"getirdiğim" - Translation from Turkish to Arabic

• أحضرته
• أحضرتها
• جلبتها
• احضرت
• جلبته
• أحضرتك
• احضرتها
• احضرتك
• أجلبه
• أحضرتكِ
• إحضارك
• بإحضاري
• جلبتك
• جَلبتُ
• سآتيك

Bu, benim eve getirdiğim o korkunç şeyden kaçma yerleri.
إنها مهربهم من الشئ المروع الذي أحضرته أنا إلى المنزل

Onu eve getirdiğim ilk gece beşiğine yatırıp uyumasını izlerken düşündüm:
أول ليلة أحضرته للبيت جلست قرب مهده وراقبته وهو نائم وفكّرت

Hayır, ben yüzük yastığını ve getirdiğim 7 hediyeyi alıyorum.
كلا ، سآخذ وسادة الخاتمين والـ7 هدايا التي أحضرتها إليه

- Kale'den getirdiğim kristalde ona yardım edecek bir şeyler olmalı.
لابد أنه هناك شيء بالكريستالة التي أحضرتها من الحصر يمكنه مساعدتنا

Kendime ve bu dünyaya getirdiğim lanete bir son vermenin vakti geldi.
حان الوقت لإبطال هذه اللعنة التي جلبتها على نفسي وعلى هذا العالم.

Tamara'yı bize getirdiğim anda sanat ve zanaat konusunda ortak paydada buluştular.
في ذلك الوقت احضرت تمارا انها ماهره في الفنون اليدوية

Ve size uzun bir nutuk çekmek yerine bugün yanımda getirdiğim bir icatım hakkında konuşmak istiyorum: 44. icadım. Yok, bu da doğru değil.
ومن دون خطب عصماء أريد أن أتحدث إليكم عن اختراع أحضرته معي اليوم اختراعي الرابع و الاربعين لا هذا غير صحيح أيضا

Hatta yanımda getirdiğim kayıt cihazıyla seslerini kaydetmek de istiyorum.
وسأقوم حتى بتسجيل أصواتهم على جهاز أحضرته معى

Yüzünde tamamen eve getirdiğim köpeğin aslında bir fare olduğunu söylediğin zamanki ağabey bakışı var.
لديك نظرة الأخ الأكبر على وجهك بالكامل مثل الوقت الذي قلت لي فيه أن الجرو الذي أحضرته إلى المنزل كان جرذا

Bunun sağlığıma faydası olacağını düşünmüyorum, Doktor. Şimdi bunu rüşvet olarak düşünmeyin ama getirdiğim Japon tabancası sizin olabilir.
اسمع، إن كنت تقبل الرشاوي فيمكنك أخذ المسدس الياباني الذي أحضرته

Eve getirdiğim mendil vardı ya, nerede biliyor musun?
هل تعرفين أين تلك المنشفة التي أحضرتها معي ؟

getirdiğim belgeler tamam mı?
الوثائق التي أحضرتها هل جميعها سليمة معك؟

- Yaklaşık bir ay sürüyor. - getirdiğim kadar elde etmek için.
تستغرق العملية شهراً للحصول على نفس الكمية التي أحضرتها

Son getirdiğim kutunun parasını ödemedin hala.
انت لم تدفع لى فى العلبة الماضية الذى جلبتها لك

Bu benim getirdiğim su çünkü yangınlar beni susatıyor.
هذا هو المياه التي احضرت بسبب حرائق تجعلني العطش .

- getirdiğim yemek ne kadar idare eder?
تجهيز الغذاء الذي جلبته أنا لى متى يدوم؟

Şimdi ise buradasın, seni getirdiğim bu yerde.
،والآن أنت هنا .في المكان الذي أحضرتك إليه

Todd'dan getirdiğim postalar nerede?
اين هي كل الرسائل التي احضرتها من عند تود ؟

Kendisi için seni buraya getirdiğim, ve bir gün seni tanıştıracak olduğum adamın adını.
اسم الرجلِ للذي احضرتك هنا من اجلة الذي سَأُقدّمُك اليه يوماً ما

Yani size kendim ve dışarıda tanışıp şu an içeri getirdiğim bu duvar hakkında bir hikaye anlatmak için buradayım.
لذلك أنا هنا لأخبركم بقصة عني وهذا الجدار الذي تعرفت عليه في الخارج، والذي أجلبه الآن للداخل.

Aksine, sizi İngiltere'ye beş parasız getirdiğim için ben size bir özür borçluyum.
على العكس, أنا أدين لكِ بأعتذار, فلقد أحضرتكِ إلى إنكلترا و أنا مفلس

- Ne için? - Seni buraya getirdiğim için.
-على إحضارك إلى هنا , هيا أخبرنى

Polisi getirdiğim için ödeştik, tamam mı?
لكن بإحضاري لك هذا الشرطي يعني أننا متصافين . هل تفهمني؟

Seni buraya getirdiğim için üzgünüm.
أنا آسفه لأني جلبتك هُنا.

Kendiminkini getirdiğim gibi, bunları da... bunları da kullanabilirim.
حَسناً، طالما جَلبتُ شراشفي، من الأفضّل أن... منالأفضّلأنأستعملُهم.

Ben yoksul biriyim, cömert efendim. getirdiğim bilgi çok değerli.
أنا رجل فقير أيها الكريم الذى سآتيك به يساوى الكثير