| Komite yarın gelmeniz için sizi zorlamıyor. Yarın gelmek istiyor musunuz? | Open Subtitles | اللجنة لا تُطالب بأن تعود مجدّدًا هل تريد أن تأتي غدًا؟ |
| Buraya kadar gelmeniz ve onun için yas tutmaya zaman ayırmanız çok güzel. | Open Subtitles | كان لطف منكم أن تأتي وتعطون وقتكتم في الحداد عليها |
| Bunun için eve gelmeniz gerek. - Tabi | Open Subtitles | وعلى أي حال، إذا أردت الحديث مع والدي يجب أن تأتي للمنزل |
| Şimdide beni kovacaklar. Beni yenidem görmek istiyorsanız Memphis'e gelmeniz... | Open Subtitles | لأنهم بالتأكيد يريدون طردي, لذا اذا كنت تريد ان ان تراني مرة أخرى يجب عليك القدوم الى ممفيس |
| Belki bu skandalın üzerini kapatabiliriz, ama mesajı alır almaz buraya gelmeniz şart. | Open Subtitles | ربما يمكننا أن نعمل بطريقة لكى نخفى تلك الفضيحة لكن من الضرورى أن تأتى فى الثانية التى تسلمت فيها تلك الرسالة |
| - Bu kadar mesafeden gelmeniz çok hoş. - Davet edilmek de. | Open Subtitles | ـ جيد جدا منكم المجيء كل هذا الطريق ـ لطيف جدا منكم دعوتنا |
| Ofisime gelmeniz için zaman ayarlayacağım. | Open Subtitles | سأعين أوقات أريدك أن تأتي خلالها إلى مكتبي |
| Bayım, bizimle gelmeniz gerekiyor. -Geliyorum, memur bey. | Open Subtitles | سيدي يجي أن تأتي معنا سوف أحضر أيها الضابط |
| Buraya gelmeniz an meselesiydi. Bir çocuğu aradığınızı duydum. - Onu bulmuş olabilirim | Open Subtitles | إنها مسألة وقت حتى تأتي إلى هنا أعتقد بأنك كنت تحبث عن طفلة ؟ |
| Buraya gelmeniz an meselesiydi. Bir çocuğu aradığınızı duydum. | Open Subtitles | إنها مسألة وقت حتى تأتي إلى هنا أعتقد بأنك كنت تحبث عن طفلة ؟ |
| Buraya kadar gelmeniz çok hoş. - Harika. | Open Subtitles | شكراً جزيلاً لك انه فعلاً لطف منك أن تأتي الى هنا |
| Evet, silah sesi duydum. Hemen buraya gelmeniz gerekiyor. | Open Subtitles | نعم، لقد سمعتُ طلقة بندقية يجب أن تأتي إلى هنا، حسناً ؟ |
| Yarığın yukarısına doğru gelmeniz gerek. | Open Subtitles | عليك أن تأتي من الأعلى، من خلال الأخدود. |
| Benimle morga kadar gelmeniz gerekiyor. Elinizden gelenin en iyisini yapmanızı istiyoruz sizden. | Open Subtitles | يجب أن تأتي معنا لتتعرف على الجثة سنحاول أن يكون الأمر سريعاً |
| Peter, hemen benim eve gelmeniz lazım. | Open Subtitles | بيتر , أريدك أن تأتي أنت و الرفاق إلى منزلي الآن |
| Şimdide beni kovacaklar. Beni yenidem görmek istiyorsanız Memphis'e gelmeniz... | Open Subtitles | لأنهم بالتأكيد يريدون طردي, لذا اذا كنت تريد ان ان تراني مرة أخرى يجب عليك القدوم الى ممفيس |
| Karakola gelmeniz mümkün mü? | Open Subtitles | هل ملائم لك أن تأتى لمكتب الشرطة الان ؟ |
| Korkarım bizimle hemen şimdi karakola kadar gelmeniz gerekecek. | Open Subtitles | سيتوجب عليك المجيء معنا حالاً إلى المركز حسناً |
| - Miss Jouvet, gelmeniz ne kadar güzel. | Open Subtitles | ضربة تلك. الآنسة جيوفيت، كم لطيف منك للمجيء. |
| Buraya gelmeniz için büyük bir cesaret gerekmiştir değil mi? | Open Subtitles | تملكتي الكثير من الشجاعة لتأتي هنا، أليس كذلك؟ |
| Hayır, Maria. Buraya gelmeniz doğruydu. | Open Subtitles | لا، يا ماريا، كان من الصواب أن تأتوا إلى هنا. |
| Hazırlıkların yapıIması için hastanemize 4 saat önceden gelmeniz rica olunur, teşekkürler. | Open Subtitles | تأكدي من وصولك للمستشفى قبل أربع ساعات من أجل التحضيرات، شكراً لك |
| Tatil sonrası dengeye gelmeniz için şiirin ilk iki kıtası hakkında deneme yazacaksınız. | Open Subtitles | حتى تعودوا إلى نشاطكم، بعد الإجازة التي قضيتموها اكتبوا مقالة عن المقطعيين الشعريين اللذان في البداية |
| Benimle gelmeniz gerekiyor. Çabuk olun! | Open Subtitles | هل أستطيع ان أطلب منكما أن تأتيا إلى هذه الجهه,؟ |
| Buraya, bu kadar kısa sürede... gelmeniz ne incelik. | Open Subtitles | مجيئكم لفته طيبه منك مجرد ملاحظه بسيطه |
| Memur Ridley, bizimle karakola kadar gelmeniz gerekiyor. | Open Subtitles | الضابط ريدلي، نَحتاجُك للمَجيء إلى الدائرة الإنتخابيةِ مَعنا. |
| Her neyse, buraya yemeğe gelmeniz ne kadar garip. | Open Subtitles | على أي حال, من اللطيف أنكما أتيتما لتناول الطعام هنا. |
| Tamam, Bay Kent, Siz çocuklar fotoğraf çekimi için buraya gelmeniz lazım. | Open Subtitles | حسناً، سيد كنت، أحتاج للشجار معكم هنا يا جماعة لأخذ الصور |
| - Bizimle gelmeniz gerekiyor. | Open Subtitles | سنحتاجك للذهابّ معنا |