| - Bilirkişi yarım saat gecikti! - Bir hastam vardı. | Open Subtitles | إن شاهدى الخبير تأخر لمدة نصف ساعة كنت مع مريض |
| 15 dakika gecikti ama kontrol ettim ve her şey oradaydı. | Open Subtitles | لقد تأخر 15 دقيقة فحسب لكنّي فتشته وكلّ شيء موجود هناك |
| Annem gecikti. Hiç zamanında gelmez. | Open Subtitles | تأخرت والدتك , فهى لا تاتى ابدا فى الميعاد |
| Üzgünüm, bir gün gecikti. Şaşırmış gibi yapmana gerek yok. | Open Subtitles | أنا آسف إنه يوم متأخر ليس عليكِ التصرف وكأنكِ متفاجأة |
| Adetim gecikti. Sürekli duygusalım. Ateş basıyor ve başım dönüyor. | Open Subtitles | دورتي الشهرية متأخرة وأبكي طوال الوقت وحرارتي مرتفعة وأشعر بدوار |
| C Bölüğü geri dönmek için bir hafta kadar gecikti. Size söyleyebileceğim bu kadar. | Open Subtitles | . سلاح الفرسان تأخر أسبوعاً عن ميعاد عودته هذا كل ما أستطيع إخبارك به |
| Abbas gecikti, ama güvendedir. | Open Subtitles | انه بأمان يا صاحب السعادة لقد تأخر العباس و لكنه آمن |
| Sanırım sütçü bu yüzden gecikti. Bir yerlerde sıkışıp kalmış olmalı. | Open Subtitles | أتوقع أن ذلك هو سبب تأخر موزع الحليب، لقد علق في مكان ما |
| - Babam uçağı kaçırdı. - Patronuyla görüşmesine gecikti. | Open Subtitles | أبى فاتته الطائره و تأخر على مقابلة رئيسه |
| Gizli Kral neden bu kadar gecikti? Bizi atlattı mı? | Open Subtitles | لماذا تأخر الملك الخفى لقد اوقفنا بالاعلى |
| Uçak gecikti, araba yoktu. Buraya gelmek için, taksiye binmem gerekti. | Open Subtitles | الطائرة تأخرت ولم يكن هناك سيارة، واضطررت لأستقلال سيارة أجرة إلى هنا |
| - gecikti. - Mektuplarını kontrol et! | Open Subtitles | ـ أجل , وقد تأخرت لأسبوعين ـ ولكن هلا تتحقق من بريدك |
| - Aybaşım 10 gün gecikti. | Open Subtitles | نعم لأن دورتي الشهرية قد تأخرت لعشرة أيام |
| Aslında 5 dakika gecikti. Aç kurtlar gibi yemek zorundayız aksi takdirde saat 3'e kadar banyo molası veremeyeceğiz. | Open Subtitles | أنّ الأفطار متأخر 5 دقائق ، سيكون علينا تناوله بسرعة ، بخلاف ذلك لا يوجد إستراحة للحَمام حتي الـ3 |
| Anlamıyorum Pierre bugün çok gecikti. | Open Subtitles | أنا لا أفهم بيير يجري في وقت متأخر اليوم من كل الأيام. |
| Henry, kızların ikisinin de regli üç yıl gecikti. Tamam mı? | Open Subtitles | هنري, الحيض متأخر عن الفتيات بثلاث سنوات, حسنا؟ |
| - Sonunda bizi buldun. - Ziyaretim utanç verici bir şekilde gecikti. | Open Subtitles | ــ وأخيراً وجدتنا ــ أعذريني يا ماريان، زيارتي متأخرة جداً |
| Bilmiyorum ahbap. Hatunu bu sabah hiç görmedim; gecikti. | Open Subtitles | لا أعلم يارجل لم ارها هذا النهار انها متأخرة |
| Erzak kamyonu 15. Karayolu'ndaki zincirleme kaza yüzünden gecikti. | Open Subtitles | شاحنات التموين حصل لها تأخير من جراء تصادم على 15. |
| Tanker gecikti. İki saat önce gelmiş olmalıydı. | Open Subtitles | ناقله البترول ستأتي متأخراً يجب ان تبقوا هنا لمده ساعتين |
| İşler sürekli gecikti: Ze bir şeyler içmeye gitti, bir toplantıya çağrıldı, toplantı uzun sürdü, lavaboya gitti. | TED | واصلوا التأخير: ذهب للحصول على مشروب، وتم استدعاؤه لاجتماع، واستمر الاجتماع طويلًا، وذهب إلى المرحاض. |
| Dinlesene! Uçak zaten gecikti. | Open Subtitles | تبدو مملة لا شكرا اسمعي بالمناسبة الرحلة ستتأخر |
| gecikti sadece. Bizimkilerle buluşmak için kuzeye gitti. Gelecektir. | Open Subtitles | لقد تأخّر لا غير، لقد سافر للشّمال ليقابل بعض أقربائنا، سيأتي لا محالة |
| Teşekkürler kardeşim. Sizi rahatsız etmemeliydim, ama kocam gecikti. | Open Subtitles | لم اكن أريد إزعاجك , لكن زوجي سيتأخر بالخارج |
| İki hafta gecikti, midem bulanıyor, memelerim acıyor ve çok koku alıyorum. | Open Subtitles | انا متاخرة اسبوعان. انا اتقيىء, و استطيع شم اى شىء. |
| Sadece 1 saat gecikti. Onun standartlarına göre hiç fena değil. | Open Subtitles | متأخره ساعه واحده فقط , هذا ليس سىء بالنسبه لعادتها |
| Onlar, gecikti! Kahretsin! Neler oluyor? | Open Subtitles | تبا لقد تأخروا كثيراً , أين ذهبوا ؟ |
| Adalet gerçekten de gecikti ama bu adil değil mi? | Open Subtitles | العدالة قد تأخّرت في الحقيقة لكن ألم تكن عادلة؟ |
| Rahatla. gecikti. Her zaman gecikir. | Open Subtitles | اهدأ، إنه يتأخر دائماً، ذلك جزءاً من شخصيته |