| Önce lokal uyuşma, arkasından ışığa karşı aşırı hassasiyet, nerede olduğunu unutma, paranoya, sakinleştiricilere karşı bağışıklık ve hidrofobi,.. | Open Subtitles | أولاً، هناك التخدر الموضعي ثم الحساسية للضوء الاضطراب، جنون الاضطهاد |
| Farklı dilleri konuşabilmek, bu farklı insanları ve yerleri keşfetmek bana eşsiz bir hassasiyet verdi. | TED | أن تكون قادراً على التحدث بلغات مختلفة والتنقل بين كل تلك الأماكن المختلفة والناس سيمنحك ذلك قدر فريد من نوعه من الحساسية |
| Bundan ötesi donanma erkek üyeler için hassasiyet kursları vermektedir. | Open Subtitles | والأهم من ذلك, البحريّة وضعت متابعة خاصة ذات حساسية |
| Eklem ağrıları, ışığa karşı hassasiyet, döküntüler gibi şikâyetleri oldu mu? | Open Subtitles | هل اشتكى من قبل بأي ألم متواصل؟ حساسية ضد الضوء؟ طفح جلدي؟ |
| Asla şefkat, hassasiyet, merak ve şüphe göstermesine izin verilmedi. | TED | لم يُسمَح له أبدًا أن يعبر عن الحنان أو عن الضعف، أو الفضول، أو الشك. |
| Temelde şu anlama geliyor: Bu protein hassasiyet hücresinde direnç hücresine göre farklılık gösteriyor. | TED | جوهرياً , تعني أن هذا البروتين يتحول .من الخلية الحساسة إلى الخلية المقاومة |
| Bana karşı bu kadar iyi davranılmasına ve hassasiyet gösterilmesine alışkın değilim. | Open Subtitles | أنا لست متعودة أن يكون أحد لطيفاً معي لم يظهر لي أحدهم أي رقة |
| Ben daha çok 45 kalibreliği tercih ediyorum. Güç, hassasiyet ve geri tepmenin mükemmel kombinasyonu. | Open Subtitles | بالنسبة لي ، أحبّ عيار 45 أفضل مزيج من القوة ، الدقة ، والإرتداد |
| Bu hassasiyet değil, kışkırtmayı önlemektir. | Open Subtitles | تجنب الاستفزاز ليس دليلاً على الحساسية |
| Yani alt yedilide ufak bir hassasiyet var. | Open Subtitles | تعرف، بعض الحساسية في السن السابع |
| Önerilere karşı aşırı hassasiyet ve konfabülasyon. | Open Subtitles | شديد الحساسية للإقتراح، والدردشة. |
| Işığa hassasiyet, karın krampları. | Open Subtitles | الحساسية للضوء، تشنجات في البطن. |
| Bir çeşit aşırı hassasiyet. | Open Subtitles | وبعض الفلزات إنها نوع من الحساسية |
| "Vampir olduğumun kanıtları." "Kana susamışlık. Güneşe hassasiyet. | Open Subtitles | انا اصبحت مصاص دماء , متعطش للدم حساسية للضوء , مصاب بالهلوسة , اصوات في راسي |
| Beni kızdıran şey, hassasiyet eğitiminin adamların için zorunlu hale gelmesi. | Open Subtitles | ما يجعلني مُستاء... أن تدريباً ذو حساسية... أصبح إلزامي الآن على رجالي. |
| Burada daha fazla hassasiyet var. | Open Subtitles | هنالك حساسية كبيرة في هذا المجال |
| Birazcık hassasiyet istedim. | Open Subtitles | أننى أحتاج القليل من الحنان |
| Burada bir hassasiyet var mı? | Open Subtitles | أي الحنان من هنا؟ |
| Geniş Alan Kamerası'nın kurulumundaki hassasiyet. | Open Subtitles | تركيب الكاميرا ذات المجال الواسع الحساسة |
| Ama sonrasında, hassasiyet konusunda eğitim almana çalışacağım. | Open Subtitles | ولكن بعد ذلك سأنظر إلى الأمور الحساسة المحتملة |
| Karında hassasiyet yok. | Open Subtitles | المثانة أو التهاب الزائدة الدودية؟ ليس هناك رقة في البطن |
| Bu iş hassasiyet, sağduyu ve biraz da zeka gerektirir. | Open Subtitles | وهذا يتطلب الدقة وتقدير الحد الأدنى من برينس |