Bu kural, bir başkasının gerçeğini görmezden gelemezsiniz, sadece onun üzerine bişeyler kurabilirsinizdir. | TED | وهي تتمثل في عدم قدرتك إنكار واقع الآخر بإمكانك فقط البناء عليه |
Ama Alman Parlamentosu'nda iki üyesi olduğunu gerçeğini de biliyorum. | Open Subtitles | ولكنّني أعلم بحقيقة أنه هنالك عضوين من أعضاء البرلمان الألمانين |
Ama Gen-O İspanyol gribini canlandırdığında, gerçeğini geri getirmediler ki. | Open Subtitles | ولكن عندما قامت شركة جيبنو بإحياء الفلونزا الإسبانية لم يقوموا بإعادة الحقيقي |
Öyleyim ama bu senin ödlek olduğun gerçeğini değiştirmiyor, Harry. | Open Subtitles | انا كذلك , لكن هذا لا يغير من حقيقه انك اصفر , هارى |
Kitle iletişim araçları, Braddock'un siyah olduğu gerçeğini es geçmektedir. | TED | تناست وسائل الإعلام حقيقة أن برادوك أغلب سكانها من السود. |
Kendime bazı kurallar koyamadığım gerçeğini de kabulleniyorum. | Open Subtitles | أنا فقط أقرّ بالحقيقة, ولست أرسي بعض القواعد لنفسي. |
Eskiler sizden varoluşunuzun basit gerçeğini bile sakladı. | Open Subtitles | بينما أخفى القدماء الحقائق الأساسية حول وجودهم عنكم |
Yürüyüp geçtiğim kapıları açmak için hayatlarını bile feda etmiş olanların omuzlarında durduğum gerçeğini çok takdir ediyorum. | TED | أنا ممتن للغاية لحقيقة أنني الآن أحذو حذو أولئك الذي ضحوا بحياتهم لفتح الأبواب التي مررت من خلالها. |
Ve insanlarda zar oyunlarına gömüleceklerdi, çünkü oyunlar çok çekiciydi, ve bizleri tatmin edecek mutlu bir verimliliğe gömecekti, Onlar yiyeceklerinin olmadığı gerçeğini görmezden geleceklerdi. | TED | وينغمسون في الألعاب لأن الألعاب ممتعة. وتغمسنا في حالة من الإنتاجية السعيدة، سيهملون واقع أنهم لم يأكلوا. |
Peki karınızın, kendi rızasıyla gitmiş olduğu gerçeğini nasıl açıklarsın? | Open Subtitles | إذن كيف تفسر واقع أن زوجتك قد سمحت أن تلتقط ؟ |
Neden bu tarafta olduğum gerçeğini düşünmen gerek. | Open Subtitles | ويجدر بك أن تفكر في واقع أنني إلى هذا الجانب |
Neden biraz büyüyüp onunla yatmak için bunu görmezden geldiğin gerçeğini itiraf etmiyorsun? | Open Subtitles | لما لا تتجرأ فحسب و تقِّر بحقيقة, أنك تتجاهل ذلك لأنك تريد مضاجعتها؟ |
Ve istikrarlı güvenliğin insan hakları üzerine inşa edildiği gerçeğini kabul etmeli ve buna saygı duymalıyız. | TED | ويجب أن نحترم ونعترف بحقيقة أن الأمن المستدام يُبنى على أساس من حقوق الإنسان. |
Bunun için teşekkür ederim, ama bu hâlâ benim gerçek Carson Beckett olmadığım gerçeğini değiştirmez. | Open Subtitles | شكرا لهذا ولكنه لا يزال لا يغير حقيقة اني لست كارسون بيكيت الحقيقي. |
Pekâlâ, millet. 7 numaralı sahneye geçip, bunun gerçeğini yapalım. | Open Subtitles | حسناً , ايها الناس لننتقل إلى المسرح السابع ونقوم بالتصوير الحقيقي |
Hiçbir mazeret bir kaçak olduğu gerçeğini değiştirmez. | Open Subtitles | لا يوجد اى تفسير آخر يغير حقيقه انه هارب |
Charlie, onunla hâlâ birçok ortak noktamız olduğu gerçeğini göz ardı edemezsin. | Open Subtitles | لا يمكنك التغاضي عن حقيقة أن لازال بيننا الكثير من الأمور المشتركة |
Blair ve Chuck gerçeğini bana söylediğini Blair'e söyledim. | Open Subtitles | أسمعي انا قلت لبلير عن أخبارك لي بالحقيقة عما حصل معها وتشاك |
Akıntının senin içinden geçtiği gerçeğini görüyorum. | Open Subtitles | وأرى أن الحقائق التي تطفو في الماضي كنت في الدفق. |
Tüm avcı uçaklarımızı, bombardıman koluna karşı savaşa sokabildiğimiz gerçeğini de söylemek gerekir. | Open Subtitles | بالأضافة لحقيقة أنه كان بأمكاننا إستدعاء جميع مقاتلاتنا لأعتراض القاذفات المعاديه |
Görüyorsun işte, insanlardan önce senin gerçeğini ben ortaya çıkardım. | Open Subtitles | إنك رأيت، لقد قمت بـ كشف حقيقتك أمام الشعب بأسره |
Yaptığım işin gerçeğini bilen bir tek kişi daha var. SD-6'daki başka bir çift taraflı ajan. | Open Subtitles | وشخص اخر فقط يعرف حقيقتى أيضا عميل مزدوج اخر داخل الـ إس دي |
Kendi gerçeğini her şeyden ve herkesten üstün tutmuştur. | Open Subtitles | لقد حمل حقيقته فوق كل الأشياء وضد كل الناس |
Bu durumda polis gücümüzün aciz kaldığı gerçeğini kabul etmeliyiz! | Open Subtitles | علينا أَنْ نُواجهَ الحقيقةَ بأنّ شرطتنا عاجزة فى هذه المسألةِ |
Ayrıca biliyorlar ki, eğer insanlar doğaya bağlı oldukları gerçeğini anlarlarsa, ve içlerindeki gücün farkına varırlarsa... | Open Subtitles | ,انه إذا أُدركُ الناسَ حقيقةَ علاقتِهم بالطبيعةِ ..وحقيقة قوَّتِهم الشخصيةِ |
Ay'ın nasıl yukarı-aşağı, sağa-sola hareket ettiğini ve bizden uzaklaşmakta olduğu gerçeğini. | Open Subtitles | كيف يميل القمر، من الأعلى للأسفل، ومن اليسار لليمين، والحقيقة أنه يبتعد عنا. |