| Başka neler olduğunu öğrenmeli. En güvendiğim insandan başka bunu yapacak birini düşünemem. | Open Subtitles | لا يمكنني التفكير في شخص أفضل ليفعل، من الشخص الوحيد الذي أثق به |
| Peki. Sen almamışsın. Ama bu ona güvendiğim anlamına gelmiyor. | Open Subtitles | حسنٌ، لم تأخذها لكنّ هذا لا يعني أن أثق بها |
| Keşke gelebilsem ama güvendiğim ajanlar bu gece burada değil. | Open Subtitles | أتمنى ذلك، لكن العناصر الذين أثق بهم ليسوا هنا الليلة. |
| güvendiğim, ve saygı duyduğum biri, beni yalnız bıraktı ve bıçaklayıp meydana attı. | Open Subtitles | شخص وثقت فيه شخص احترمته جعلنا منفرداً واستدار من حولي وطعنني من ظهري |
| Bu dünyada güvendiğim üç kişi var kanapedeki şu iki herif ve bir de ölü herif. | Open Subtitles | هناك 3 اشخاص اثق بهم في هذا العالم ؟ هذان اثنان منهم على الاريكة والثالث ميت |
| Evet, hakkında iyi şeyler söylememi istedi ona güvendiğim için ama güvenmiyorum. | Open Subtitles | طلب مني تقديمه لك بطريقة جيدة لأني أثق به لكنّي لا أفعل |
| Dul ile aynı şeyi istiyor olmamız ona güvendiğim anlamına gelmez. | Open Subtitles | فقط لأنّي والأرملة نودّ الشيء ذاته، لا يعني أنّي أثق بها |
| Kusura bakma, biliyorum geç oldu ama sana bir şey söylemem gerek, ve bunu sırf sana güvendiğim için söylüyorum. | Open Subtitles | انظري، أنا آسف، أعلم أنه في وقت متأخر جداً، لكن أريد أن أخبرك شيئاً، وأنا أخبرك فقط لأنني أثق بك. |
| Bu noktaya kadar, daha çok olmasa da yapay zekaya iyi yetişmiş bir insana güvendiğim kadar güvenirim. | TED | إلى هنا، أنا أثق بالذكاء الاصطناعي بما يساوي، إن لم يزِد، إنساناً جيد التدريب. |
| O öncedendi. Şimdi tamamen güvendiğim tek kişi o. | Open Subtitles | ولكن ذلك حدث في ما مضى ، أما الآن فهو الرجل الوحيد الذي أثق به |
| O öncedendi. Şimdi tamamen güvendiğim tek kişi o. | Open Subtitles | ولكن ذلك حدث في ما مضى ، أما الآن فهو الرجل الوحيد الذي أثق به |
| Hayatımda güvendiğim tek insan sensin. | Open Subtitles | أساساً، انت الشخص الوحيد الذي أثق به في حياتي |
| İki kişilik bir iş, sende güvendiğim tek insansın. | Open Subtitles | إنها عملية تتطلب شخصان، أنتي الوحيدة التي أثق بها هنا |
| Üzgünüm, ahbap, bu dünyada güvendiğim iki kişi var. | Open Subtitles | . أسف أيها الزعيم, لكن هناك رجلان فقط أثق بهم |
| Seni bulaştırmak istemezdim, ama, canım, tek güvendiğim sensin. | Open Subtitles | يؤسفني أن أُورطك بهذه المشكلة لكنني لا أثق بغيرك |
| Olmayan sisteme güvendiğim için karım ve küçük kızım öldü. | Open Subtitles | زوجتي وإبنتي الصغيرة ماتوا لأنني وثقت بنظام ليس له وجود |
| Hayatımda güvendiğim tek insan sensin. | Open Subtitles | أعني ، أساساً انت هو الشخص الوحيد الذي وثقت به طوال حياتي |
| Birine güvendiğim zaman böyle oluyor işte. | Open Subtitles | تعرف، ما تحديدا ما يحدث عندما اثق بشخص ما |
| Sakın yanlış anlama, bu sana güvendiğim anlamına gelmiyor. | Open Subtitles | ؟ دعني أخبرك مسبقاً بأنك لم تكسب ثقتي بعد |
| Sorunları konusunda bana güvenen dinleyicilerime ve en çok güvendiğim kişiye minnet duyuyorum. | Open Subtitles | ممتن لمستمعيي الذي إئتمنَني بمشاكلِهم. وممتن للشخصِ بإِنَّني أكثر أَئتمنُ. |
| Karımı tanırdın, o da benim sana güvendiğim kadar güvendi. | Open Subtitles | تعرف زوجتي لقد وثقت بكَ، كما وثقتُ أنا بك |
| Ve kafam güvendiğim arkadaşımın çocuğumu çalmasının öfkesi ile doluydu. | Open Subtitles | ورأسي مليئة بالغضب من صديق موثوق فيه قام بسرقة طفلي |
| Laila da benim güvendiğim ilk kişiydi. | Open Subtitles | تعلمين , ليلا كانت الشخص الاول الذى تركت نفسى لأثق فية |
| Burada güvendiğim başka kimse yok. - Bu yüzden seni aradım. | Open Subtitles | ليس هناك من أثقُ به سواك، لذلك أتّصلُ بهاتفكَ المحمول. |
| Tek güvendiğim şey basit düşünen bir orospu çocuğu olmam. | Open Subtitles | أنه كل ما أعتمد عليه أن أكون قائد لعين بسيط التفكير |
| Saklanıyor ve onu sevdiğimi, onunla olan ilişkimin güvendiğim tek ilişki olduğunu kabul etmekten utanıyordum. | Open Subtitles | كنت أختبئ، أشعر بالخجل من الأعتراف أنني أحبه، وأنها العلاقة الوحيدة التي اعتمد عليها. |
| Tek bildiğim güvenilmez birisine güvendiğim. | Open Subtitles | الشيء الوحيد وانا متأكد منه انه لا يمكن الإعتماد علي |
| Şimdiye kadar, güvendiğim için pişmanlık duyduğum tek kişi sensin, Richards. | Open Subtitles | حتى الآن , الوحيد الذي أسفت على الثقة به هو أنت يا ريتشاردز |
| Kendime çok güvendiğim bir teknikle şimdilik şarabı açtım. | Open Subtitles | . أنا أفتح النبيذ , هذه مهارة أشعر بالثقة حولها |
| Önemli olan tek şey, sepetleneceğimi zannediyorum ve gittiğim yere ki, evim oluyor, ulaşmamı sağlamak için güvendiğim yegâne insanlar sizsiniz. | Open Subtitles | كل هذه الأمور أتوقع أن أخلط بها... أنتم أثنين من الاشخاص الذين أئتمنكم عندما أذهب... إلى المنزل |