Ayrıca bu annemle biraz vakit geçirmen için iyi bir fırsatı olabilir. | Open Subtitles | كما أنها قد تكون فرصة جيدة لكي تقضي بعض الوقت مع أمي |
Geri kalan günlerini, gerçek aşkınla görkemli bir romantizm içinde geçirmen gerekiyordu. | Open Subtitles | كان من المفترض أن تقضي أيامكِ في بهجة رومانسية مع حبكِ الحقيقي |
Maya, bütün zamanını o küçük deneylerinle geçirmen hiç sağlıklı değil. | Open Subtitles | إنَّهُ ليس صحيّـاً لكِ أن تقضي كلّ وقتكِ مع تجاربكِ |
Hayatının geri kalanını hatalarının bedelini ödeyerek geçirmen için mi? | Open Subtitles | -وهل ستقضين بقية حياتكى تدفعين ثمن أخطائك هذه؟ |
Sanırım özel bir neden, yok, bunu yapman için... benle zaman geçirmen için. | Open Subtitles | لا أفترض أن هنالك أى ... أسباب خاصة تجعلك تقضين الوقت معى هذه هى |
Geceyi, gösteriden bir kızla geçirmen gerekmez miydi? | Open Subtitles | أليس من المفترض أن تقضي ليلتك مع إحدى العارضات |
Bence burada gönüllü olarak bu kadar zaman geçirmen harika. | Open Subtitles | أعتقد بأنه عظيم بأن تقضي وقتاً كثيراً هنا تطوعاً |
...ayrıca senin oğlunla daha fazla zaman geçirmen gerektiğini düşünüyor... | Open Subtitles | ثم ظن بأنه يجب عليه بأن يجعلك تقضي وقتاً أطول مع ابنك |
O mağdurlardan biriyle biraz vakit geçirmen gerek. | Open Subtitles | عليكَ ان تقضي بعض الوقت مع أحد أولائك الضحايا. |
Tek başına zaman geçirmen senin için iyi değil. | Open Subtitles | انه فقط ليس جيدا ان تقضي وقتا طويلاً لوحدك |
Senin sadece benim olmanı istedim. Başka bir yazarla vakit geçirmen beni üzüyor. | Open Subtitles | أريدكِ لنفسي، وأن تقضي وقتاً مع كاتب آخر، هذا يضايقني |
Kadının hapse girmesi söz konusu ama senin sevgilinle birkaç dakika geçirmen gerekiyordu. | Open Subtitles | إنها تواجه الحبس المحتم. لكنك لم تتمكن إلا أن تقضي بضع دقائق مع صديقتك. |
Sanırım, geceyi burada geçirmen lazım yerde uyumayı sorun etmezsen tabi. | Open Subtitles | أظن عليك أن تقضي الليلة هنا إن لم تمانع أن تنام على الأرض |
Öğle yemeği vaktini burada benimle geçirmen çok hoş. | Open Subtitles | من اللطف منك ان تقضي استراحتك لتناول الغداء معي |
Bence güvenliğin için en iyisi geceyi burada geçirmen. | Open Subtitles | اعتقد من أجلك ...من الأفضل ان تقضي الليله هنا |
Garajda daha az vakit geçirmen gerekiyor. | Open Subtitles | يجب عليك أن تقضي وقت أقل في المرآب |
Farelerle biraz zaman geçirmen gerek. | Open Subtitles | عليك أن تقضي بعض الوقت مع الفئران. |
Annenle zaman geçirmen çok hoş bana göre. | Open Subtitles | ان تقضي بعض الوقت مع امك. |
Gitmeni istediğimden değil ama babanla biraz vakit geçirmen harika olur. | Open Subtitles | إنه من الرائع أنكِ ستقضين وقت مع والدكِ |
Araba hırsızlığı nedeniyle sekiz ayını geçirmen gereken evde misin diye bakayım dedim. | Open Subtitles | ستقضين 18 شهر لو إعتقلتُكِ |
Sanırım özel bir nedeni yok, yani benimle zaman geçirmen için. | Open Subtitles | لا أفترض أن هنالك أى ... أسباب خاصة تجعلك تقضين الوقت معى هذه هى |