Pekala, birkaç günlük yiyecek ve su var, haritalar, bolca mermi. | Open Subtitles | حسنٌ.. هنالك طعامٌ وماء للأيام القليلة القادمة خرائط وكثيرٌ من الذخيرة |
Biz vücudumuzun iç dünyasıyla ilgili olarak beynimizde haritalar oluştururuz ve bunları diğer bütün haritalar için bir yönlendirici olarak kullanırız. | TED | ان نولد خرائط الدماغ لداخلية الجسم واستخدامها كمرجع لكل الخرائط |
Anne babaların birbirlerini kötüledikleri toplantılardan haritalar ve dakikalar vardı. | TED | كانت هناك خرائط و محاضر من اجتماعات .. حيث كان الآباء يوجهون الإهانات لبعضهم البعض. |
Bu noktada hükûmet haritalar yaratarak bankalara kredi vermemeleri gereken yerleri gösterdi. | TED | هنا بالتحديد أنشأت الحكومة الخرائط لإخبار البنوك بالأماكن التي لا تستطيع إقراضها. |
Sonra hepsini patlatırsın ve haritalar çizersin. | Open Subtitles | فيُدفع بها للأعلى بالتالي يمكنك أن ترسم الخريطة. |
Ve uzun yıllar sonra, bu aracı edindiniz ve Google haritalar (Google Maps)'ınız oldu. | TED | و بعد بسنوات عديدة، تحصلون علي هذه الشاحنة، فأصبح لديكم خرائط جوجل. |
Bence disiplinlerarası konuşabilmek için bu alanda haritalar geliştirmeye ihtiyacımız var. | TED | أعتقد أننا بحاجة للبدء في وضع خرائط لهذه الأرضيّة حتى نتمكن من الحديث عنها من خلال مختلف التخصصات. |
Adresleri standart hâle getirebiliriz ve daha fazla böyle haritalar görebiliriz. | TED | يمكننا توحيد العناوين. حينها يمكننا الحصول على خرائط أكثر كهذه. |
Eğer bunu yaparsak, binlerce metre aşağıda bir metre çözünürlüğe sahip haritalar alabiliriz. | TED | و إذا قمنا بذلك فسنحصل على خرائط بدقة تقاس بالمتر على عمق آلاف الأمتار. |
Bunlarla akıl almaz haritalar oluşturabilirsiniz. | TED | يمكنك إنشاء خرائط لا تصدق باستعمال هذه الأشياء. |
Ve, bu geniş ölçekli geometriye ek olarak, animasyon da yapılabilen "yeri değiştirilmiş haritalar" olarak adlandırılan bir seri yaratmak için bütün bu detayları da kullandılar. | TED | وإضافة للهندسة ذات النطاق الخشن، لقد أستخدموا كل تلك التفاصيل لصنع مجموعة لما يسمى خرائط الإحلال التي تتحرك أيضاً. |
Fakat ellerinde harita yoktu; yolların haritaları yoktu, hastaneleri gösteren haritalar yoktu, kasırga mağdurlarına ulaşmakta yardımcı olacak bir yöntem yoktu. | TED | لكن لم تكن هناك خرائط للطرق، لا توجد خرائط للمستشفيات، لا سبيل لوصول المساعدة لضحايا الإعصار |
Tüm formüllerin gerçekten haritalar olduğunu görebiliriz. | TED | نستطيع رؤية أن كل الصيغ هي في الحقيقة خرائط. |
Ellerindeki haritalar da oldukça yetersiz, okul atlaslarından yapılma şeylerdi. | Open Subtitles | 1 لقد كان معهم خرائط ذات مستوى متدنى جداً تم سحبها غالباً من كتب الأطلس المدرسيه |
Gezegenlerin nerede olacağına dair çok dikkatli haritalar çizdim. | Open Subtitles | لذا رسمت خرائط مُـتـقـنة أين ستـكـون الـكـواكـب ؟ |
Düşmanla ilgili bilgiler ve haritalar geldi. S-2'de. Onlara bakmamız lazım. | Open Subtitles | العدو وضع خرائط للمنطقه الثانية لنلقي نظره علي ذلك |
Tarifeler, haritalar, paralel demiryolları, öyle mi? | Open Subtitles | جداول القطارات، خرائط سكتا قطار متوازيتان |
Yani, raporum 25 sayfadan fazla, detaylı araştırma, diyagramlar ve haritalar var. | Open Subtitles | أعني، تقريري يتجاوز 25 صفحة من البحث الدقيق، الرسوم البيانية و الخرائط |
Bu haritalar da nehirden kurtulmanın en güvenli yolunu gösteriyorlar. | Open Subtitles | فهذه الخرائط تشير إلى أكثر الطرق أماناً عبر ذلك النهر |
O halde şu ve şu haritalar da yanlış. | Open Subtitles | حسناً , اذاً هذة الخريطة يجب ان تكون خاطئة وهذة الواحدة ايضاً |
Ve haritalar bilgiyi aktarmada önemli araçlar, özellikle insani kavrama yeteneğiniz varsa. | TED | والخرائط هي أدوات مهمة في نقل المعلومات. خصوصا إن كنت تملك قدرة الإنسان الإدراكية. |
haritalar, eski kitaplar lazım bana. | Open Subtitles | احتاج لمزيد من المعلومات ... احتاج الى رسوم بيانية ... |