| Onlar en iyisi ve onları çok seviyorum onları her şeyden çok önemsiyorum. | TED | إنهم الأفضل وأنا أحبهم كثيرا. وأنا أهتم بهم أكثر من أي شيء آخر. |
| her şeyden çok, onlar, onun fiziksel vücudunun yakınlarında olmak istemediler. | TED | أكثر من أي شيء آخر، لا حبذون البقاء حول جسدها الحقيقي. |
| Artık bundan eminim. Ve seninle olmayı her şeyden çok istiyorum. | Open Subtitles | أنا واثقة من هذا، وأريد البقاء معك أكثر من أي شيء. |
| Yanlış anlama, annemi her şeyden çok severdim. | Open Subtitles | أقصد، لا تسئ فهمي، أحببتُ والدتي، أحببتها أكثر من أيّ شيء آخر. |
| Seni her şeyden çok seviyorum. Daima bunu hatırla,tamam mı? | Open Subtitles | أنا أحبك أكثر من أي شئ أخر فقط تذكري ذلك |
| Kızlarımı her şeyden çok seviyorum ve onların tekrar tekrar öldüğünü görmek zorundayım. | Open Subtitles | أحب بناتي أكثر من أي شيء آخر, وتوجب عليّ رؤيتهم يموتون مراراً وتكراراً. |
| Araştırmalar, kahkahanın insana diğer her şeyden çok daha iyi geldiğini gösteriyor. | Open Subtitles | تظهر دراسة أن الضحك مفيد للعيش الرغيد أكثر من أي شيء آخر |
| İnsanlar hayattan çok şey isterler; ancak bence, her şeyden çok mutluluk isterler. | TED | ندرك بأن الناس يريدون الكثير من الأشياء في الحياة، ولكن، أكثر من أي شيء آخر، أعتقد أنهم يريدون السعادة. |
| Diğer çocuk ertesi gün gayet iyiydi, bence her şeyden çok zedelenen, çocuğun gururuydu. | TED | في اليوم التالي كان الطفل الآخر بحالة جيدة، أظن أن كبرامته هي التي جُرحت أكثر من أي شيء. |
| Dün gece dünyam başıma yıkıldı her şeyden çok sevdiğim kadının o güzel ismini lakayt bir gencin ağzından duyunca birden yaşlandığımı hissettim. | Open Subtitles | ليلة الأمس كانت حياتي مُحطمة عندما سمعت من أحببتها أكثر من أي شيء عندما سمعت اسمها يُذكرُ غِيبَةً |
| Özür diliyorum, fakat başka her şeyden çok, efendim, elinizi sıkmak istiyorum. | Open Subtitles | أنا أعتذر لكن أكثر من أي شيء آخر أود مصافحة يدك أنت الأفضل |
| Barbara Jean'i her şeyden çok severdi. | Open Subtitles | أحبت دائماً باربرا جان أكثر من أي شيء آخر. |
| her şeyden çok, içinizi onlara açın. | Open Subtitles | أكثر من أي شيء ، بإمكانه أن يرقق أنفسكم إليهم |
| Dünyadaki her şeyden çok beni seviyorlar... ve uğrunda savaştıkları özgürlükle büyütüldüm. | Open Subtitles | لقد أحبوني أكثر من أي شيء في الدنيا وربوني على الحرية التي حاربوا من أجلها |
| Ama insanlığı özlüyorum. Hem de dünyadan her şeyden çok. | Open Subtitles | وأفتقد ذلك أفتقده أكثر من أيّ شيء في العالم |
| İnsanlar telefonda her şeyden çok şifrelerini yazıyorlar. | Open Subtitles | الناس يكتبون كلمات سرهم أكثر من أيّ شيء آخر على الهاتف |
| Katya'yı görmeyi her şeyden çok istiyorum. | Open Subtitles | أريد لك أن تكون مع كاتيا أكثر من أي شئ في العالم |
| Seninle tekrar birlikte olmayı her şeyden çok istiyor. | Open Subtitles | وهو يرغب بان تعودا سويةً اكثر من اي شيء اخر |
| Göstermemeye çalışıyor, ...ama her şeyden çok bu işte seni yanında istiyor. | Open Subtitles | إنهُ يتظاهر بشكلٍ جيد لكنك تعلم بأنهُ يريدك معهُ في هذا، أكثر من أيّ شئ |
| Üzgünüm. Sebebi sen değilsin. Bunun olmasını her şeyden çok istiyorum. | Open Subtitles | أنا آسفة، ليس أنت أريد هذا أكثر من أي شيئ |
| Seni dünyadaki her şeyden çok seviyorum, ne olursa olsun. | Open Subtitles | سأظل أحبك اكثر من أي شيء في العالم لايهم مايحدث |
| Seni dünyadaki her şeyden çok seviyorum ve hep yanında olacağım, tamam mı? | Open Subtitles | احبك اكثر من اي شئ في هذا العالم وسأكون دائما بجوارك |
| Bu arkadaş minnettar kalır ve her şeyden çok sevildiğini anlar. | Open Subtitles | وأعرف أن ذلك الصديق سيشعر بالامتنان والحب قبل كل شيء آخر. |
| Annen seni her şeyden çok seviyor. | Open Subtitles | والدتك تحبك بقدر المسافة إلى القمر و منه |
| O tüm bunlar konusunda oldukça nazikti ama bence bu her şeyden çok daha utandırıcıydı. | Open Subtitles | كانت لطيفة حول الأمر كلّه، لكن أعتقد أنّها كانت مُحرجة أكثر من أيّ شيءٍ. |
| Çünkü biliyorsun seni her şeyden çok seviyorum. | Open Subtitles | تعلمين بأنني أحبكِ ...أحبك أكثر أحب أكثر من كل شيء ، و لكن |
| her şeyden çok kitap okurum. | Open Subtitles | اه ، وأكثر من أي شيء الكتب. |
| Bunu her şeyden çok isterdim. | Open Subtitles | أتمنى هذا أكثر من أى شىء |