"güvenmemiz" - ترجمة من تركي إلى عربي

• نثق
• لنثق
• نثِق
• نعتمد على
• للوثوق
• الإعتماد على
• ايفترض

Ağır silahlarla sana güvenmemiz için önce kendini kanıtlaman gerekli.
يجب أن تثبت نفسك قبل أن نثق بإعطائك الأسلحة الثقيلة

Eğer arkadaş olacaksak birbirimize güvenmemiz gerekiyor.
اذا كنا سنصبح اصدقاء فلابد ان نثق فى بعض

Ama size sırlarımızı vermek konusunda güvenmemiz için... önce siz bize güvendiğinizi göstermelisiniz.
ارحب بكم لكن قبل أن نثق بكم على أسرارنا يجب أن تعرضوا ثقتكم بنا اولاً

Sonuç olarak, bence içgüdülerimize güvenmemiz gerek.
وفي النهايه اعتقد انه يحب علينا ان نثق في غرائزانا

Ama ona güvenmemiz gerekiyor. Onun kendi işini yapmasına izin vermemiz gerek.
لكنّنا علينا أنّ نثق بها، يجب أن نتركها تمضي بخطتها.

Birbirimiz hakkında o kadar çok şey biliyoruz ki, istesek de istemesek de birbirimize güvenmemiz gerekiyor.
كل شيء عن بعضنا البعض بحيث يجب أن نثق ببعض سواءً أردنا ذلك أم لم نفعل

Biri bana bu adama güvenmemiz için geçerli bir neden söylesin.
أحدكم يعطيني سبباً جيداً حتى نثق بهذا الرجل

Bizler ortaksak, birbirimize güvenmemiz gerekir.
لو كنا شركاء، فعلينا أن نثق ببعضنا البعض

Başka bir yol daha var ama, önce birbirimize güvenmemiz lazım.
صحيح , اعتقد ان هنالك طريقة اخرى ولكن علينا ان نثق في بعضنا البعض

İşler ciddileştikçe birbirimize, güvenmemiz gerekecek.
وكلما ازدادت علاقتنا جدية كلما كان علينا أن نثق أكثر ببعضنا البعض

Operasyonda beraber çalışacaksak, birbirimize güvenmemiz gerek.
يجب أن نثق ببعضنا إن أردنا الوصول إلى مرحلة تنسيق تنفيذية

Sorumluluk sahibi, tecrübeli, zeki bir kadının dış ülkelerde görüşlerimizi temsil edeceğini bilmek ona güvenmemiz için yeterli.
يمكننا ان نثق فيها مع العلم ان لدينا مسؤلية من ذوي الخبرة وامرأة عبقرية تمثل مصالحنا في الخارج

Birbirimize güvenmemiz lazımdı ama gördüm ki bitmiş.
لقد كنا نثق فى بعضنا يا رجل ولكن هذا الأمر انتهى الآن

Madem hakem olmanı istedik, kararlarına da güvenmemiz gerekecek.
انت طلبت ان تكون الحكم هنا و نحن نثق فى رأيك

Madem hakem olmanı istedik, kararlarına da güvenmemiz gerekecek.
هنا الحكم تكون ان طلبت انت رأيك فى نثق نحن و

Hepsi bu işin içinde... Hakimler,savcılar, din adamları.. ve güvenmemiz gereken bütün bu insanlar.
إنهم جميعاً مع القضاة والمحامون والكهنة وجميع هؤلاء الناس من المفترض أن نثق بهم.

Ama birbirimize güvenmemiz gerek, tamam mı?
لكن علينا أن نثق فى بعضنا البعض , حسناً؟

Size güvenmemiz için bir sebep vermiş olsaydınız gecenin bir yarısı sizi kanalda arıyor olmazdık.
لو أعطيتمونا سببًا لنثق بكما ما اضطررنا للجري بحثًا عنكما في حفرة في منتصف الليل

Görünüşe göre birbirimize güvenmemiz gereken bir noktadayız.
يبدو أننا وصلنا للمَوضِع الذى سنضطر أن نثِق فى بعضِنا البعض.

Başkalarına güvenmemiz ve süreci en iyi şekilde şekillendirmemiz gerek.
يجب ان نعتمد على الآخرين, وان نشكل العملية في أفضل شكل مممكن

Sayın Başkan, yolcuları kurtarma eğiliminizin olmasını anlıyorum ama gerçek şu ki bu adama güvenmemiz için elimizde herhangi gerekçe yok.
أفهمُ يا فخامة الرئيس رغبتكَ الطبيعيّة بإنقاذ المسافرين لكن الحقيقة هي ألّا سببَ لدينا يدفعنا للوثوق بهذا الرجل

Fakat bu işi yapacaksak, birbirimize güvenmemiz gerekiyor.
ولكن نحتاج لأن نكون قادرين على الإعتماد على بعضنا البعض

Tek güvenmemiz gereken kader onunda doğru olup olmadığını bilmiyoruz.
ايفترض للقدر انه يحدد الصواب؟