| Dinle şimdi, annenin gurur duyacağı bir şey yapmak istiyorsan söz ver bana, kimsenin seni ezmesine izin vermeyeceğine söz ver. | Open Subtitles | الآن اسمعني ، إذا أردت ان تجعل أمك فخورة بك عدني ، عدني ، ألا تسمح لأحد أن يحولك لصاحب عاهة |
| Büyüyüp, annen yaşasaydı onun gurur duyacağı biri olmanı istiyorum. | Open Subtitles | اريدك ان تكبري وتكونى هذا الشخص اريدك ان تجعلى امك فخورة بك |
| Annenin gurur duyacağı biri. | Open Subtitles | و التي تريده امك ستكون فخورة بك |
| İkis ide senin her babanın gurur duyacağı bir evlat olduğunu düşünüyordu. | Open Subtitles | كما ترى، شعر كلاهما أنك من نوع الأبناء الذي يمكن أن يفخر به المرء |
| Hayatında bir şeye sahip olsa, gurur duyacağı bir şeye bu sefer temiz kalabilir. | Open Subtitles | ربما لو حصل على شيء في حياته شيء يفخر به ربما يقلع هذه المرة |
| Burada herkesin gurur duyacağı bir evi ve güvende olacağı bir işi olmalı. | Open Subtitles | الكل هنا يجب أن يملك منزل يفخر به عمل مؤمن له |
| Hem bu kızının da gurur duyacağı bir iş. | Open Subtitles | و سيكون عملًا يجعل إبنتك فخورة بك |
| Sen bir babanın gurur duyacağı bir çocuksun. | Open Subtitles | إنك تمثل الإبن الذي يفخر به أي أب |