| Ağır silahlarla sana güvenmemiz için önce kendini kanıtlaman gerekli. | Open Subtitles | يجب أن تثبت نفسك قبل أن نثق بإعطائك الأسلحة الثقيلة |
| Ağır silahlarla sana güvenmemiz için önce kendini kanıtlaman gerekli. | Open Subtitles | يجب أن تثبت نفسك قبل أن نثق بإعطائك الأسلحة الثقيلة |
| Eğer arkadaş olacaksak birbirimize güvenmemiz gerekiyor. | Open Subtitles | اذا كنا سنصبح اصدقاء فلابد ان نثق فى بعض |
| Ama size sırlarımızı vermek konusunda güvenmemiz için... önce siz bize güvendiğinizi göstermelisiniz. | Open Subtitles | ارحب بكم لكن قبل أن نثق بكم على أسرارنا يجب أن تعرضوا ثقتكم بنا اولاً |
| Sonuç olarak, bence içgüdülerimize güvenmemiz gerek. | Open Subtitles | وفي النهايه اعتقد انه يحب علينا ان نثق في غرائزانا |
| Ama ona güvenmemiz gerekiyor. Onun kendi işini yapmasına izin vermemiz gerek. | Open Subtitles | لكنّنا علينا أنّ نثق بها، يجب أن نتركها تمضي بخطتها. |
| Birbirimiz hakkında o kadar çok şey biliyoruz ki, istesek de istemesek de birbirimize güvenmemiz gerekiyor. | Open Subtitles | كل شيء عن بعضنا البعض بحيث يجب أن نثق ببعض سواءً أردنا ذلك أم لم نفعل |
| Biri bana bu adama güvenmemiz için geçerli bir neden söylesin. | Open Subtitles | أحدكم يعطيني سبباً جيداً حتى نثق بهذا الرجل |
| Bizler ortaksak, birbirimize güvenmemiz gerekir. | Open Subtitles | لو كنا شركاء، فعلينا أن نثق ببعضنا البعض |
| Başka bir yol daha var ama, önce birbirimize güvenmemiz lazım. | Open Subtitles | صحيح , اعتقد ان هنالك طريقة اخرى ولكن علينا ان نثق في بعضنا البعض |
| İşler ciddileştikçe birbirimize, güvenmemiz gerekecek. | Open Subtitles | وكلما ازدادت علاقتنا جدية كلما كان علينا أن نثق أكثر ببعضنا البعض |
| Operasyonda beraber çalışacaksak, birbirimize güvenmemiz gerek. | Open Subtitles | يجب أن نثق ببعضنا إن أردنا الوصول إلى مرحلة تنسيق تنفيذية |
| Sorumluluk sahibi, tecrübeli, zeki bir kadının dış ülkelerde görüşlerimizi temsil edeceğini bilmek ona güvenmemiz için yeterli. | Open Subtitles | يمكننا ان نثق فيها مع العلم ان لدينا مسؤلية من ذوي الخبرة وامرأة عبقرية تمثل مصالحنا في الخارج |
| Birbirimize güvenmemiz lazımdı ama gördüm ki bitmiş. | Open Subtitles | لقد كنا نثق فى بعضنا يا رجل ولكن هذا الأمر انتهى الآن |
| Madem hakem olmanı istedik, kararlarına da güvenmemiz gerekecek. | Open Subtitles | انت طلبت ان تكون الحكم هنا و نحن نثق فى رأيك |
| Madem hakem olmanı istedik, kararlarına da güvenmemiz gerekecek. | Open Subtitles | هنا الحكم تكون ان طلبت انت رأيك فى نثق نحن و |
| Hepsi bu işin içinde... Hakimler,savcılar, din adamları.. ve güvenmemiz gereken bütün bu insanlar. | Open Subtitles | إنهم جميعاً مع القضاة والمحامون والكهنة وجميع هؤلاء الناس من المفترض أن نثق بهم. |
| Ama birbirimize güvenmemiz gerek, tamam mı? | Open Subtitles | لكن علينا أن نثق فى بعضنا البعض , حسناً؟ |
| Size güvenmemiz için bir sebep vermiş olsaydınız gecenin bir yarısı sizi kanalda arıyor olmazdık. | Open Subtitles | لو أعطيتمونا سببًا لنثق بكما ما اضطررنا للجري بحثًا عنكما في حفرة في منتصف الليل |
| Görünüşe göre birbirimize güvenmemiz gereken bir noktadayız. | Open Subtitles | يبدو أننا وصلنا للمَوضِع الذى سنضطر أن نثِق فى بعضِنا البعض. |
| Başkalarına güvenmemiz ve süreci en iyi şekilde şekillendirmemiz gerek. | TED | يجب ان نعتمد على الآخرين, وان نشكل العملية في أفضل شكل مممكن |
| Sayın Başkan, yolcuları kurtarma eğiliminizin olmasını anlıyorum ama gerçek şu ki bu adama güvenmemiz için elimizde herhangi gerekçe yok. | Open Subtitles | أفهمُ يا فخامة الرئيس رغبتكَ الطبيعيّة بإنقاذ المسافرين لكن الحقيقة هي ألّا سببَ لدينا يدفعنا للوثوق بهذا الرجل |
| Fakat bu işi yapacaksak, birbirimize güvenmemiz gerekiyor. | Open Subtitles | ولكن نحتاج لأن نكون قادرين على الإعتماد على بعضنا البعض |
| Tek güvenmemiz gereken kader onunda doğru olup olmadığını bilmiyoruz. | Open Subtitles | ايفترض للقدر انه يحدد الصواب؟ |