"giydiği" - Translation from Turkish to Arabic

    • يرتديه
        
    • ترتديه
        
    • يلبسه
        
    • يرتديها
        
    • ترتديها
        
    • يَلْبسُ
        
    • إرتداها
        
    • إرتدته
        
    • ارتده
        
    • الذي ارتدته
        
    • ترتدى
        
    • تلبسه
        
    • لبسه
        
    • ليعرف
        
    • ارتداها
        
    Biliyor musun, ben Jerry'nin giydiği kot pantolonları çok seviyorum. Open Subtitles تعرف , أنا أحب الجينز الجديد الذي كان يرتديه جيري
    Bu fabrikan gelen toz Ravi’nin bıyığını ve giydiği her şeyi kaplıyor. TED يغطي غبار هذا المصنع شارب رافي وكل شيء يرتديه.
    Bir çok kadının eteğinin altında giydiği bir çeşit giyecek. Open Subtitles إنّه نوعٌ من الملابس الذي ترتديه أغلب النساء تحت تنّوراتهم
    Golf oynarken herkesin giydiği bir şey bu. Tost yapabilir miyim Will? Open Subtitles ,هذا ما يلبسه الجميع للغولف هل يمكنني أن أعمل بعض التوست, ويل؟
    Söylemeden geçemeyeceğim, doktorların giydiği o berbat önlük yokken gazetedeki fotoğrafınızdan daha yakışıklısınız.. Open Subtitles يجب أن اقول أنك أكثر وسامة من الصورة التى فى الجريدة بدون الأدوات الكريهة التى يرتديها الأطباء
    Seni şu Müslüman kadınlarının giydiği kara çarşafa saracağım. Open Subtitles أتمنى لو أستطيع ربطك بواحدة من تلك الخيام التي ترتديها المرأة المسلمة إلا المرأة المسلمة
    O gün giydiği ayakkabıları kontrol etmenizi istiyor. Open Subtitles يُريدُك لتَدقيق الأحذيةِ بأنّه كَانَ يَلْبسُ ذلك اليومِ.
    Bu Zero'nun giydiği maske değil mi? Open Subtitles أليس هذا هو القناع الذي كان يرتديه زيرو ؟
    Tamircilerin giydiği türden haki renkte bir elbiseydi. Open Subtitles كان هذا الزى كاكى اللون و كان مماثلاً للزى الـذى يرتديه الجنـود فـى الجـيـش
    Tess bekliyor, çocuk reyonu, Marshall ve Bradbury. Ufaklık o üstündeki kıyafetleri giydiği sürece onunla beraber şehire inmeyeceğini söylüyor. Open Subtitles تقول بأنها لن تأخذ جولة مع ذلك الصبي بما يرتديه من الملابس النتنة
    Karının giydiği elbise 20 bin kaymeden fazla. Open Subtitles أن الفستان الذي ترتديه يساوى أكثر من 20 ألف ليرة
    Operada giydiği elbise sade ve düzdü. Open Subtitles الثوب التى كانت ترتديه فى الأوبرا كان شفاف جداً.
    Yani dükkâna girerken giydiği şey her ne ise, güvenlik kamerasındaki kızılötesi sinyali engelliyor. Open Subtitles إلى إشارات الكاميرات حسناً إذاً مهما كانت ترتديه في المتجر
    Bun Superman'in aramıza karışmak için giydiği kostüm. Open Subtitles ذاك كان هو الرداء الذي يلبسه سوبرمان ليتفاعل معنا نحن البشر
    Otobüs pantolonu, kişinin normal pantolonunun üzerine daha önce başkalarının oturduğu otobüs koltuklarında oturmak için giydiği pantolondur. Open Subtitles انه السروال الذي يلبسه الشخص فوق سرواله الاعتياديّ عندما يجلس الشخص على مقعد الحافلة التي جلس عليها أناس من قبل
    Oğlunuzun cinayet sırasında... giydiği kıyafetler nerede? Open Subtitles أين الثياب التى كان أبنك يرتديها ساعة ارتكاب الجريمة؟
    Ama bahse girerim kraliçenin Pazar günleri giydiği kıyafetin aynısı bu. Open Subtitles لابد وانها تشبه قماشة الملكة التي ترتديها يوم الاحد
    Gölden çıkardığımız çiftçinin giydiği tişört ile aynı desen. Open Subtitles هو نفس النمطِ كالواحد ذلك المزارعِ كَانَ يَلْبسُ
    Onunla konuşmaya gittiğimizde o gece giydiği kıyafetleri beyazlatıcı içinde bulduk. Open Subtitles و عندما ذهبنا للتحدث إليه, وجدنا الملابس التي إرتداها تلك الليلة مليئة بالمبيض
    Üzerinde sabah giydiği şeftali rengi elbise vardı, tamam mı? Open Subtitles إنها ترتدي ثوبها الخوخي التي إرتدته هذا الصباح، حسناً؟
    Zanlının giydiği elbise barmen üstüne olmadığını söylemişti, değil mi? Open Subtitles الفستان الذي ارتده الجانية، الساقية تقول أنه لمْ يناسبها, صحيح؟
    Cathy'den geçen sene giydiği kostümle şeker toplamaya gitmesini isteyemeyiz. Open Subtitles لا يمكننا أن نطلب من كاثي أن تحضر الهالوين بنفس الزي الذي ارتدته في العام الماضي
    Ne kadar güzel olduğunu hatırladım. Babamla yemeğe giderken giydiği giysileri. Open Subtitles أتذكّر كم كانت جميلة وهى ترتدى ملابسها للخروج فى المساء مع أبى
    Neredeyse giydiği her şeyi evimden 3D baskı ile yaptım. TED تقريبًا كل ما تلبسه تمت طباعته في منزلي.
    Bu Bobby'nin Çarpık turunda giydiği ceket. Open Subtitles الذي لبسه بوبي في جولته الغنائية.
    Merhaba. Oğlunuzun bugün giydiği kıyafet-- Open Subtitles مرحباً، اسمعي الملابس التي ارتداها ولدكم اليوم...

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more