Dikkatinizi çekmek istediğim şey, delilleri göz önünde bulundurursak 8 yıl makul. | Open Subtitles | الشيء الذى أود الإشارة إليه أنه بالنظر إلى الأدلة ثماني سنوات معقولة |
Bu durumun hassaslığını göz önünde bulundurarak, bütün bunları gizli tutun. | Open Subtitles | نظراً لخطورة الوضع أعتقد أنه من الأفضل أن تبقي الأمر سراً |
Bu nedenle 2012 Olimpiyat bütçesini iyimserlik eğilimini göz önünde bulunduracak şekilde ayarladı. | TED | فقد قاموا بتعديل ميزانية الألعاب الأولمبية 2012 باعتبار الميل للتفاؤل. |
Şu sıralar biraz yalnız olduğunu göz önünde bulunduramaz mısın? | Open Subtitles | لكن هل أخذتِ بعين الاعتبار أنه قد يكون وحيدًا وحسب؟ |
Bütün olası muhtemel senaryoları göz önünde bulundurun, hattımızı karada çizmekten başka bir seçenek göremiyorum. | Open Subtitles | بإعتبار كل السيناريوهات, فلا أرى أى خيار سوى أن أضع حداً لهذا |
Sokaklar ise şehrin en değerli kaynaklardan biri, fakat göz önünde bulunmalara rağmen onlara pek değer verilmiyor. | TED | الشوارع هي من أهم العناصر التي تمتلكها المدينة قيمة كبيرة مخفية على مرأى من الجميع |
Birkaç hafta öncesine kadar silahlı biri tarafından rehin alındığını, göz önünde bulundurursak, bu gibi durumlarda kendini nasıl savunacağını test etmek istedim. | Open Subtitles | نظرة، نظرا إلى أن كنت عقدت تحت تهديد السلاح في هذه الغرفة صغيرة جدا منذ اكثر من اسبوع، فكرت، ربما، اختبار الخاص بك |
Teşekkürler, Bayan Burton, Bunu göz önünde bulunduracağım. | Open Subtitles | شكراً لك آنسة ، بورتن سوف آخذ توصيتك بالإعتبار |
Durumları göz önünde bulundurursak bu ironik görünebilir ancak şiddetten nefret ederim. | Open Subtitles | قد يبدو ذلك الأمر مُثيراً للسخرية بالنظر إلى الظروف لكني أمقت العُنف |
Tarihsel kayıtlar, insanın cinsel evrimiyle ilgili varsaydıklarımız göz önünde bulundurulduğunda imkansız olması gereken cinsel pratikleri olan dünyanın birçok yerinden insanların hikayeleriyle dolu. | TED | السجلات التاريخية مليئة بحساب الناس حول العالم والذين يملكون الممارسات الجنسية ذلك لابد أن يكون مستحيلا بالنظر إلى ما افترضنا حول التطور الجنسي البشري |
Tahmin inanılmaz şekilde hatasız, özellikle oyunların değerlendirme için yapılmadığı göz önünde bulundurulursa. | TED | والتنبؤ صحيح بشكلٍ مدهش، خاصةً بالنظر إلى حقيقة أن هذه الألعاب لم يتمُ بناؤها من أجل التقييم. |
Senden böyle bir şey beklemezdim. Herkesin hakkında dediklerini göz önünde bulundurursak. | Open Subtitles | لمْ يكن هذا ما توقّعته منك نظراً لكلّ ما يقوله الناس عنك |
O berbat şov için kucağına oturduğumu göz önünde bulundurursak-- | Open Subtitles | نظراً لما فعلته لأجلك ذلك اليوم لصالح ذلك المهرج .. |
Evet, bu şaşırtıcı bir karar, şimdiye kadar tanıdığım en inanılmaz anne olduğun göz önünde tutulursa. | Open Subtitles | نعم, انه اختيار مفاجئ باعتبار أنكِ أفضل أم عرفتها في حياتي |
Düşündümde... takvimini göz önünde bulundurursak, yaklaşan vizeler, yani... | Open Subtitles | وأنا أعتقد فحسب أن ،.. كما تعلم باعتبار جدول تعليمك |
Pekâlâ, siz ailedensiniz yani sanırım bunu da göz önünde bulundurmam gerekecek. | Open Subtitles | حسناً، أنتم من العائلة لذا أظن يجب أن أخذ هذا بعين الإعتبار |
Hele de, bizi bu noktaya getirenin, sizin ülkenizin kendi avareliği olduğu göz önünde bulundurulunca. | Open Subtitles | خاصةً بإعتبار أن تراخى دولتك هو الذى وصل بنا لهذه النقطة |
Her zaman bir şeyi saklamak için en iyi yerin göz önünde olan yer olduğuna inanmışımdır. | Open Subtitles | انا دائما مقتنع أن أفضل مكان لاخفاء شيء، هو على مرأى من الجميع |
Eğer yakalanırsan durumun göz önünde bulundurulunca affedilirsin. | Open Subtitles | إذا قبضوا عليك فربما يراعوا الرأفه معك نظرا لحالتك |
Farklı geçmişimizi göz önünde bulundurursak, biraz şaşırtıcı. | Open Subtitles | حسنا ,اخذا بالإعتبار الإختلاف في طبيعتنا |
Gövdemin uzun olduğu göz önünde bulundurulursa 5 müşterinin giysiyi denediği ama benden başka kimsenin üzerine oturmadığı anlaşılıyor. | Open Subtitles | على اعتبار انني صاحبة خصر طويل قالت ان خمسة زبائن اخرين ارتدوا هذا الفستان وكنت انا الوحيدة التي ناسبها |
Ama ayrıca dedim ki... bilim yanıldığında sıra dışı olasılıkları göz önünde bulundurmalıyız. | Open Subtitles | لكنّي أيضا قلت ذلك عندما علم يفشل... نحن يجب أن نعتبر الإمكانيات المتطرّفة. |
Bu hastaneye bir bağış yapmayı göz önünde bulunduruyor olabilir. | Open Subtitles | ربّما سيأخذ في عين الإعتبار التبرّع لهذه المستشفى شيء عظيم |
Ve ayrıca bunu yaparkenki ruh halinizi göz önünde bulundurmalısınız. | TED | وأيضاً يتوجب عليك أن تضع في الحسبان حالتك العقلية التي تكون فيها وانت تفعل ذلك |
Tamam adamım. Ama dikkat et patronum fazla göz önünde olmak istemiyor. | Open Subtitles | أجل، لكن يا رجل تذكّر هذا، يريد رئيسي البقاء بعيدًا عن الأضواء. |
Fakat biz CRISPR teknolojisinin geliştirmeler için de kullanılabileceğini göz önünde bulundurmak zorundayız. | TED | ولكن علينا كذلك أن نأخذ بالحسبان أنه يمكن استخدام تقنية كريسبر في أمور تحسينية. |
Yüzleşeceğimiz tehlikeyi ve dönmeme ihtimalimi göz önünde tutarsak sanırım bir iyilik yani öpücük isteyecek kadar cüretkar olabilirim. | Open Subtitles | حسنًا ، نظرًا للمخاطر التي نواجهها و إحتمالية أنني يمكن ألا أعود هناكَ خدمة واحدة ستكونين جريئة كفاية لتلبيتها |