Bence, bu turne giderek daha iyi olacak anlamına geliyor. | Open Subtitles | لذا أظن أن ذلك يعني أن الجولة ستتحسن أكثر فأكثر. |
Ben bir süredir çatışmalar kazanıyorum, ve giderek daha çok çatışmanın içine giriyorum. | TED | و بذالك كنت أنتصر في العديد من المعارك، أشارك في معارك جديدة، أكثر فأكثر. |
Bu hayalcilik ve oyun, hayatımda giderek daha çok yer tutmaya başladı. | Open Subtitles | لكن، بطريقة ما، التمثيل والعمل الصادق بدأ بملأ حياتي أكثر فأكثر. |
Gelecek yaz köy hayata geçiyor ve her hafta bir başka topluluğa giderek daha da genişliyor. | TED | الصيف المقبل، سيتم افتتاح القرية، وتنبثق إسبوعياً، ممتدة إلى مجتمعات أكثر وأكثر أينما اتجهت. |
Şimdi, onun şu anda yaptığı şey ise şu: kendini giderek daha fazla soyutlaştırdıkça, öğrenme yolu da her an daha çok ayrıklaşıyor. | TED | الآن, ما يحدث لها الآن أن طريق تعلمها ينحرف لحظة بلحظة كلما انعزلت بنفسها أكثر وأكثر. |
Bu durum, en kötü sorunlardan birine sebep oluyor, dünyadaki tüm ülkelerde giderek daha fazla kadının alınıp cinsel köle olarak kullanılıyor olmaları. | TED | وهذا يقودنا إلى أسوأ مشكلة، هو أن النساء تُشترى وتوضع في العبودية الجنسية بشكل متزايد في كل أنحاء العالم. |
Direktörle gözden geçirmeler normal görünüş ve işleyiş ile ilgili sohbetten giderek daha fazla sayılar ve oranlarla ilgili sorulara döndü. | TED | الاستعراضات مع المخرج تحولت من المحادثات الطبيعية إلى المزيد والمزيد من الأسئلة حول الأرقام والنسب المئوية. |
giderek daha çok mobil cihaz kullanıyoruz ve hareket hâlindeyken etkileşimdeyiz. | TED | ونحن نستخدم وعلى نحو متزايد الأجهزة المحمولة باليد ونتعامل معها بفعالية شديدة. |
* giderek daha ihtiraslı oldu, alev, alev bir tutku * | Open Subtitles | * الجو يصبح أكتر حرارة * * إنه حبٌ ساخن * |
Yemin ederim, bu menekşeler giderek daha güzel kokuyor. | Open Subtitles | تزداد رائحة هذا البنفسج جمالاً أكثر فأكثر. |
giderek daha az tanıyorum... kendimi... ya da diğer insanları. | Open Subtitles | تقل معرفتي أكثر فأكثر بنفسي وبأي شخص آخر |
giderek daha çok sayıda işçi, pasif içici olmama haklarına saygı istiyor. | Open Subtitles | يَصرُّ أكثر فأكثر عُمّال على الحقّ أَنْ لا يَتنفّسَ دخانَ مُسْتَعملَ. |
Bu kızı giderek daha fazla tanımaya başlıyorum. | Open Subtitles | أنا أبد في التماثل مع هذه الفتاة أكثر فأكثر |
Her ziyaretle, bu övgüler giderek daha yaratıcı bir hale geliyordu. | Open Subtitles | و مع كل زيارة تلك المراسم اصبحت مبتكرة أكثر فأكثر |
Simyacıların bilgisi giderek daha fazla ve daha pratik uygulamalar buldu. | Open Subtitles | على نحو متزايد، معرفة الكيميائيين وجدت تطبيقات عملية أكثر فأكثر |
Ancak yıllar içinde araçlar giderek daha da özelleşti. | TED | مع ذلك، وعلى مر السنوات، أصبحت الأدوات أكثر وأكثر تخصصاً. |
Ancak araçlar giderek daha karmaşık hâle geldikçe, onları kontrol etmek için daha karmaşık denetimlere ihtiyacımız var. | TED | ولكن كلما أصبحت الأدوات أكثر وأكثر تعقيداً، نحنُ بحاجة إلى ضوابط أكثر تعقيداً لكبحها والسيطرة عليها. |
Eğer onların iyi bilim insanları olmalarını istiyorsak yaptıkları her şeyde giderek daha fazla meraklı olmaları gerekir. | TED | وإذا أردنا العمل على جعلهم علماء عظيمين، يجب عليهم أن يصبحوا فضوليين أكثر وأكثر في كل ما يفعلونه. |
Halkın, katilin yakalanması için aşırı hevesi polis için neredeyse büyük bir sorun olduğu giderek daha belirgin hale geldi. | Open Subtitles | واتضح بشكل متزايد انه بقدر ان القبض على القاتل مشكلة كبرى للشرطة فكان ايضا المنقذ من الجمهور |
işçilerin giderek daha fazla istismar edildiğini görüyoruz çünkü, sırf sermaye birikim dürtüsünü tatmin için fiyatlar aşağı çekiliyor | Open Subtitles | ونحن نرى أن العمال يتم استغلالهم بشكل متزايد لأنه يهبط سعر تخفض كل زيادة، ببساطة لإرضاء هذه الرغبة في تراكم رأس المال. |
Ağaçlar giderek daha fazla su buharı üretiyor. | Open Subtitles | تصدر الأشجار المزيد والمزيد من بخار الماء |
Yani günümüz dünyasında giderek daha fazla ülkede vatandaş ile hükümet arasındaki ilişki İnternet tarafından sağlanıyor, bunun için gerekli olan servis ise özel şirketler tarafından veriliyor. | TED | إذن لدينا وضع في عالمنا اليوم حيث، في المزيد والمزيد من الدول العلاقة بين المواطنين والحكومات تنظم عبر الإنترنت والذي يتكون بشكل أساسي من شركات خدمات خاصة تعمل بشكل مستقل. |
Bu iğneli lafları giderek daha az komik buluyorum. | Open Subtitles | أجد هذه الملاحظات البارعة على نحو متزايد أقل هزلية. |
* giderek daha ihtiraslı oldu, alev, alev bir tutku * | Open Subtitles | * الجو يصبح أكتر حرارة * * إنه حبٌ ساخن * |