه الأفكار |
| Belli ki bir psikopatsın ve bu fikirlerin de delice! | Open Subtitles | من الواضح أنكِ مريضة نفسية ، وكل هذه الأفكار مجنونة |
| İnsanlar çılgın fikirlerin olduğunu sanıyor ama bunun nedeni kendi hayalgüçlerinin olmaması. | Open Subtitles | يظن الناس أنّ أفكارك متهورة لكن ذلك لأنهم لا يملكون أي خيال |
| Sonra senin fikirlerin ve bizim sermayemiz birleşir, böylece herkesin cebi büyür. | Open Subtitles | حينها يمكننا أن نمزج أفكارك مع رؤوس أموالنا، فيصبح الكل منا غنيا. |
| Az önce bahsettiğin fikirlerin çeşitliliği baş döndürücü, olağanüstü, harika. | TED | كمية الافكار التي تحدثت عنها مدهشة و مبهجة ولا تصدق |
| Şimdi, bu fikirlerin hepsi iyi fikir değildi; fakat o dönem ses getiren hayal kurma dönemiydi. | TED | لم تكن جميع هذه الأفكار جيدة ولكنها كانت فترة تفجر الخيال. |
| Tüm bunlar çağrıştırıcı gibi görünse de büyük fikirlerin kökenini, daha genel olarak "yeni" olanın hayatımıza girişini anlatmak istesek bunu çok zor somutlaştırabilirim. | TED | كل هذا يبدو منعشًا للذاكرة والتاريخ، ولكن ليس صلبًا ومتينًا إذا أردنا أن نعرف مصدر الأفكار العظيمة والطريقة التي تدخل بها الأفكار الجديدة حياتنا. |
| O yüzden; hem Richard, hem de benim için bu fikirlerin yanlış ve kötü kullanılmamaları önemli. | TED | لذا فإنه من المهم، كما أرى، لريتشرد ولي أنا.. لا يساء إستخدام هذه الأفكار. |
| Bunların beni aşağıya çekmesine izin verebilirdim. Bütün fikirlerin içimde ölmesine. | TED | كان بإمكاني قول أن كل تلك الأشياء دمرتني وجعل كل تلك الأفكار تموت بداخلي |
| Bu adaptasyondur. Önemli olan nokta, bu yeni fikirlerin orada olduğu. | TED | ما في الأمر هو وجود جميع هذه الأفكار الجديدة هناك. |
| Yeni bir eser üzerinde çalışırken, fikirlerin dışavurumuna özen gösteriyorum. | TED | عندما أعمل على قطعة فنيّة جديدة، أركّز أكثر على التعبير عن الأفكار. |
| En sağlam fikirlerin tam da son anda gelmesi çok enteresan. | Open Subtitles | من المضحك أن أفضل أفكارك تأتيك وأنت تحت ضغط الوقت المحدود |
| Sen bir dinozorsun Callahan. fikirlerin günümüze uymuyor. | Open Subtitles | أنت ديناصور كالاهان ,أفكارك لا تناسب هذة الأيام |
| Arkadaşlıkla ilgili fikirlerin beni endişeye sevkediyor. | Open Subtitles | هذا بلا شك يجعلني أتسائل عن أفكارك عن الصداقة |
| Komik, değil mi? Bu fikirlerin kafanıza | TED | انه امرٌ مضحك . أليس كذلك ؟ مضحك كيف يمكن لهذه الافكار |
| Üçüncü ayrımcılık alanı Risk alarak, gelir sağlamak için yeni fikirlerin peşinde koşulmasıdır. | TED | النقطة الثالثة للتفرقة عى الاخذ يالمخاطرة في البحث عن افكار جديدة لتوليد الموارد |
| Harika fikirlerin olduğuna eminim. Kendinden şüphe etme. | Open Subtitles | انا متأكد بإن افكارك رائعه ، توقفي عن الشك |
| Bu, tarihin nasıl bilim yaptığının ve bilimin nasıl tarih yazdığının ve üretilen fikirlerin dünyamızı nasıl değiştirdiğinin hikayesi. | Open Subtitles | هذه هي قصة كيف صنع التاريخ العلم وكيف صنع العلم التاريخ وكيف غيرت العالم أفكاره الناشئة |
| Ve burada da bağış toplayanlar için oluşturduğum fikirlerin bir listesi var bu bizi biraz daha popüler yapabilir. | Open Subtitles | هذه لائحة بالأفكار التي إنتابتني والذي قد تزيد من شعبيتنا |
| Ama benim annem gibi, sonu gelmeyen fikirlerin ve her şeye karışman... Hiç durmadı. | Open Subtitles | لكن مع أمّي، الآراء اللانهائيّة و الانتقادات لم تتوقّف قطّ. |
| Dur. Tüm fikirlerin korkunç. | Open Subtitles | .توقف من فضلك , توقف , كل أفكاركَ فظيعة |
| fikirlerin atılması için çöp sepeti lobide satışta. | Open Subtitles | سلة مهملات للأفكار معروضة للبيع فى البهو الخارجى |
| Büyük sorunlar büyük çözümler gerektirir, büyük fikirlerin, hayal gücü ve cesaretin tetiklediği ama aynı zamanda işe de yarayan çözümler. | TED | إن المشاكل الكبري تحتاج لحلول كبرى، ملهمة بأفكار كبيرة و خيال وجرأة، لكن أيضاً بحلول مجدية. |
| Sen fikirlerin olması ve onları insanlara dayatmak için yaratılmışsın. | Open Subtitles | أنتَ مصمّمٌ كي تكوّن آرائك وتفرضها على الآخرين |
| Okuyorsun, farklı fikirlerin var. | Open Subtitles | فأنت تقرأ، والقراءة تلهمك أفكاراً عظيمة. |
| Evet, sizin de gördüğünüz gibi, sunacağınız yeni fikirlerin sıradan insanlar tarafından nasıl karşılanacağını görmek için çalışanlarımdan bazılarını toplantıya davet ettim. | Open Subtitles | كما ترون , لقد دعوت بعض أفراد الطاقم للجلوس , لأرى كيف ستكون ردود أفكاركم على العامّة |
| Senin fikirlerin, çok da yaratıcı değildi. | Open Subtitles | أفكاركِ ، حسناً / لم تكن لديكِ أي أفكار.. |