"için zamanı" - Translation from Turkish to Arabic

    • لديه وقت
        
    • وقتها فى
        
    • لديها وقت
        
    Eskiden bana zaman ayırırdı. Ama şimdi sadece Sonia için zamanı var. Open Subtitles لقد كان لديه وقت لي ، أما الآن فوقته مُكَرس فقط لسونيا
    Sizi göremek için zamanı olmayacak yada bugün için olmaz. Open Subtitles لن يكون لديه وقت ليراك او اي شخص اخر اليوم.
    Dünyanın senin gibi küçük insanlar için zamanı yok. Open Subtitles العالم لَيْسَ لديه وقت .لأناس صِغارِ مثلك
    Leydi Stubbs büyüleyici olmak için zamanı harcamaktan çekinmez. Open Subtitles ان الليدى ستابس تقضى معظم وقتها فى التزين
    Avını garantiye aldığında yemek için zamanı boldur. Open Subtitles وعندما تكون فريستها مضمونه فهى تأخذ وقتها فى وجبة طعامه
    Arkasını temizlemek için zamanı olan tek kişi sendin. Open Subtitles أنت الوحيدة فقط التي لديها وقت للتنظيف بعد أن تنظّفي نفسكِ
    Kontrattaki tüm detaylara bakmak için zamanı yoktur. Open Subtitles ليس لديها وقت لكي تتأمل في كل تفصيلة في ذلك العقد
    Evet, Eğer çantasını toplamak için zamanı olsaydı, muhtemelen bunu da yanında götürürdü. Open Subtitles صحيح ، حسناً ، إن كان لديه وقت لحزم حقائبه فعلى الأرجح سيقوم بأخذ هذه معه
    Bay Ford'la konuşacağım bir görüşme için zamanı olursa, sizi gelecek hafta ararım. Open Subtitles سأكلم السيد فورد أن كان لديه وقت للأجتماع بك ، سنتصل بك ألأسبوع القادم
    Belki sadece bir tane asmak için zamanı vardı ya da diğeri düştü. Open Subtitles ربما كان لديه وقت فقط لتعليق واحد، أما الأخريات فقد وقعت
    Bölge yöneticisinin alt altının böyle duygusal şeyler için zamanı yok. Open Subtitles مُدير المنطقة ليسَ لديه وقت للِمشاعر.
    - Eğer patladığında aşağıdaysa kaçmak için zamanı olmadı. Open Subtitles لو كان لا يزال بالأسفل حين إنفجرت... فلن يكون لديه وقت للهروب من الإنفجار.
    Dinle! Prensesin bunlar için zamanı yok! Open Subtitles أسمعني , الاميرة ليس لديها وقت لذلك
    Kardeşimin, senin planların için zamanı kalmadı. Open Subtitles أختي ليس لديها وقت لخططك

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more