| hayranlar izleyicilerden veya hedef kitleden farklıdır. çünkü hayranlar geri dönmek ister. | TED | والمعجبون يختلفون عن مجرد مشاهدين أو جمهور لأن المعجبين يرغبون بالعودة . |
| Eğer bunları bilemezsem bu hayranlar beni parçalar. | Open Subtitles | هيّا، أولئك المعجبين لن يرحموني إذا كنت أجهل هذا الهراء |
| İngiliz kız oldu ve Avrupa'yı hayranlar haline getirdi. | Open Subtitles | من الفتيات البريطانيات , ومن ثم حولو اِوروبا الى معجبين لهم بشكل ضخم جدا |
| -Hayır, hayır, hayır. hayranlar bu gece onunla oyalanır. İçinden bira falan içer. | Open Subtitles | كلا ، سيحتفل المعجبون بساقه الليلة، سيشربون فيها الجعة وما إلى ذلك |
| Ama hayranlar şeytana tapan bir grup istediklerinden, ticari baskı arttıkça, | Open Subtitles | ومع ذلك، أراد المشجعين شيطانية الفرقة والضغوط التجارية في طريقهما الى بلاک ساباث |
| Bütün hafta şu sanal takipçiler, sözde hayranlar bizi takip etti. | Open Subtitles | لقد تم تعقبنا طوال نهايات الاسبوع هؤلاء الملاحقون عبر الانترنت الملق عليهم معجبون |
| Biliyorum aptalca ama hayranlar bundan hoşlanıyor ve ben de giyiyorum. | Open Subtitles | أعلم أنه سخيف، لكن الجماهير تحبه، لذا أرتديه دائماً |
| Abi, bunu okumalısın. hayranlar bunu koymuşlar... | Open Subtitles | عزيزي،يجدر بك أن تقرأ هذه، المعجبين وضعوها هنا |
| hayranlar olmadan amacınıza ulaşamazsınız, bu doğru. Ben onlara teşekkür etmeliyim. | Open Subtitles | لايمكنك الوصول لـ هناك بدون المعجبين يتوجب عليك شكرهم |
| Umarım evlenme, mısır gevreği alma ve almak isteyip de alamadığınız bütün hakları alırsınız çünkü bence eşcinsel hayranlar en iyi hayran tiplerinden. | Open Subtitles | أي شيء مرفوض آمل أن يحصلونه لأنني أعتقد المعجبين الشواذ هم الجمهور الأفضل |
| Bütün kurbanlar, ilk ikisi de dahil, ölümüne hayranlar. | Open Subtitles | جميع الضحايا بما فيهم أول ضحيتين كانوا من المعجبين المتشددين |
| hayranlar ardından gözyaşı döken ve sonra başkalarıyla evlenen insanlardır. | Open Subtitles | المعجبين ناس يبكـون عليك ، وبعدها يتزوجون بأخريــن |
| Ayrıca hayranlar da var... ki onlar muhtemelen senin olabileceğinden daha fazlasını olmanı isteyenler. | Open Subtitles | ومن ثم هناك المعجبين. أولئك الذين يتمنون أن تكون أكثر مما تستطيع. |
| Biliyordum. Ve bahse girerim onlar çok büyük hayranlar. | Open Subtitles | كنت عارف, وأراهن انهم معجبين بيا جداً |
| Adam öldüren ve neredeyse bizi de öldürecek olan hayranlar. | Open Subtitles | معجبين قتلوا شخص وكادوا يقتلونا |
| Saplantılı hayranlar her zaman önceden okumanın bir yolunu bulur. | Open Subtitles | المعجبون المهووسون يجدون دائما وسيلة للحصول على الغرض مبكرا. |
| Balonlar, limuzinler, çığlık atan hayranlar. | Open Subtitles | تعلم, البالونات, سيارات الليموزين, المعجبون يصرخون. |
| Gittiğimiz her yerde, hayranlar bizi yeniden görmeye çok hevesli. | Open Subtitles | في كل مكان نذهب. المشجعين حريصون جداً أن يكون لنا مرة أخرى. |
| hayranlar, oyuncularla takılmak için bir sürü para veriyor. | Open Subtitles | في الأساس، فإن المشجعين يسقطون حفنة من المال لأوقاتهم مع اللاعبين. |
| Kıskanç şefler... kötü eleştiriler... ona biraz fazla aşık olmuş hayranlar. | Open Subtitles | طهاة يشعرون بالغيرة, نقاد خبيثون معجبون يحبونها فوق المعتاد |
| hayranlar kan istiyorlar, bunu öğüt edebilecek rapçılarımı var. | Open Subtitles | الجماهير متعطشا للدم ونحن لدينا فنانين الراب ينصحون بذلك |
| Belçikalı hayranlar buraya gelip İngiliz hayranlarla konuşuyorlar. | Open Subtitles | يأتون الى بريطانيا ويتحدثون مع مُعجبين بريطانيا, او العكس |
| Ross sopasını aldığında hayranlar bekliyorlar. Ama o çok geç vuruyor. | Open Subtitles | ستان روس في المقدمة والمشجعون يجلسون وينظرون |
| Size hayranlar. Çalışmalarınıza bayılıyoruz. | Open Subtitles | هذا السيد (بايسون) رئيسنا وهذه زوجته، إنهم يعشقونك |
| hayranlar, daha sarhoş olamadan biten boks maçlarından bıktı artık. | Open Subtitles | لقد سئم المشجعون من المباريات التي تنتهي، قبل حتى أن يثملوا. |
| Evet burada hayranlar vardır belki ama kim bu zırvalığı önemser ki? | Open Subtitles | وأجل، حسنًا، هنا، ربما هناك بعض... بعض المُعجبين المعجبون بهذا الهراء. |