Burada kalabilirsin Kee. Burası çocuğunu doğurmak için güvenli bir yer. | Open Subtitles | يمكن أن تبقي هنا يا كي إنه مكان آمن لإنجاب طفلك |
Sana gidecek güvenli bir yer buluncaya kadar Berk'i evin farz et. | Open Subtitles | حسناً حتى يمكننا العثور لك على مكان آمن لتذهب اعتبر بيرك منزلك |
Bu akıl hastası gitmediği sürece dağda güvenli bir yer yok. | Open Subtitles | لا يوجد مكان آمن على هذا الجبل حتى يختفي هذا اللعين |
Terry, limanda senin için güvenli bir yer kalmadı artık. | Open Subtitles | لم يعد هناك مكان امن لك على الشاطىء يا تيرى |
Öncelikle üzerini değiştirmelisin. Sonra da güvenli bir yer bulmalısın. | Open Subtitles | أوّلاً، تحتاج ملابس جديدة، ثمّ عليك أن تقصد مكاناً آمناً |
Kalabalık bir insan topluluğuna katılıp daha güvenli bir yer bulmak için günlerce acı dolu bir yürüyüşe katıldık. | TED | انضممنا لحشد كبير من الناس، وسرنا معًا لأيام مضنية كثيرة بحثًا عن مكان آمن. |
Ayrıca, kendine güvenli bir yer bul ve biz de işimizi yapalım. | Open Subtitles | في هذه الأثناء, إبحث عن مكان آمن ودعنا نَقوم بعملنا |
Dünya daha güvenli bir yer. | Open Subtitles | 20 دقيقة التعويذة انتهت و أصبح العالم مكان آمن |
Sizlere birbirinizi dinlemek için güvenli bir yer sunuyorum. | Open Subtitles | انا أحاول فقط أن اعطيكم مكان آمن لتصغون لبعضكم البعض. |
İçeri girdiğimizde güvenli bir yer bul ve orada kal. | Open Subtitles | عندما نصبح في الداخل، إبحث عن مكان آمن للإختباء، و أبقَ هناك. |
Onu incitirsen, yüz elli kilometre içinde saklanabileceğin güvenli bir yer yoktur. | Open Subtitles | إذا آذيتها فليس هناك مكان آمن للأختباء لمئات الأميال |
Sizin desteğinizle, dünyayı çocuklarımız için daha güvenli bir yer yapabiliriz. | Open Subtitles | بدعمكم , يمكننا فعلها يمكننا جعله مكان آمن لكل أطفالنا |
Derin yuvası nispeten güvenli bir yer ve kanguru faresi burada gündüz boyunca ve gecenin büyük bir bölümünde uyuyor. | Open Subtitles | أن جحره العميق مكان آمن نسبياً وجـرذ الكنجـرو ينام هنا طوال النهار وجزء كبير من الليل |
Herhalde yatırım için güvenli bir yer buldun. | Open Subtitles | أنا على ثقة بأنكِ قد حددتي مكان آمن لهذه الثروة |
Sığınak burada "zor bir dünyada küçük, güvenli bir yer" anlamında. | Open Subtitles | الملجأ كلمة تعنى مكان آمن صغير فى عالم مضطرب |
Sadece güvenli bir yer olmaz, Tekerlekli bir kale haline gelir. | Open Subtitles | هو لن يكون مكان امن فقط بل يكون قلعه على الاقدام |
Konuşmak için güvenli bir yer ayarladım. | Open Subtitles | دبّرتُ مكاناً آمناً لنتمكّن من سماع عرضه |
Daha sonra buluşabileceğimiz güvenli bir yer var mı? | Open Subtitles | أهُناك مكانٌ آمن بإمكاننا أن نلتقي بهِ لاحقاً؟ |
Geri kalanımız da kalacak güvenli bir yer istiyor. | Open Subtitles | "أما بقيّتنا، فإنّنا بحاجة لمكان آمن كيّ نأتوي به" |
Zaman gezginleri için güvenli bir yer. | Open Subtitles | ومن بيت آمن للمسافرين عبر الزمن. |
Gülümse John. Bu gece dünyayı biraz daha güvenli bir yer haline getirdik. | Open Subtitles | لقد جعلنا العالم مكانًا أكثر أمنًا قليلًا لتونا |
Mucize eseri iç kanaman çıkmazsa güvenli bir yer bulana kadar dayanabilirsin. | Open Subtitles | إن لمْ يكُ هنالكَ نزيف داخلي بمعجزة فلربما ستتحمل حتى نصل بكِ إلى مكانٍ آمن |
Endişem o ki o dağ güvenli bir yer değil. | Open Subtitles | إن هذا الجبل لا يعد مكانا آمنا لفتاة جميلة مثلك |
Gelenlere güvenli bir yer ve yiyecek verilecektir. | Open Subtitles | نحن نقدّم السّلامة والحماية. الطّعام والمأوى. |
güvenli bir yer, bir rutinimiz, protokolümüz olacak bir yer. | Open Subtitles | مكان ما آمن حيث نملك نمط نظام |
Doktorları hesap verebilir ve dikkatli yaparak hastaneyi güvenli bir yer haline getiren biri o. | Open Subtitles | يجعل المشفى مكانا أكثر أمنا عن طريق جعل الأطباء أكثر عرضة للمساءلة و أكثر تركيزا |
İkili gruplar hâlinde etrafı kesebileceğiniz güvenli bir yer bulun. | Open Subtitles | لننقسم لمجموعات من فردين ولنجد مكانًا آمنًا على مدى النظر. |
Su yüzeyindeki larva kabuklarından kurtulur kurtulmaz... uçmaya ve nehir kenarında güvenli bir yer aramaya başlıyorlar. | Open Subtitles | حالما تحرر نفسها من جلدها على سطح الماء, تقلع وتبحث عن مكان أمن في المنحدرات. |
Kalacağı bir yer lazım... güvenli bir yer. | Open Subtitles | تحتاج لمكان يكون ... آمناُ |