Açık pazarda bizim önerdiğimiz fiyatın yanına yaklaşmaları bile mümkün değil zaten. | Open Subtitles | على كل حال فى السوق المفتوحة لن يجدوا مثل السعر الذى نعرضه |
Bir teknolojinin gelişimindeki ilk aşama kritik fiyatın altına düşmesidir. | TED | المرحلة الأولى في تقدم التكنولوجيا هي أنها ستسقط تحت السعر الحرج. |
Bir kritik fiyatın altına düştükten sonra, eğer başarılı ise bir kritik kitle değerinin üzerine doğru yükselme eğilimi gösterecektir; yayılma. | TED | وبعد إنخفاضها تحت السعر الحرج، لابد أن تؤول، إذا كانت ناجحة، للصعود إلى أعلى الإنتاج الحرج ، أي إختراق. |
Seninle ne yaparım bilmiyorum, fakat fiyatın neyse, ki çok fazla olamaz, benim için bir değerin kalmadığında seni daima başka birine satabilirim. | Open Subtitles | لا أعرف ما الذي سأفعله بك لكنني أفترض بأن سعرك رخيص و عندما أشتريك فعلى الأقل أستطيع حينها أن أطردك |
Herkesin bir fiyatı vardır. Bizce bu da senin fiyatın. | Open Subtitles | كل رجل لديه سعر نعتقد ان هذا سعرك |
Şirketinin, çalışmalarımı duyduğunu ve Hiçbir fiyatın beni NASA'dan | Open Subtitles | وقالت أنّ شركتها قد سمعت عن عملي وأنّه لا يوجد سعر مرتفع للغاية |
fiyatın 5 sentin üstüne çıkacağını ne biliyorsunuz? | Open Subtitles | كيف لك أن تعرف أن السعر سيتخطى العشرة، مع ذلك؟ |
Arkasında fiyatın yazılı olduğu bir kâğıt vardı. | Open Subtitles | تحتهـا كانت توجد بطاقة مُدوَّن عليهـا السعر. |
İstenen fiyatın tamamı için bir çek yazdı, bekleme süresi yoktu. | Open Subtitles | لقد كتبت لتستفسر عن السعر الكامل، لتجنب الطوارئ |
Hayır. Aynen onun gibi görünüyor ama fiyatın 100'de biri. | Open Subtitles | لا ، إنها تبدو نفسها ، ولكن هناك إختلاف كبير فى السعر |
Büyük insanlar gibi fiyatın tamamını ödeyebildiğinizde gelin. | Open Subtitles | عودا عندما يمكنكما دفع السعر كاملا مثل الكبار |
Tekrar üye olmak istediklerinde fiyatın dörde katlandığını söylersin. | Open Subtitles | عندما يحاول الجميع إعادة الاشتراك تفاجئهم بتزويد السعر أربعة أضعاف |
Kızı için fiyatın yarısını ödemeye çalışıyor. | Open Subtitles | انها تحاول أن تدفع نصف السعر لأجل ابنتها |
Doğru, ama 93 yılı Nisan ayında Paddy uyuşturucuyu eski fiyatın yarısına almaya başladı. | Open Subtitles | أجل لكن في إبريل 93 بدأ يشتري الكوكائيين لكن بنصف السعر |
Satışı hızlandırmak için sadece nakit teklifleri alıyoruz ki fiyatın bu kadar düşük olmasının sebebi de bu. | Open Subtitles | نحن نقبل العروض النقدية فقط لنعجل من البيع ولهذا السبب السعر منخفض |
fiyatın çoktan ayarlandığını hatırlatmama gerek var mı? | Open Subtitles | هل أحتاج إلى تذكيرك بأن السعر قد تم تحديده بالفعل؟ |
Sanırım, fiyatın biraz yüksekti. | Open Subtitles | لقد بدى لي أن سعرك كان مرتفعا |
fiyatın gün geçtikçe artıyor. | Open Subtitles | ارتفع سعرك على مر السنين |
- İsim, senin fiyatın. - Fiyatım? | Open Subtitles | علي الذهاب سم سعرك ؟ |
Malzemelerin birçoğunu bana sattığı fiyatın altında geri almayı kabul etti. | Open Subtitles | لقد وافق على شراء اغلب معداته اللتي باعها لنا بفرق سعر قليل |
Şu an nefes almanın tek nedeni kime, nereye sattığın, fiyatın ne olduğu, kontrol noktasında soracakları sorular hakkında cevaplanması gereken daha fazla sorum olması. | Open Subtitles | السبب الوحيد لإبقائك حي أنه لدي الكثير من الأسئلة أريد إجابات لها عن لِمن ابتعت، وأين وبأي سعر |
Senin fiyatın bu mu? | Open Subtitles | أهذا ثمنك ؟ |