Kimler George Washington ve kiraz ağacının hikayesini hatırlıyor? | TED | لذا كم منكم يعرف القصة عن جورج واشنطن وشجرة الكرز؟ |
Kaynağımın hatırlayacağı her şey, annenin hikayesini kanıtlamak için destek olur. - Sonra... | Open Subtitles | مصدري لو تذكر أي شيء عن هذا، فسيكون جزء من قصتها يُمكننا إثباته |
Bu büyük buluşu nasıl yaptığının hikâyesini paylaştığı zaman, ayrıca bir şeyin onu neredeyse bu buluşu yapmaktan alıkoyduğunu da açıklıyor. | TED | وعندما أخبر جاك قصته وكيف وصل لهذا الإنجاز الضخم، قام أيضاً بشرح أن هناك شيء واحد منعه من التوصل لهذا الإنجاز. |
Kopyacı hikayesini ne kadar sürdürürsek yakalama şansımız o kadar artar. | Open Subtitles | طالما نحن قادرين على التمسك بقصة المقلد ستكون فرصتنا اكبر بإمساكه |
Yine de hâlâ "ruhlar tarafından taciz edildim" hikâyesini yutmadım. | Open Subtitles | ما زلتُ لا أصدّق تماماً قصّة اللمس من قبل شبح. |
Şimdi, duvarlardan bahsetmişken, sizinle Kahire'deki bir duvarın hikayesini paylaşmak istiyorum. | TED | الآن، وبالحديث عن الجدران, أريد أن أشارككم قصة جدار في القاهرة. |
Bunu yapabilirsek, bunları sanal bir müzeye koyup hikayesini anlatmamız mümkün olabilir. | TED | لو استطعنا فعل ذلك، ربما أمكننا وضعها في متاحف افتراضية لإخبارنا تلك القصة. |
Şimdi size söylemem lazım, geçen hafta bu konu hakkında Kyle ile konuşuyordum, ona hikayesini anlattığımdan bahsediyordum. | TED | والآن علي إخباركم كنت أتحدث مع كايل عن هذا الموضوع أني كنت سأخبركم بهذه القصة |
dediler. Ve bana Milattan önce 600 yılında Kudüs'te yaşamış olan Lehi adındaki bir adamın hikayesini anlattılar. | TED | وقالوا لي هذه القصة عن هذا الرجل الذي يدعى يحي، الذي عاش في القدس في عام 600 قبل الميلاد. |
Bir basın toplantısı yapıp Hannah'ın hikayesini anlatmasına izin verelim mi? | Open Subtitles | ماذا لو قمنا بعمل مؤتمر صحفي لجعل هانا تحكي قصتها ؟ |
hikayesini sizlerle paylaşmam için bana izin verdi. | TED | وقد اعطتني موافقتها لكي اشارك قصتها هنا معكم |
Fakat hikayesini destekleyecek hiç bir yara izi veya fiziksel bir kanıt yoktu. | TED | ولكن كانت هناك لا ندوب المادية أو أي نوع من الأدلة المادية التي يمكن أن تدعم قصتها. |
hikâyesini duydun. Adres defterimi çıkardı. | Open Subtitles | انت سمعت قصته لقد سحب مني مفكرتي السوداء |
hikâyesini neden beğenmiyormusunuz, Bay Frog? | Open Subtitles | إَمتنعُ عن حكايات المضحكة لماذا لم تحب قصته سيد فروج |
Kariyerinin hikayesini yazmak istiyorsan bunu imzalamanı ve o fotoğrafları bize vermeni istiyorum. | Open Subtitles | إن كنتِ ترغبين بقصة حصرية تحقق تقدمكِ المهني أقترح بأن توقعي هذا وتُسلّميهذهالصور. |
Ve bugün, size hepimizin hikayesini anlatmak için, keşfedilmiş en eski çocuk olan Selam'ı kullanacağım. | TED | واليوم سأستخدم سلام، أول طفل تم العثور عليه، لأخبركم بقصة لنا جميعاً. |
Ve polislerde vahşi hayvan hikâyesini olayı saklamak için kullanıyorsa? Hey! | Open Subtitles | و كانت الشرطة تستخدم قصّة الحيوان المفترس لتغطية القصّة الحقيقيّة |
Şimdiye kadarki yolculuğumun en şaşırtıcı hikâyesini ortaya çıkarmak üzere. Oh! | Open Subtitles | أوشك أن يكشف أروع قصّة في رحلتي حتى الآن |
Sputnik'in hikayesini, ve bu hikayenin sonunda Amerika'ya neler olduğunu anlatıyor. | TED | إنه يحكي قصة سبوتنك وقصة ما حدث في أمريكا نتيجة لذلك |
Ya sana gelmiş geçmiş en büyük aşk hikayesini anlatırsam? | Open Subtitles | ماذا لو قََصصتُ عليكِ أعظم قصص الحُبْ على مرّ العصور؟ |
Ahab'ın hikayesini anlatmak için sadece bir adam hayatta kalacak sadece bir adam a, maceracılar geldiniz malzemeyi taşımak için tam zamanında fakat, benim dinlenmem lazım ordaki arkadışının hikayesi ne? | Open Subtitles | وأعتبرنى الوحيد الذى سيعيش ليحكى قصه ايهاب الرجل الوحيد فقط أنه المغامر أذا |
Ailenizin pozitif zamanlarının, aynı zamanda da negatif anların nasıl üstesinden geldiğinizin hikayesini yeniden anlatın. | TED | إقضوا وقتكم في رواية أكثر لحظات عائلتكم إيجابيةً وكيف تغلبتم على السلبيات. |
- Yalan söylüyorsun Scalise. - Önce hikayesini dinleyelim Dixon. | Open Subtitles | انت تكذب يا اسكاليسى دعنا نسمع روايته اولا يا ديكسون |
Tutku duyduğunuz bir konu, hikayesini anlatmak istediğiniz bir insan, hatta kendi fotoğraflarınız... bana neyi savunduğunuzu söyleyin. | TED | فعل عواطفك حول الشخص الذي تريد حكاية قصته. او حتى صورك الخاصة اخبرني مالذي تريده |
Biraz araştırmadan sonra, İngiltere Bradford'da yaşayan, aylarca kuzeni Mouaz'ı arayan Suriyeli bir adamın hikayesini duyduk. | TED | وبعد مدّة، سمعنا هذه القصّة عن رجل سوري كان يعيش في برادفورد في إنجلترا، وكان يبحث بيأس عن إبن أخيه معاذ لمدّة أشهر. |
hikayesini anlatması için yüreklendirilmeli. Bunu içine atmasına izin vermemeniz onun için çok önemli. | Open Subtitles | لا بُدّ أن تشجّع على أن تقول قصّتها لا أن تضمرها |
Fakat fotoğraflarım yalnızca oksijen makinesine bağlanmış ve hastanede yatmakta olan bir adamın dışarıdan gözüken hikayesini anlatıyordu. | TED | لكن صوري تحكي فقط عن الجزء الخارجي لقصة رجل متمدد على سرير في مستشفى موصول بجهاز تنفس. |
Yani... Bir ara orada yaşamış olsa dahi, annenin hikayesini doğrular. | Open Subtitles | ،لذا، حتّى لو أقام هناك في وقتٍ ما .فهذا يؤكّد قصّةَ والدتك |