| Artık biliyoruz ki gözümüz ideal bir tasarım şaheseri olmaktan uzak olup, adım adım ilerleyen evrimin izlerini taşır. | TED | نحن نعرف الآن أنها أبعد ما تكون عن تحفة مثالية التصميم، أعيننا تكشف آثار خطواتها من خلال تطور الخطوة |
| Bence doğa bu şekilde resim yapıyor, birer femto kare, fakat tabii ki gözümüz bunu bütünsel bir bileşim olarak görüyor. | TED | اعتقدت أنه بهذه الطريقة ترسم الطبيعة لوحتها إطار فيمتو واحد في كل مرة ولكن بالطبع أعيننا ترى المشهد كمركب متكامل. |
| Keşif uçağı ile bağlantıyı kaybettik. Havadaki gözümüz nerede? | Open Subtitles | فقدنا الاتصال بالطائرة المرئية اين عيوننا بالجو |
| gözümüz kuzenlerimizin üstünde olsa iyi olacak. | Open Subtitles | أعتقد أنه من الأفضل أن نراقب أولاد أعمامنا |
| Gitmekte özgürsün ancak gözümüz üstünde olacak. | Open Subtitles | أنت حرّ لتذهب بحال سبيلك و لكن سوف نظل نراقبك |
| gözümüz üstünde olur. Val'le çalışınca daha fazlasını kaybederiz! | Open Subtitles | علينا ان نراقبه كالصقور سنخسر الكثر اذا ادخلنا فال |
| - Neyse, gözümüz sizin eşyalarınızda olacak. | Open Subtitles | على كل حال، سنبقي عيننا على أشيائكم |
| Örneğin; gözümüz optik sinirlerin retinanın bir kısmı tarafından bloke edildiği yerlerde kör noktalara sahip. | TED | مثلًا، تملك أعيننا بقع عمياء حيث يحجب العصب البصري جزءاً من شبكية العين. |
| Yani onlar bizim gözümüz kulağımız oluyorlar ve biz insan gönderene dek, gezegeni bizim için gözlemliyorlar. | TED | فهي أعيننا وآذاننا، وترينا الكوكب إلى أن نستطيع إرسال أناس إليه. |
| Şimdilik hayır, ama gözümüz üstünde olacak. | Open Subtitles | ليس بعد، ولكننا سنبقي أعيننا عليك لا تنس ذلك |
| Görevleri, bizim Mars yüzeyindeki gözümüz, elimiz, ayağımız olmaktır. | Open Subtitles | كانت وظيفتها أن تكون أعيننا أقدامنا، وأيدينا على سطح المريخ |
| İyi günler, Bay Korucu, efendim. gözümüz üstlerinde olacak. | Open Subtitles | طاب يومك سيّدي الحارس، سيّدي سنبقي أعيننا مفتوحة |
| Pekâlâ, o zaman, onu bir süre burada tutalım, gözümüz üstünde olsun. | Open Subtitles | حسناً , دعونا نبقيه هنا , يكون تحت أعيننا |
| Simon, sen burada kalıp bizim gözümüz kulağımız olacaksın. Heather, sen Simon'la kal ve yaptığın şeyi yapmaya devam et. | Open Subtitles | سايمون، ابق في الاسفل ستكون عيوننا وآذاننا هيذر ابقي مع سايمون واستمري في فعل ما تفعلينه |
| gözümüz artık sorumluluğun parlak ışığını saçmak için geleceğe bakıyor. | Open Subtitles | عيوننا الأن على المستقبل لكي نضيء على المسؤولية |
| gözümüz bu piç kurusu üzerinde olursa ona zarar veremez. | Open Subtitles | طالما نراقب هذا اللعين لا يمكنه أن يؤذيها |
| Gitmekte özgürsün ancak gözümüz üstünde olacak. | Open Subtitles | أنت حرّ لتذهب بحال سبيلك و لكن سوف نظل نراقبك |
| - Bir gözümüz onda olmalı. | Open Subtitles | حسنا , علينا ان نراقبه |
| Burası bizim tüm bloktaki gözümüz ve kulağımız. | Open Subtitles | انها عيننا و اذننا في هذا المبنى |
| gözümüz üzerinde olacak. | Open Subtitles | فعيوننا عليك* |
| gözümüz hep üzerinizde. | Open Subtitles | بأننا نراقبكم باستمرار |
| İyi bir hikâye evlat ama gözümüz üzerinde. | Open Subtitles | تلك قصة جيدة أيتها الطفلة , لكن لكننا سنراقبك |
| Kendi kendine iyileşebilir. gözümüz üzerinde olacak. | Open Subtitles | من المفترض ان يشفى بنفسه سنراقبها |