Yılın geri kalanı birlikte çalıştıklarında bu anlayış ve empatiyi de sunabilirler. | TED | وعندما يعملون معًا بقية العام، يمكنهم أن يستحضروا ذلك التفاهم والتعاطف معًا. |
Paranın geri kalanı, New York'taki kendi posta kutuma giden taahhütlü kargoda. | Open Subtitles | بقية المال بداخل طرد مسجل معنون لي علي صندوق بريد في نيويورك |
Ama maalesef örgütünüzün geri kalanı için aynı şeyleri hissetmiyorum. | Open Subtitles | ولسوء الحظ ، لا أشعر بنفس الشعور تجاه بقية منظمتك |
İnsanlığın geri kalanı için o sadece bir saldırı köpeği. | Open Subtitles | و اخبر باقي الرجال, انه ليس اكثر من كلب شرس. |
Daha sonra meydana gelen içe doğru patlama... geri kalanı halletmiştir. | Open Subtitles | لابد أن قوة الانفجار الداخلي الناتج عن السقوط قام دمر البقية |
Asıl dünyanın geri kalanı derdine yansın çünkü biz bunu tek başımıza başarabiliyoruz. | Open Subtitles | حسناً ، هذه النكتة تنطبق على بقيّة العالم لأننا نستطيع فعل هذا بأنفسنا |
Vücudun geri kalanı beyne yalnızca fazladan bir milyar bilgi gönderir. | TED | الباقي من جسدك يمكن أن يرسل لدماغك فقط بضع بليون إضافي. |
Ne kadar o, orada geçirmek hayatının geri kalanı gelecek mi sizce? | Open Subtitles | لِكم من الوقت تظنى أنها ستقضي بالأسفل ؟ بقية حياتها الطبيعية ؟ |
Dünyanın geri kalanı Yıldız Geçidi'ni öğrendiğinde ona sahip olmak isteyeceklerdir. | Open Subtitles | بمجرد أن يعرف بقية العالم عن البوابة النجمية، ربما سيطالبون بها |
Değişim zamanında tamamlandı ama planın geri kalanı tamamen berbat durumda. | Open Subtitles | الاستعدادات ستنتهي في وقتها أما بقية الخطة ففيها العديد من الأخطاء |
Hayatının geri kalanı boyunca yalnız kalmak istemezsin değil mi? | Open Subtitles | لا يتعين ان تبقي وحيدة بقية حياتك اليس كذلك ؟ |
Siz ikiniz, takımın geri kalanı ortaya çıksın diye mi bekliyorsunuz? | Open Subtitles | هل أنتما الإثنان تنتظران من أجل بقية أعضاء فريقكم للإستعراض ؟ |
Bana kalsa o sikiği farelere yem ederim çöpün geri kalanı gibi. | Open Subtitles | لو كان الأمر بيدى، لتركت ذلك القذر مع الجرذان. مع بقية القمامة. |
Her neyse, ona günün geri kalanı için izin almasını söyledim ama okulun ilk gününü kaçırmak istemediğini söyledi. | Open Subtitles | وعلى أيّة حال، أخبرتها أنها بوسعها أخذ بقية اليوم للراحة لكنها قالت أنها لا ترغب بتفويت أول يوم دراسي. |
Peki ekibin geri kalanı senin gizli görevde olduğundan şüphelendi mi? | Open Subtitles | وهل شك باقي الفريق أنك كنت تعمل على تكليف سري ؟ |
Hastanenin geri kalanı kapalı olabilir ama acil servis çalışıyor. | Open Subtitles | قد يكون باقي المكان مقفلا لكن قسم الطوارئ مازال يعمل |
Yeterince insan öldüğünde, geri kalanı kaderlerine isyan edip onu indirecek. | Open Subtitles | وعندما يموت عدد كاف منهم ستثور البقية بسبب الحزن وستطيح به |
Evin geri kalanı ile alakasız olan bir oda veya kapı mı arayacağız? | Open Subtitles | لا أعرف مكانها نبحث عن غرفة أو باب لا يتفق مع بقيّة المنزل |
geri kalanı ise parmağını kestiğin fakir masum mağdurlara gitti | Open Subtitles | ذهب الباقي إلى الضحايا الأبرياء الذين تسببت في قطع أصابعهم |
Hayatının geri kalanı boyunca hizmet edebilecekken iki dönem sonunda başkanlığı bırakmak... | Open Subtitles | لا يتخلى عن الرئاسة إلا بعد ولايتين يريد أن يخدم لبقية حياته |
Şimdi, ben köşemi yazarken, senin en az 600 tane yapılacak eğlenceli şey düşünmeni istiyorum, çünkü günümün geri kalanı tamamen senin. | Open Subtitles | والان ، اثناء كتابتى للمقال عليك ان تفكرى على الاقل فى 600 شئ مضحك لتفعليه، لان باقى اليوم لك وحدك |
Umarım yolculuğun geri kalanı ikimiz için de daha az heyecanlı olur. | Open Subtitles | أأمل ان لا يكون ما تبقى من الرحله لكلا منا , اقل بهجه |
Bahse girerim geri kalanı ölü bir ağaç gövdesi kadar cansız olacaktır. | Open Subtitles | اراهن ان بقيته سوف تصبح بدون حياه مثل جذوع الاشجار. |
Askerlerin geri kalanı Arrakeen'de bekletiliyor ve bir kısmını da hava alanında tutuyoruz. | Open Subtitles | بقيه القوات متمركزه فى اريكان ولدينا بعضهم فى سماء المعركه |
geri kalanı, Emma'nın mezat gününde ödül parasıyla aldığı atların bakımını karşılamak için. | Open Subtitles | والباقي منه يغطي المصاريف الخاصة بالخيول التي اشترتها إيما بالمزاد بواسطة الجائزة المالية |
Bu pulları satın alacak olan kişi benim. geri kalanı saçmalık. | Open Subtitles | اسمع، أنا من سيشتري هذه الطوابع، والبقية كلام فارغ |
geri kalanı. | Open Subtitles | بقيّته |
Birileri kabartmaları yırtıp almış sonra da geri kalanı yakmaya çalışmış. | Open Subtitles | شخص قام بخطف النقوش وحاول ان يحرق الباقى |
Önemli olan, benim yeni güç nasıl çalıştığını anlamaya var, ya da ben hayatımın geri kalanı için bu bodrum katında kendimi kilitlemek zorunda kalacağım. | Open Subtitles | هذا ليس بيت القصيد ، بيت القصيد إلى أن أعرف كيف تعمل قوتى الجديدة سأغلق على نفسي فى الأسفل هنا بهذا القبو لباقي حياتى |