| Ben Kansas'lı bir çocuğum, ama sizler gözümün büyük elmasısınız. | Open Subtitles | أنا مُجَرَّد ذرة غذّتْ ولدَ كانساس، لَكنَّك نيني عيني الكبير. |
| Hareket etmemimizin bir faydası yok. gözümün içinde bir iz sürücü var. | Open Subtitles | لن يصنع ذلك اي اختلاف اذا تحركنا , يوجد متعقب في عيني |
| gözümün içine bakıp, bana birazcık da olsa marihuana içmediğini söyle. | Open Subtitles | انظر الى عيني وأخبرني ألم تدخن أبدا القليل من الماريجوانا ؟ |
| Eğer senin için neyin iyi olduğunu biliyorsan gözümün önünden çekil. | Open Subtitles | اخرج, أغرب عن وجهي إن كنت تعلم ما هو الأفضل لك |
| Ya şimdi bana haklarımı okuyun, ya da gözümün önünden defolun! | Open Subtitles | ذلك إما للقراءة لي حقوقي أو الحصول على الجحيم من وجهي. |
| gözümün içine bakın ve bana o şekilde yaşamak isteyeceğinizi söyleyin. | Open Subtitles | لذا انظر في عينيّ وأخبرني أنّك ترغبُ في أن تعيشَ هكذا |
| Karım gözümün önünde öldürüldü ve kızım düşmanımın elinde büyüdü. | Open Subtitles | وفى المقابل خسرت كل شىء. زوجتى قُتلت أمام عينى وطفلى سرق ليربى بواسطة عدوى |
| Ne zaman gözümün önünden ayrılsalar... birilerinin onlara bir şeyler yapmasından korkuyorum. | Open Subtitles | من ان يفعل احد ما شئ لهم كل ثانية يغيبون عن ناظري |
| Burada ne oldu? gözümün içine bakıp bunları inkar mı edeceksin? | Open Subtitles | ماذا يحصل هنا ؟ ستنظر الى عيناي وتنكر كل هذا ؟ |
| Bu hükümdarlık benim gözümün bebeğiydi ama gözlerim kapanınca senin olacak. | Open Subtitles | هذه المملكة كانت قرة عيني. وعندما تُغلق عيوني ستكون خاضعة لكِ. |
| gözümün içine bak ve kızıma hiç yalan söylemediğini söyle ? | Open Subtitles | الآن انظر إلـى عيني وأخبرني أنّك لم تكذب على إبنتي أبدًا؟ |
| Galiba şu anda gözümün içinde bol miktarda çilekli krema var. | Open Subtitles | أعتقد أنه ك ثير , هذا كثير من الفراولة في عيني |
| Seni gözümün önünde tutmanın en iyi yolu da bu. | Open Subtitles | . وهذه افضل طريقة بالنسبة لي , لإبقائك تحت عيني |
| Ama benim gözümün gördüğü adam çok da büyük değildi. | Open Subtitles | لكن الرجل الذي شهدته عيني لم يكن كبيراً بما يكفي |
| O yüzden, gözümün içine bak ve bana bunu yapabileceğini söyle. | Open Subtitles | لذا انظر في عيني وقل لي إنك قادر على القيام بذلك |
| Şimdi şu ucuz kaplamalara yapışmak istemiyorsan siktir git gözümün önünden. | Open Subtitles | الآن، اغرب عن وجهي قبل أن أحطّم لك أسنانك الرخيصة، حسناً؟ |
| Sen de küstahça elimi sıkıp gözümün içine bakarak yalan söyledin. | Open Subtitles | وأنت لديك الجرأة للإمساك بيدي والنظر في عيني والكذب في وجهي |
| Eldiveni çıkarışımı hatırlıyorum, çıkarır çıkarmaz büyük siyah bir bulut belirdi gözümün önünde. | TED | أتذكر بالفعل نزع قفازي وكتلة كبيرة من السواد تتجه نحو وجهي |
| Onu içimde hissediyorum gözümün arkasında, bana emir veriyor. | Open Subtitles | أستطيع الشعور به بداخلي، خلف عينيّ يريدني أن افعل اشياءاً |
| Karım gözümün önünde öldürüldü ve kızım düşmanımın elinde büyüdü. | Open Subtitles | زوجتى قُتلت أمام عينى وطفلى سرق ليربى بواسطة عدوى |
| Bu bibloyu gözümün önünden ancak özel bir insan olunca ayıracağım. | Open Subtitles | .. سأبعد هذا التمثال من ناظري .. عندما يصل شخص خاص |
| akrabalarımın gözümün önünde öldürüldüğünü, | TED | لا أدري ما الداعي لرؤية اقاربي يطلق عليهم النار أمام عيناي. |
| Valizimizi gözümün önünden ayırmamamı ve isim etiketini kaybetmememi söyledi | Open Subtitles | بأن أبعد حقيبتنا بعيداً عن نظري ولا تضيع شعار حقيبتك |
| Babamdan kalan tek şey bu. Bir daha gözümün önünden ayrılmasına izin vermeyeceğim. | Open Subtitles | إنها الشيء الوحيد الذي لدي من أبي لن أدعها تغيب عن بصري ثانية |
| Üssümden ve gözümün önünden çıkıp gitmeniz için 1 saatiniz var. | Open Subtitles | لديك ساعه واحده تكون خارج القاعده و بعيداً عن نظرى للأبد |
| Oh, Hayır. Bu götü boklu siktiğimin iskeletorunu çekin gözümün önünden. | Open Subtitles | خذ صاحب المؤخرة النتنة هذا بعيدا عن وجهى |
| Bu küçük altın madenini gözümün önünden ayıramam. | Open Subtitles | لن أدع منجم الذهب الصغير هذا أن يغيب عن نظري |
| Tedaviyi bulmamıza bir gün kaldı. Bunu gözümün önünden ayırmayacağım. | Open Subtitles | يفصلنا يوم عن إيجاد الترياق ولن أدعها تغيب عن ناظريّ |
| Ben de gözümün üstüne yaptıracağım... Böylece acıyı daha fazla hissederim. | Open Subtitles | انا سأقوم بعمل واحد بعيني حتى يظهر علي اني شخص سيء |
| gözümün içine bakıp bunu onayladığını söylemeni bekliyorum. | Open Subtitles | أنا بإنتظارك لتنظرى لعينى وتخبرينى أنك توافقين على هذا |
| Bones, seni kimin öldürmek istedigini ögrenene kadar seni gözümün önünden ayıracak degilim. | Open Subtitles | كتلة العظام, لن أدعك تغيبين عن نظري إلى أن أعرف من يحاول قتلك |