"hak ettiğini" - Translation from Turkish to Arabic

    • يستحق
        
    • تستحق
        
    • تستحقين
        
    • تستحقه
        
    • يستحقه
        
    • يستحقون
        
    • تستحقينه
        
    • إستحق
        
    • قد استحقيّت
        
    • أنّكِ تستحقّين
        
    • يستحقان
        
    • من يستحقّ
        
    • ما يستحّقه
        
    • عقابه
        
    • تلقى ما
        
    Her hastanın aynı bakım standardını hak ettiğini düşünmüyor musunuz? Open Subtitles ألا تعتقد أن كل مريض يستحق نفس مستوى الرعاية ؟
    Kanunun kasıtlı ihlâlinin küçük bir güç gösterisini hak ettiğini düşünüyorum. Open Subtitles اعتقد انه انتهاك متعمد للقانون اعتقد انه يستحق اظهار بعض القوة
    Evet, bir şeyleri hak ettiğini düşündüm, sonuçta bu kadar sıkı çalışıyorsun. Open Subtitles حسناً, لقد إكتشفت بأنك تستحق شيئاً مُنذ إن كُنت تعمل بجُهد كبير
    İnsanoğlunun hiçbir zaman kendine neden yaşamayı hak ettiğini sormadığını söylediniz. Open Subtitles لقد قلت أن الإنسانية لم تسأل نفسها أبدا لماذا تستحق النجاة
    Çaldığını duyduğumda seni gördüğümde bir şansı daha hak ettiğini düşündüm. Open Subtitles عندما سمعتك تعزفين الليلة, عندما نظرت هناك ورأيتك, أنت تستحقين فرصة.
    Seni temin ederim hak ettiğini en yakın zamanda bulacaksın. Open Subtitles سوف تنال ما تستحقه في القريب العاجل أؤكد لك ذلك
    Ama bir kez merhamet göstermiş olmam onun da hak ettiğini göstermez. Open Subtitles لكني ليسَ بسبب أنني تعاطفتُ مرّة لا يعني بأنهُ يستحق تعاطفي الآن.
    Herkesin hassas olmayı hak ettiğini yansıtan ya da hassas insanlar muhtaç kalmadan onlarla ilgilenen yasalara ihtiyacımız var. TED نحتاجُ لسياسات تعكسُ أن كل واحدٍ منّا يستحق أن يكون عرضة للعجز، أو يعتني بعاجزين آخرين، دون أن يصبح مُعدم.
    Buluştuğum ilk jüri, Bobby'nin hak ettiğini bulduğunu düşünüyordu. TED وكان أول عضو قابلته يؤمن أن بوبي حصل على ما يستحق
    hak ettiğini aldı... hiç düşünmeden öylesine tehlikeli girişimlere atıldı ki. Open Subtitles وهو نال ما يستحق لمخاطرته بمثل تلك المغامرة الطائشة
    Hayır, buraya kardeşimin üyeliği benden daha fazla hak ettiğini söylemeye ve onun iyiliği için geri adım atmak istediğimi söylemeye geldim. Open Subtitles كلا، أتيت هنا لأقول أن أخي يستحق العضوية أكثر منّي وأتنازل عنها لصالحه
    Ölenlerin ailelerinin bir tutanağı ya da tanıklığınızı görmeyi hak ettiğini düşünmüyor musunuz? Open Subtitles هل تعتقد أن افراد العائلات تستحق ان تمتلك نسخا أو ان ترى الشهادات؟
    Güzel başını eğsin ve zamanı geldiğinde hak ettiğini alacağını bilsin. Open Subtitles أخبريها أن تبقي رأسها منخفظاً، ،وعندما تصبح جاهزة ستأخذ ما تستحق
    Bana ikinci bir... - İkinci şansı hak ettiğini düşünüyor musun? Open Subtitles أعطني فرصة أخرى ـ هل تعتقد حقًا أنك تستحق فرصة ثانية؟
    Yani sen babanla oturacaksın ve dürüstçe terfiyi hak ettiğini söyleyeceksin? Open Subtitles اذا، ستجلس مع ابيك و ستقول له بصراحة انك تستحق ترقية؟
    Çünkü sana ihtiyacın olanı, istediğini hak ettiğini veremediğim için endişeleniyorum. Open Subtitles لأنني قلق بأني لا أعطيك ما تحتاجين ما تريدين, ما تستحقين
    Biraz eğlenmeyi hak ettiğini sanıyorum. Open Subtitles حسنٌ, أعتقد أنكِ تستحقين القليل من المتعة.
    Bana bunu hak ettiğini gözümün içine bakarak söyleyecek cesareti toplayana kadar başarısız olmana izin vermeyeceğim. Open Subtitles للنظر في عيني مباشرة و تخبرني هذا كل ما تستحقه لن استطيع ترك للفشل
    Belki de birinden rüşvet aldı, işin ucunu bağlayamadı... ve hak ettiğini aldı. Open Subtitles ربما أخذ رشوة من أحدهم ولم ينفذ ما طلب منه فنال ما يستحقه
    Tamam, ben ödenekle yaşayan annelerin, risk altındaki çocukların, eski çelik işçilerinin de hayatlarında bir fıskiyeyi hak ettiğini düşünüyorum. TED حسنا، اعتقد ان امهات الرعاية الاجتماعية و الاطفال المعرضين للخطر وعمال الصلب السابقين يستحقون نافورة في حياتهم.
    Yani seni hak ettiğini düşündüğünden çok daha sert bir şekilde eleştirirdi. Open Subtitles إذن فقد حكمت عليكِ بقسوة أكثر مما كنتِ تشعرين أنّكِ تستحقينه.
    hak ettiğini bildiğimiz birini, öldürdüğüm için mi? Open Subtitles هل أنا السبب؟ لأنني قتلتُ رجلاً؟ و كلانا نعرف أنهُ إستحق ذلك
    Eğer bu sana hak ettiğini göstermiyorsa ne gösterir bilemiyorum. Open Subtitles والآن، إذا كان ذلك لا يكفي لتدرك أنّك قد استحقيّت ذلك فلا أعرف شيئاً قد يجعلك تدرك ذلك ..
    Hayatında benim gibi birisinden daha iyisini hak ettiğini düşündüm. İncinmişim. Open Subtitles حسبتُ أنّكِ تستحقّين شخص أفضل منّي بحياتكِ.
    - Annenin ve babanın adaleti hak ettiğini biliyorum adalete ulaşmadan rahat uyuyamayacağını da biliyorum. Open Subtitles أعلم كيف أن والديك يستحقان العدالة وأعلم أنك لن تتوقف حتى تحققها
    Ben de hanginizin kızımı hak ettiğini görmek için sizi sınamaya karar verdim. Open Subtitles لذا أريد اختباركم يا رجال للرّؤية من يستحقّ أبنتي .
    Sonuçta katil hak ettiğini bulmuş oldu. Open Subtitles إذا سمحنا لهم بالهرب الآن بعد كلّ شيء ، حصل القاتل على ما يستحّقه
    Ağlamadı, sızlamadı. Bu cezayı hak ettiğini biliyordu. Open Subtitles فهو لا يبكي ولا ينتحب لأنه يعتقد أن عقابه عادل
    hak ettiğini aldı. Open Subtitles تلقى ما يستحق.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more