| Birinde bir yaz geçirdin. Bu benden daha fazla bildiğin anlamına gelir. | Open Subtitles | لقد قضيت صيفا ً فى احداها مما يعني أنك تعرف أكثر مني |
| -Bütün bir hayatini kafeste geçirdin. -Kim oldugunu kabul ederek... | Open Subtitles | قضيت حياتك محتجزة في قفص عبر قبولك ما أنت عليه |
| Bu geçtiğimiz birkaç ay, biraz tatil yaptın, dış dünyada biraz zaman geçirdin, | Open Subtitles | لقد حصلت على أجازة قصيرة الأشهر القليلة الماضية قضيت بعض الوقت في العالم |
| Sen hayatını bunların peşinden koşarak geçirdin böyle giderse delireceksin. | Open Subtitles | لقد قضيتِ حياتكِ في مطاردتهم أنتي تقودين نفسكِ إلى الجنون. |
| Bu çok garip çünkü bütün hafta sonunu Don Todd'un biyografisini dinleyerek geçirdin. | Open Subtitles | ذلك غريب لأنك أمضيت نهاية الأسبوع كاملة تستمع لسيرة دون تود على الشريط |
| Yani kapıdan öylece çıktın, gelecekte 6 ay geçirdin... | Open Subtitles | إذا، أنت مررت بالباب ودخلت للمستقبل لستّة شهور |
| - Daha yeni kalp krizi geçirdin. - Hep kalıtımsal şeyler bunlar. | Open Subtitles | للتو تعرضت لنوبة قلبيه أيه هذا كلها من الوراثه |
| Sen de dün akşamı, o salak park yeri kavgasını dinleyerek mi geçirdin? | Open Subtitles | إذن، هل قضيتي ليلة أمس تستمعين لقصة القتال على منطقة الإيقاف الغبية، أيضاً؟ |
| En son orda yediğinde alışveriş merkezinin hapishanesinde üç gece geçirdin! | Open Subtitles | آخر مرة أكلت هناك قضيت ثلاثة ليالي في سجن المجمع التجاري |
| Bu koridorda onunla içeride geçirdiğinden daha fazla zaman geçirdin. | Open Subtitles | لقد قضيت وقتاً فى هذه القاعه أكثر مما قضيته معها |
| İnsanların senin hakkındaki düşüncelerine fazla önem verdiğin için hayatının yarısı saklanarak geçirdin. | Open Subtitles | إنكِ قضيت معظم حياتك بخزنة لأنك تكترثين بشأن عمّا سيفكر به الآخرون عنك. |
| Sen 20'lerinin çoğunu Fıçı dolusu Jack Daniels'ın içinde geçirdin. | Open Subtitles | قضيت أيامك بالعشرينات مواجهاَ الأرضية بوعاء كامل من, جاك دانيالز |
| Bütün hayatını sana ne olduğunu anlamaya çalışmak için geçirdin. | Open Subtitles | لقد قضيت حياتك محاولًا أن تفهم ما الذي حدث لك |
| Biliyor musun, o hapishanede çok zaman geçirdin, artık nasıl olduğunu bilmiyorsun. | Open Subtitles | لقد قضيت ما يكفي في السجن ولم تعد تعرف النظام هنا |
| Evet, kampta iyi vakit geçirdin mi? | Open Subtitles | حسناً، هل قضيتِ وقتاً ممتعاً فى المعسكر؟ |
| Geçen haftaya kıyasla masanda ne kadar vakit geçirdin? | Open Subtitles | كم من الوقت أمضيت عند جواريره مقارنة بالأسبوع الماضي |
| Zor zamanlar geçirdin, değil mi? | Open Subtitles | لابد من أنك مررت بفترات عصيبة، أليس كذلك؟ |
| Bizim "Cerebro vascular" dediğimiz bir kaza geçirdin. | Open Subtitles | تعرضت لما نسميه حادِثَة وِعائِيَّة دِماغِيَّة |
| Son 8 saati bu adama işkence ederek geçirdin. | Open Subtitles | قضيتي الثماني الساعات الاخري لتعذيب هذا الرجل |
| İyice yorulmuşundur. Uzun bir gün geçirdin. | Open Subtitles | أعتقد بأنّك مرهقٌ جداً فقد حظيت بيومٍ طويل |
| Daha üç saattir buradasın ve birini de tuvalette geçirdin. | Open Subtitles | انت هنا منذ 3 ساعات و امضيت احدها في الحمام |
| Kafan kitaplara gömülü tüm hayatını daha iyi adamların başarılarını okuyarak geçirdin. | Open Subtitles | أنفك مدفونة في الكُتب تقضي حياتك في القراءة عن إنجازات رجالاً أفضل |
| Burada eğlenceli bir hafta sonu geçirdin mi? | Open Subtitles | إذاً، هل أمضيتِ عطلةَ نهايةِ اسبوعٍ ممتعةً هنا؟ |
| Haftalarını babanın arabasını çarptığın gerçeğini özenle örtbas ederek geçirdin. | Open Subtitles | لقد أمضيتَ أسابيع مُخفياً ...بإسهاب حقيقة أنّكَ حطّمتَ سيّارة والدي |
| Hayatının en kötü günlerinden birini geçirdin. - Orada olamadığım için özür dilerim. | Open Subtitles | أعلم أنكِ مررتِ بأسوأ أيام حياتك، وأعتذر بشدة عن عدم وجودي بجانبك |
| Onunla beş dakikadan fazla zaman geçirdin neden konuşmasın ki? | Open Subtitles | ..قضيتَ أكثر من خمس دقائق معاه فلماذا لا يُعطيك ذلك الخطاب ؟ |
| Biraz uyuşturucu aldın ve berbat bir zaman geçirdin. | Open Subtitles | لقد أخذت بعض المخدرات وقضيت وقتاً لعيناً، |
| Hayatının yarısını banyoda geçirdin. | Open Subtitles | إنك تقضين حياتك في الحمام لماذا أبدا لم تهربي من النافذة؟ |