"güvendiğim" - Translation from Turkish to Arabic

    • أثق
        
    • وثقت
        
    • اثق
        
    • ثقتي
        
    • أَئتمنُ
        
    • وثقتُ
        
    • موثوق
        
    • لأثق
        
    • أثقُ
        
    • أعتمد
        
    • اعتمد
        
    • الإعتماد
        
    • الثقة به
        
    • بالثقة
        
    • أئتمنكم
        
    Başka neler olduğunu öğrenmeli. En güvendiğim insandan başka bunu yapacak birini düşünemem. Open Subtitles ‫لا يمكنني التفكير في شخص أفضل ‫ليفعل، من الشخص الوحيد الذي أثق به
    Peki. Sen almamışsın. Ama bu ona güvendiğim anlamına gelmiyor. Open Subtitles حسنٌ، لم تأخذها لكنّ هذا لا يعني أن أثق بها
    Keşke gelebilsem ama güvendiğim ajanlar bu gece burada değil. Open Subtitles أتمنى ذلك، لكن العناصر الذين أثق بهم ليسوا هنا الليلة.
    güvendiğim, ve saygı duyduğum biri, beni yalnız bıraktı ve bıçaklayıp meydana attı. Open Subtitles شخص وثقت فيه شخص احترمته جعلنا منفرداً واستدار من حولي وطعنني من ظهري
    Bu dünyada güvendiğim üç kişi var kanapedeki şu iki herif ve bir de ölü herif. Open Subtitles هناك 3 اشخاص اثق بهم في هذا العالم ؟ هذان اثنان منهم على الاريكة والثالث ميت
    Evet, hakkında iyi şeyler söylememi istedi ona güvendiğim için ama güvenmiyorum. Open Subtitles طلب مني تقديمه لك بطريقة جيدة لأني أثق به لكنّي لا أفعل
    Dul ile aynı şeyi istiyor olmamız ona güvendiğim anlamına gelmez. Open Subtitles فقط لأنّي والأرملة نودّ الشيء ذاته، لا يعني أنّي أثق بها
    Kusura bakma, biliyorum geç oldu ama sana bir şey söylemem gerek, ve bunu sırf sana güvendiğim için söylüyorum. Open Subtitles انظري، أنا آسف، أعلم أنه في وقت متأخر جداً، لكن أريد أن أخبرك شيئاً، وأنا أخبرك فقط لأنني أثق بك.
    Bu noktaya kadar, daha çok olmasa da yapay zekaya iyi yetişmiş bir insana güvendiğim kadar güvenirim. TED إلى هنا، أنا أثق بالذكاء الاصطناعي بما يساوي، إن لم يزِد، إنساناً جيد التدريب.
    O öncedendi. Şimdi tamamen güvendiğim tek kişi o. Open Subtitles ولكن ذلك حدث في ما مضى ، أما الآن فهو الرجل الوحيد الذي أثق به
    O öncedendi. Şimdi tamamen güvendiğim tek kişi o. Open Subtitles ولكن ذلك حدث في ما مضى ، أما الآن فهو الرجل الوحيد الذي أثق به
    Hayatımda güvendiğim tek insan sensin. Open Subtitles أساساً، انت الشخص الوحيد الذي أثق به في حياتي
    İki kişilik bir iş, sende güvendiğim tek insansın. Open Subtitles إنها عملية تتطلب شخصان، أنتي الوحيدة التي أثق بها هنا
    Üzgünüm, ahbap, bu dünyada güvendiğim iki kişi var. Open Subtitles . أسف أيها الزعيم, لكن هناك رجلان فقط أثق بهم
    Seni bulaştırmak istemezdim, ama, canım, tek güvendiğim sensin. Open Subtitles يؤسفني أن أُورطك بهذه المشكلة لكنني لا أثق بغيرك
    Olmayan sisteme güvendiğim için karım ve küçük kızım öldü. Open Subtitles زوجتي وإبنتي الصغيرة ماتوا لأنني وثقت بنظام ليس له وجود
    Hayatımda güvendiğim tek insan sensin. Open Subtitles أعني ، أساساً انت هو الشخص الوحيد الذي وثقت به طوال حياتي
    Birine güvendiğim zaman böyle oluyor işte. Open Subtitles تعرف، ما تحديدا ما يحدث عندما اثق بشخص ما
    Sakın yanlış anlama, bu sana güvendiğim anlamına gelmiyor. Open Subtitles ؟ دعني أخبرك مسبقاً بأنك لم تكسب ثقتي بعد
    Sorunları konusunda bana güvenen dinleyicilerime ve en çok güvendiğim kişiye minnet duyuyorum. Open Subtitles ممتن لمستمعيي الذي إئتمنَني بمشاكلِهم. وممتن للشخصِ بإِنَّني أكثر أَئتمنُ.
    Karımı tanırdın, o da benim sana güvendiğim kadar güvendi. Open Subtitles تعرف زوجتي لقد وثقت بكَ، كما وثقتُ أنا بك
    Ve kafam güvendiğim arkadaşımın çocuğumu çalmasının öfkesi ile doluydu. Open Subtitles ورأسي مليئة بالغضب من صديق موثوق فيه قام بسرقة طفلي
    Laila da benim güvendiğim ilk kişiydi. Open Subtitles تعلمين , ليلا كانت الشخص الاول الذى تركت نفسى لأثق فية
    Burada güvendiğim başka kimse yok. - Bu yüzden seni aradım. Open Subtitles ليس هناك من أثقُ به سواك، لذلك أتّصلُ بهاتفكَ المحمول.
    Tek güvendiğim şey basit düşünen bir orospu çocuğu olmam. Open Subtitles أنه كل ما أعتمد عليه أن أكون قائد لعين بسيط التفكير
    Saklanıyor ve onu sevdiğimi, onunla olan ilişkimin güvendiğim tek ilişki olduğunu kabul etmekten utanıyordum. Open Subtitles كنت أختبئ، أشعر بالخجل من الأعتراف أنني أحبه، وأنها العلاقة الوحيدة التي اعتمد عليها.
    Tek bildiğim güvenilmez birisine güvendiğim. Open Subtitles الشيء الوحيد وانا متأكد منه انه لا يمكن الإعتماد علي
    Şimdiye kadar, güvendiğim için pişmanlık duyduğum tek kişi sensin, Richards. Open Subtitles حتى الآن , الوحيد الذي أسفت على الثقة به هو أنت يا ريتشاردز
    Kendime çok güvendiğim bir teknikle şimdilik şarabı açtım. Open Subtitles . أنا أفتح النبيذ , هذه مهارة أشعر بالثقة حولها
    Önemli olan tek şey, sepetleneceğimi zannediyorum ve gittiğim yere ki, evim oluyor, ulaşmamı sağlamak için güvendiğim yegâne insanlar sizsiniz. Open Subtitles كل هذه الأمور أتوقع أن أخلط بها... أنتم أثنين من الاشخاص الذين أئتمنكم عندما أذهب... إلى المنزل

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more