Yaratıcını şimdi hatırla, gençliğinde, şeytanın günü gelmeden, ne de son yılların yaklaşmadan. | Open Subtitles | تذكر الان خالقك بينما ايام الشر لن تأتي, وسنوات الخير لم ترسم بعد |
Biz içeri girer girmez, onu gazeteciler gelmeden çabucak dışarı çıkart. | Open Subtitles | حالما نصبح في الداخل أخرجه من هناك بسرعة قبل وصول الصحافيين |
Siparişinizi, sokağın karşısındaki şu sarhoşlar buraya gelmeden evvel verseniz iyi olur. | Open Subtitles | الافضل ان تطلب مبكرا طلبك قبل ان يأتي السكارى من الجانب الاخر |
Dagnine buraya gelmeden önce, dışarıya çıkmanın bir yolunu bulmalıyız. | Open Subtitles | يجب أن نجد مخرجاً قبل أن يصل داجنين إلى هنا |
Bana yardım et, yoksa teslimatı sana gelmeden yok ederim. | Open Subtitles | تساعدني، أو سأنسف تلك الشحنة قبل أن تصل إليك حتى |
Sana söylemediğim bir şey var. Hastaneye gelmeden önce olanlarla ilgili. | Open Subtitles | هُنالك شيء لم أخبرك به .حدث قبل أن آتي إلى المشفى |
Buraya gelmeden önce 4 sene boyunca tekerlekli sandalyede olduğunu biliyorum. | Open Subtitles | أعلم أنك قضيت آخر أربع سنوات قبل مجيئك على مقعد متحرك |
Bu sabah değil, buraya gelmeden önce. Buraya düşmeden önce. | Open Subtitles | ليس الصباح , أقصد قبل أن تأتي هنا للعمل بالمترو |
Buraya gelmeden önce çok iyi işler yapmışsın--- bir sürü toplumsal çalışma,hayır işi. | Open Subtitles | قبل أن تأتي هنا فعلت أشياءً طيبة أعمال تجارية و أعمال خيرية كثيرة |
Babam, onun sen yanımıza gelmeden önce öldüğünü söylemişti. Böyle bir hata yapmazdı. | Open Subtitles | قال أبي بأنّه توفيّ قبل أن تأتي للعيش معنا، لن يقترف خطأ كهذا |
Fakat aksine, ambulans gelmeden iki dakika önce oracıkta ölüverdi. | Open Subtitles | لكن بدلاً من ذلك ماتت هناك قبل وصول الإسعاف بدقيقتين |
Tatlım, Clark gelmeden önce ailem bu çiftliği nesiller boyu idare etti. | Open Subtitles | عزيزتي تمكنت عائلتي من إدارة هذه المزرعة قبل أجيال على وصول كلارك |
Avukat buraya gelmeden önce bana ne haltlar döndüğünü anlatsana. | Open Subtitles | لمَ لا تخبرني بما يجري قبل وصول محاميكَ إلى هنا؟ |
Yine de hiçbir şey, o gelmeden önceki gibi olmayacak. | Open Subtitles | لكن الأمور أختلفت ولم تعد كما كانت قبل أن يأتي |
O gelmeden önce İngilizler'le, her şey saat gibi işliyordu. | Open Subtitles | قَبْلَ أَنْ يأتي كان كُلّ شيءَ مظبوط مثل ساعةِ إنجليزيةِ |
Niçin? Benim evime gelmeden önce nereye gittiğini görmek istiyorum. | Open Subtitles | اريد ان اعرف اين ذهب قبل ان يصل الى بيتي |
Ama o gelmeden önce biri beni orada öldürmeye çalıştı. | Open Subtitles | لكن قبل أن تصل إلى هناك، حاول شخص ما قتلي. |
Anlıyorum, bugün buraya gelmeden önce bu öksürük için üç doktora göründüm. | Open Subtitles | حسناً, ولكن قابلت 3 أطباء لهذا السعال قبل أن آتي هنال اليوم |
Buraya gelmeden önce, gece boyunca uyanmadan... en son ne zaman uyudunuz? | Open Subtitles | قبل مجيئك هنا، متى كانت آخر مرة؟ أنك نمت طوال الليل حتى؟ |
Siz gelmeden hemen önce hiperuzaydan çıktı ve Ay'ın çevresinde yörüngeye girdi. | Open Subtitles | لقد خرجت من الفضاء الفوقي وأخذت مدار ثابت حول القمر قبل وصولك |
Yoksa tam da polisler gelmeden az önce mi ayrıldın evden? | Open Subtitles | ام قد حدث انك غادرت قبل قدوم الشرطة هنا ؟ |
Yoksa ben gelmeden önce istihbarat analistleri bunu yapmamış mıydı? | Open Subtitles | ألم يكونوا محللي الاستخبارات يفعلون ذلك قبل وصولي إلى هنا؟ |
Oğlu gelmeden önce buraları temizlememiz iyi olur değil mi? | Open Subtitles | سيكون جيدا تنظيف الغرفة قبل مجيء الابن الى هنا صحيح؟ |
Bu gece buraya gelmeden önce kızlarımdan bir tanesi bağırmaya başladı. | TED | فقط، قبل مجيئي إلى هنا هذه الليلة، بدأت إحدى بناتي بالصراخ. |
Eğer hemen giderseniz bizimkiler gelmeden gözden kaybolursunuz ama acele etmeniz gerekiyor. | Open Subtitles | لو ذهبتي الآن أنا أراهن على أنك ستغادرين قبل أن يأتوا زملائي إلى هنا؟ لكن يجب عليكن أن تذهبن الآن؟ |
Artık söyleyebiliriz. Evet, bugün, sen gelmeden hemen önce küçük bir tartışma yaşamıştık. | Open Subtitles | بإمكاننا إخبارها الآن، أجل اليومَ خضنا شجاراً قبيْل قدومك |
Wynonna kasabaya gelmeden birkaç yıl önce hepimiz onu hissettik. | Open Subtitles | قبل سنتين من عودة وينونا الى المدينة جميعنا شعرنا به |