"hissetme" - Translation from Turkish to Arabic

    • تشعر
        
    • تشعري
        
    • تشعرى
        
    • الشعور
        
    • لاتشعر
        
    • لتشعر
        
    • لطن لا
        
    • والشعور
        
    • لاتشعري
        
    • بالشعور
        
    • بالإحساس
        
    • تؤثرُ
        
    • تَشْعرْ
        
    Tamam, Kendini kötü hissetme. İlk seferinde çoğu erkeğin başına gelir. Open Subtitles هون عليك.لا تشعر بالآسي هذا يحدث لرجال عِدة في المرة الأولي
    Bu araştırmalardan biliyoruz ki sosyal medyayı ne kadar sık kullanırsan kendini yalnız ve itilmiş hissetme olasılığın o kadar artıyor. TED وكما نعلم من الأبحاث أنه كلما ازداد استخدام وسائل التواصل الاجتماعي، ستكون أكثر إحتمالاً أن تشعر بالوحدة والعزلة.
    Yani, örneğin; gördüğünüz şey hissinizi etkiler ve hissetme biçiminiz de, gördüğünüz şeyi değiştirebilir. TED لهذا على سبيل المثال، عندما ترى انطباعا ماتشعر به و الطريقة التي تشعر بها بإمكانها حرفياً أن تُغير ماترى.
    Kendini kötü hissetme Gloria. Bana karşı hep dürüsttün... Open Subtitles لا تشعري بسوء غلوريا أنتِ كنتِ صريحة معي
    Kaçınılmaz olan bir şey için kendini suçlu hissetme. Open Subtitles عزيزتي، لا تشعري بالذنب من أجل أمرٍ لا يمكن تفاديه.
    - Kendini kötü hissetme. Sen bir artist değilsin. Open Subtitles لا تشعرى باستياء، أنتِ ممثلة ولستِ رسامة، صحيح؟
    Kendini kötü hissetme. Open Subtitles لا تشعر بالسوء ليس هناك رجل الذي لا يمكن طرحه
    Burada bensiz kendini yalnız hissetme, olur mu? Open Subtitles لا تشعر بالوحدة بدونى هنا الآن أتسمعنى ؟
    Kötü hissetme. Seninle tanışan herkes seni öldürmek istiyor. Open Subtitles لا تشعر بالسوء، تقريباً كل شخص يقابلك يريد أن يقتلك
    Kendini baskı altında hissetme. Demek istediğim, bunu bir emsal olsun diye veya halkı ya da bizi ya da derneği hayal kırıklığına uğratmayayım diye yapma. Open Subtitles لا تشعر بالضغط, اي لا تفعلها لكي تكون مثالاً أو لكي لا تخيب الرأي العام أو نحن
    Fakat kendine hissetme izni vermezsen diğer insanların ne hissettiklerini nasıl anlayacaksın? Open Subtitles لكن إذا أنت لم تستطع أن تعترف بما تشعر ، كيف ستفهم متى الآخرين يشعرون؟
    Orada olduğum için kötü hissetme kendini. Unutmaya çalış. Open Subtitles ،لا تشعر بالسوء لما حدث بالأعلى هذه هي طبيعته
    Birini öldürdüğün için kendini büyük hissetme. Open Subtitles لا تشعر بأنّك ذو شأن هنا فقط لأنك قتلت شخص ما
    Sana karşı katı olduğumu biliyorum ama yönlendirilmiş hissetme. Open Subtitles اوه نعم لقد كنت قاسيا عليكِ لكن لا تشعري انه قد تم ابعادك
    - ...zorunda hissetme. Open Subtitles لا تشعري أنكِ مجبرة للموافقة لأني مخرج الفيلم
    Ama kendini kötü hissetme, prenses. Ben de karanlıktan korkardım Open Subtitles ولكن لا تشعري بالسوء أيتها الأميرة لقد كنت أخاف من الظلام ايضا
    - Kendimi bu konuda kötü hissediyorum. - Suçluluk hissetme bebeğim. Open Subtitles ــ لدي شعور سيء تجاه ذلك ــ حسناً, لا تشعري بالذنب يا حبيبتي
    Şimdi, bu büyük bir fırsat ama mecbur hissetme. Open Subtitles الان هى فرصة عظيمة لكن لا تشعرى بالالتزام
    Bilinçlilik ise bir şeyleri, neşeyi, sıkıntıyı, acıyı, hissetme becerisidir. TED الوعي هو القدرة على الشعور بالأشياء، للشعور بالمرح والحزن والملل والألم وما إلى هنالك.
    Kötü hissetme. Hepimizin kendi güçlerimiz var. Sen rakamlarla iyisin. Open Subtitles لاتشعر بالسوء يارجل كلنا لنا مميزات انت رائع فى الرياضيات وهذه الاشياء
    Ve umarım ki bir gün birine karşı aynı sevgiyi hissetme şansını yakalarsın. Open Subtitles وأتمنى أن تحصل على الفرصه لتشعر بمثل هذا الحب لأحدهم يوماً ما .
    O zaman beni sevdiğini anlayacak, belki de bana bunu söylemediğin için kendini kötü hissedeceksin ama hissetme. Open Subtitles أنت ستدرك أنك تحبني و ربما ستشعر بحزن شديد لأنك لم تخبرني أبداً، لطن لا
    Tanrı'ya giden yol; doğru kararları aldığını düşünme, hissetme dirayetine dayalıdır. Open Subtitles الطريق إلى الرب يعتمد على مدى قدرتك كالتفكير والشعور بأنك تأخذ القرارات الصحيحة
    Şey... - Şey... - Kendini kötü hissetme. Open Subtitles لعبة الدومنه مع هؤلاء الرجال الكبار في السن لاتشعري بهذا السوء
    Ancak sağlıklı insanlara verildiğinde onların halihazırda tanıdıkları ve önemsedikleri insanlara karşı bağlı hissetme kabiliyetlerini etkiledi. TED ولكن عندما يُعطى لأشخاص أصحاء، فإنه في الواقع يتدخل مع قدرتهم بالشعور بالارتباط مع أشخاص يعرفونهم من قبل ويهتمون بهم.
    Bu adamın suçu, hissetme suçlularıyla arkadaşlık etmek bir kadınla ilişkiye girmek ve hissetmek. Open Subtitles هذا الرجل مذنب. لمرافقته المخالفين بالإحساس. و لعلاقته مع إمرأة
    Aile sebebiyle suçluluk hissetme hatasından beni kurtardın. Open Subtitles التساهل، ورحمة الأخ؟ إنك تقودني للخطأ.. تؤثرُ عليّ بالذنب العائلي.
    Kendini mecbur hissetme. Open Subtitles لا تَشْعرْ مُلزَم.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more