Uzun ve iyi bir yaşam sürdü, hem sizi herşeyden çok seviyor. | Open Subtitles | حَسناً، كَانَ عِنْدَها حياة طويلة بعض الشيء وهي تَحبُّك إثنان أكثر مِنْ أيّ شئ. |
Farkettim ki, sahip olduğum, ya da sahip olacağım herşeyden vazgeçer, herşeyi verirdim. | Open Subtitles | .. أدركت أنني قد أبادل أيّ شئ أملكه .. أعطي أيّ شئ قد أمتلكه يوماً |
Sahip olduğum herşeyden vazgeçtim, Sırf Aang'e toprakbükmeyi öğretebilmek için. | Open Subtitles | لقد تخليت عن كل شيء لكي أُعلم آنـج تسخير الأرض |
Aslında, herşeyden dolayı beni suçluyorlar. | Open Subtitles | مسألة الحقيقةِ، أنا إتّهمتُ فقط حول كُلّ شيءَ. |
herşeyden sonra, büyük olanın düşünün izlemekten daha değerli ne olabilir ki? | Open Subtitles | فعلى أية حال، ما هو أكثر متعة من مشاهدة انهيار الغني الجبار؟ |
Dünyadaki herşeyden daha fazla. Yürümeye bayılırım. | Open Subtitles | أنا أحب النزهات الطويلة أكثر من أي شيء في العالم |
Seni dünyadaki herşeyden daha çok seviyorum. | Open Subtitles | أَحبُّك أكثر مِنْ أيّ شئ في العالمِ. |
herşeyden çok bundan eminim. | Open Subtitles | أنا متأكّدة من هذا أكثر من أيّ شئ |
herşeyden çok bundan eminim. | Open Subtitles | أنا متأكّدة من هذا أكثر من أيّ شئ |
Avrupalı herşeyden nefret eder ve paundun savunucusudur. | Open Subtitles | مدافع وفي للجنيه، يكره أيّ شئ أوروبي. |
--Kim seni dünyadaki herşeyden daha çok seviyor? | Open Subtitles | - - مَنْ يَحبُّك أكثر مِنْ أيّ شئ في العالمِ؟ |
herşeyden daha çok eve dönmeni istiyoruz. | Open Subtitles | أكثر من أيّ شئ .. جميعنا نريدك أن تعود |
Önunda önünde koca bir hayat var ama herşeyden vazgeçmeye karar veriyor. | Open Subtitles | كما لديها حياة أمامها ايضا، لكنها تقرر التخلي عن كل شيء لأجلها |
herşeyden önce insanlar gerçekten yeni bir dil öğrenmek istiyor. | TED | اولا وقبل كل شيء, الناس حقاً حقاً يتعلمون لغة |
Uğraştığım herşeyden Evan beni aldattı diye vaz mı geçeyim? | Open Subtitles | تُريدُني أَنْ أَفْقدَ كُلّ شيءَ بأنّني عَملتُ بجدّ كبير ل لأن إيفان شَدَّ؟ |
Ama uğruna çok çalıştığım herşeyden, bir sabah uyandığınızda ikinizin birşeyleri kaçırdığınızı keşfedip hala tekrar denemeye... ihtiyacınız olabileceği ihtimaline karşı vazgeçmek istemiyorum. | Open Subtitles | لَكنِّي لا يَتخلّى عن كُلّ شيءَ الذي عَملتُ بجدّ كبير ل فقط لإيْقاظ يومِ واحد لإكتِشاف الذي الإثنان منك تَشْعرُ مثلك إنحرمتَ مِنْه وبأنّك ما زِلتَ تَحتاجُ لتَجْريبه. |
herşeyden sonra, benim gibi biri... Her bir yüzük... | Open Subtitles | فعلى أية حال ، رجل مثلي كل خاتم في اصبعه |
O iki insandan, dünyadaki herşeyden çok nefret ediyorum. | Open Subtitles | أنا أكره أولئك الأثنين أكثر من أي شيء في العالم بأسره |
Boşsurat, çocuğun yüzünü," Dünya'daki herşeyden daha çok istiyordu." | Open Subtitles | "خاوي الوجه أراد وجه الصبيّ أكثر من أيّ شيءٍ في الوجود" |
Onu bu dünyada ki herşeyden daha çok sevdim, dedektif. | Open Subtitles | لقد أحببتها أكثر من أي شئ بالوجود يا حضرة المحققة |
Zavallı bir kız için uzay kampı'na gitmeyi dünyadaki herşeyden çok istiyor. | Open Subtitles | أنه لبنت صغيرة فقيرة وهى تريد الذهاب إلى معسكر الفضاء أكثر من أي شئ في العالم. |
Bana sorarsanız, burada karşılaştığımız durum Çin açısından, yeni bir durum, daha önce yüzleşmek zorunda kaldığımız herşeyden farklı. | TED | واريد ان اطرح عليكم رؤيتي فيما نواجهه اليوم ضمن السياق الصيني انه نموذج جديد وهو مختلف عن كل ما نعهده وعن كل ما كنا نعتقده |
Bunun seni endişelendirmesine müsade etme. Muhtemelen bu herşeyden daha iyi olacak. herşeyden daha iyi olacak. | Open Subtitles | الأفضل للجميع، بالضبط أنا أود أن تنتهي الأمور بضغينة |
herşeyden önce, şartlar elvermezken değiştirmem ne işe yarar Diğerlerinin yapmasını nasıl beklerim? | Open Subtitles | في النهاية إن لم أستطع أن أتغير عندما تتطلب الظروف فكيف أتوقع من الآخرين أن يتغيروا؟ |