Görüntülemekte olduğum ve imrenilecek bir enerjiyle hiyerarşiyi bozguna uğratan bu adam oyunun kendisi için hiç de alegorik olmadığı sırrını verdi. | Open Subtitles | الشخص الذي صورته كان يحطم التسلسل الهرمي بطاقة يُحسد عليها ءأتمني على سر بأنه لم يكن أمر مجازي على الإطلاق بالنسبة إليه |
Ama genç bir eş için, hiç de emin değilim. | Open Subtitles | لزوجة شابة أنا لَستُ متأكّدَة جداً من نفع ذلك مطلقاً |
Bu benim için hiç de şaşırtıcı değil. | TED | لذلك فهذا الشأن غير مفاجئ إطلاقاً بالنسبة لي. |
Bazı yaratıklar, örneğin bazı vampirler hiç de kötü olmayabilir. | Open Subtitles | هناك مخلوقات، كمصاصي الدماء، ليست شريرة علي الإطلاق |
Bir kez o kadar tahrik oldunuz mu... bana bu hiç de çılgınca gelmiyor. | Open Subtitles | هناك امامك مباشرة فلا اظن انه جنون علي الاطلاق ان تفعل ذلك |
hiç de değil. Eğer kapıya kadar götürmeniz sorun olmazsa. | Open Subtitles | لا على الإطلاق اذا لم يكن لديك مانع افتح الباب |
Hayır, doğrusunu istersen, bunun hiç de ağır olacağını düşünmüyorum. | Open Subtitles | كلاّ، في الحقيقة لا اعتقد بأنّ ذلك قاسي على الإطلاق |
38 olduğumda da 48 olacaksın. hiç de büyük bir fark değil. | Open Subtitles | وانا بالثمانية وثلاثون تكون بالثمانية واربعون ذلك ليس إختلافا كبيرا على الإطلاق |
Bak, deliriyorum çünkü buna inanması hiç de zor değil. | Open Subtitles | أنا غاضب لانني لا أجد صعوبة في تصديق ذلك مطلقاً |
Kan örneği hiç de iyi gözükmüyor. | Open Subtitles | ثقافات دمّه لا تَبْدُ في حالة جيّدة مطلقاً. |
Onu tanıyanlara göre hiç de melek gibi değildi. | Open Subtitles | طبقاً لكل الذين يعرفونه لم يكن ملاكاً مطلقاً |
Kabul edin, efendim. hiç de hoşunuza gitmedi. | Open Subtitles | عليك أن تعترف يا سيدي أنك لم تحبها إطلاقاً |
Komik hiç de beklediğim gibi biri çıkmadın. | Open Subtitles | هذا أمر مضحك وغريب أنت لا تبدو كما توقعتك إطلاقاً |
Hayır, hiç de değil ama o Downton'a ait değil. | Open Subtitles | لا .. إطلاقاً ولكنه لا ينتمي للداون تاون |
Ama "Gönder"e bastığım an hiç de sevimli bir şey olmadığını fark ettim. | Open Subtitles | "وفي اللحظة التي ضغط فيها علي "ارسال أدركت أنها ليست لطيفة علي الإطلاق |
Bir kez o kadar tahrik oldunuz mu... bana bu hiç de çılgınca gelmiyor. | Open Subtitles | هناك امامك مباشرة فلا اظن انه جنون علي الاطلاق ان تفعل ذلك |
Bu kolay değildir.. Bu hiç de kolay değildir. | Open Subtitles | هذا ليس سهلآ . ليس بتلك السهوله على الأطلاق |
Yumurta dilenmek benim için hiç de hoş değildi. | Open Subtitles | بالنسبة لى، التوسل من أجل البيض بدون طائل كان أمر غير لطيف بالمرة |
Senden bulaştı sanıyordum ama seni görünce hiç de hasta olmadığını söyleyebilirim. | Open Subtitles | لكن بالنظر اليك الان، يمكنني ان اقول، انك لستُ مريضاً على الاطلاق |
Çok kötü gözükmüyordu. hiç de kötü değildi. | Open Subtitles | لم تكن حالته سيئة لم تكن حالته سيئة البتة |
hiç de olmaz, kişisel konularda ya da insani meselelerde ya da... | Open Subtitles | ولن يكونَ كذلك أبداً ليس في أيّ مشكلةٍ شخصيّة، أو بشريّة |
hiç de fena değil. | Open Subtitles | إنها ليس حياة سيئة |
Mantıklı biri olduğumu bilirsin. Ama söyleyeceklerim hiç de mantıklı değil. | Open Subtitles | أنت تعلم أننى دائما رجل منطقى لكن ما أود أبلاغك به ليس منطقيا بالمره |
Diğeri ise aslında kalbinde hiç de duygusuz olmayışın. | Open Subtitles | والأمر الآخر هو أنك لست متحجرة من أعماقك بتاتاً |
Öğrendim ki, diğer herkes gibi koyunların aptal olduğunu düşünmeme rağmen, -çünkü istediklerimizi yapmıyorlardı- şimdi yeni yeni şu son birkaç haftada fark ettiğim şey şu ki, koyunlar hiç de aptal değildi. | TED | ومن بين ما تعلمت مثل أي شخص أخر أن الخرفان كانت غبية نوعا ما لأنها لا تفعل كل ما نطلبه منها, ولكن الآن وربما في هذه الأسابيع الأخيرة أدركت أنها ليست غبيية إطلاقا. |
Ama ona en kısa zamanda söylemelisin. Eğer bir sebeple öğrenirse hiç de hoş şeyler olmaz. | Open Subtitles | عليك أن تخبريها في القريب العاجل, أعني لو إكتشفت أمركم بطريقة ما, فلن يكون الأمر هيّناً. |