Kızım birazdan burada olur. Tam hazır değildi. | Open Subtitles | ستكون هنا خلال وقت قصير، إنها لم تكن مستعدة للقدوم. |
Onu işten alıkoymamalıydım. Ama hiçbir şey için hazır değildi. | Open Subtitles | لم يكن ينبغي عليك اعادتها للعمل هي لم تكن مستعدة لإي شيئ |
Belki de biyolojik babasının şantajcı bir keş olduğu gerçeğinin ortaya çıkmasına hazır değildi. | Open Subtitles | ربما لم يكن مستعد لتقبل خبر ان والده الطبيعي المدمن يرسل له رسائل ابتزاز |
Bir şey ya da biri bu tür deneysel üstünlüğe hazır değildi. | Open Subtitles | شئ ما أو شخص ما كان غير مستعد لهذا النوع من التقدير |
Yani, bana ve bebeğe destek olacağını söyledi ama söyleyebilirim ki korkmuştu ve kendini tuzağa düşürülmüş hissediyordu ve sanırım... hazır değildi. | Open Subtitles | اعني هو قال انه سيكون بجانبي وبجانب الطفل ولكن كان من الواضح انه كان مرتعب وخائف لم يكن مستعدا ؟ |
Ordu hazır değildi. | Open Subtitles | أو سائقي سيارات أجرة؟ الجيش لم يكن مستعداً. |
hazır değildi ama yine de teklif etmiştim. | Open Subtitles | لم تكن جاهزة ، و لكنني عرضت عليها الأمر بأي حال |
Owen bardaki içki doldurma işinin sorumluluğunu aşıp duygusal bir ilişki yaşamaya hazır değildi. | Open Subtitles | أوين ليس مستعداً لعلاقة عاطفية ذات مسؤولية تفوق صب الشراب في الحانة |
Ya hazır değildi ya da şaşırmıştır. | Open Subtitles | إما أنها لم تكن مستعدة لذلك أو ربما تفاجأت فقط و لم تعرف كيف تتصرّف |
Ya hazır değildi ya da şaşırmıştır. | Open Subtitles | إما أنها لم تكن مستعدة لذلك أو ربما تفاجأت فقط |
Daha önce hazır değildi. Belki artık hazırdır. | Open Subtitles | لم تكن مستعدة سابقاً، قد تكون مستعدة الآن |
Sorumluluğu almaya hazır değildi. Söylemeye çalıştığım, | Open Subtitles | لكنها لم تكن مستعدة لهكذا ألتزام انا أحاول أن اخبركِ |
Dolayısıyla, evet, birkaç yıl boyunca çıktık ve evlenmek için hazır değildi. | Open Subtitles | اذاً, نعم, تواعدنا لبضع سنوات وهو لم يكن مستعد للزواج |
Ve kendini keşfetmeye çalışıyordu. Gay olduğunu itiraf etmeye hazır değildi. | Open Subtitles | ولم يكن مستعد للأمر ، وأن يعترفبأنه"شاذ " |
Ancak o ne kadar aptal olduğunu kabullenmeye hazır değildi. | Open Subtitles | كان هذا إلى أن رأيت أنه غير مستعد للاعتراف كم كان سخيفاً |
Çok ünlü olabilirdik, ama dünya henüz keytar çalan bir Asyalıya hazır değildi. | Open Subtitles | كان يمكن أن نكون مشهورين ، ولكن العالم لم يكن مستعدا لرجل آسيوي على "كيتار". |
Kahrolası bekar hayatını bırakmaya hazır değildi. | Open Subtitles | لم يكن مستعداً للتخلي عن حياة العزوبية القذرة |
Etendim Nathaniel'in ceketi hazır değildi, | Open Subtitles | ناثانييل معطف ، يا سيدي ، لم تكن جاهزة ، |
Dünya Ghostfacers için hazır değildi. | Open Subtitles | العالم ليس مستعداً لمواجهي الأشباح |
O sadece baba olmaya hazır değildi, kendisi de bunu biliyor. | Open Subtitles | لكنه لم يكن جاهزاً ليكون أباً، وهو يعلم هذا. |
Hope'la kurduğu bağdan vazgeçmeye hazır değildi. | Open Subtitles | انه غير جاهز ليتخلى عن الرابطة التي تجمعه بهوب |
Katil balinalara da, gösteriye de hazır değildi. | Open Subtitles | لم يكُن جاهز من أجل الـ"أوركا"، لم يكُن جاهز من أجل العرض. |
Bir kısmı. Bazılarını izlemeye henüz hazır değildi. | Open Subtitles | البعض منها لم يكن مستعدًا ليرى الأفلام العنيفة |
Hazır değildim. O da hazır değildi. | Open Subtitles | أن ام أكن مستعدة ,عكسه هو |