"içinden" - Translation from Turkish to Arabic

    • داخل
        
    • خلال
        
    • بداخل
        
    • من خلاله
        
    • خلالها
        
    • داخلك
        
    • بداخلك
        
    • من الداخل
        
    • من بين
        
    • بداخله
        
    • داخلها
        
    • عبره
        
    • عبر
        
    • خلالك
        
    • ميركل
        
    Irak'la savaşa girileceği belli olduğunda, Amerikan askerlerinin çok iyi korunacağını anladım ve ve işgali Bağdat'ın içinden izlemeye karar verdim. TED عندما باتت حرب العراق وشيكة، أدركت بأن القوات الأمريكية ستكون مغطاة بشكل جيد، لذا فقد قررت تغطية الغزو من داخل بغداد.
    Bir sinapsa yakından bakalım. Ve gözlerimizi de yeşil nöronun içinden ayırmayalım. TED دعونا نقوم تقريب أحد الإشتباكات. و دققوا النظر إلى داخل الخلية الخضراء.
    Genç, yeni 20'sine basmış kişiler, güzel ve hepsi de Research Triangle'ın içinden. Open Subtitles كلهم شابات ، واكثرهم اختطف ولا شهود على الحادث وكلهم داخل مثلث البحث
    Ablukanın içinden zırhlı birlik geçirerek Sovyetlerin kararlılığını test etmek istedi. Open Subtitles أراد اختبار عزيمة السوفيت بتسيير موكب مسلّح من خلال منطقة الحصار
    Pekâlâ, ormanın içinden güneye doğru giden bir hat istiyorum. Open Subtitles . انا أريد عمل مسح على الجنوب من خلال الغابة
    Hepinizin içinden ufak tefek bir parça alıp, lezzetli şekerime koyacağım, gerçekten. Open Subtitles سيكون هناك جزء صغير جميل من كل واحد منكم داخل الحلوى الشهية
    Ama EEG'yi kafanın içinden yaparsak, bize biyopsi yapmamız gereken yeri gösterebilir. Open Subtitles إن أجرينا رسم المخ من داخل الجمجمة سيظهر لنا أي نسيج نقطع
    Sıradan EEG beynin içinden yapılana göre daha kötü olabilir. Open Subtitles مخطط كهربائية المخ يكون سيئاً مقارنةً بالذي من داخل المخ
    - pekala, kulaklığın çalışıyor olmalı. başlığın içinden... - beni duyabiliyor musun? Open Subtitles حسناً، الصوت لابد أنه يعمل هل تستطيع سماعي من داخل القناع ؟
    * Canının kurtarmaya çalışırsın, içinden bir katilin, dehşetin * Open Subtitles ♪ أنت تقاتل من أجل حياتك داخل قاتل, إثارة ♪
    Yani kafatasının içinden parçalar gerçek anlamda beynine mi uçmuş? Open Subtitles لذا إن الأجزاء من داخل الجمجمة حرفياً طارت الى دماغهِ؟
    Para arabanın içinden gelmiş olsa gerek. Arabayı kim sürüyordu? Open Subtitles لابد وأن المال جاء من داخل السيارة، من كان يقودها؟
    Toz, başka bir dünyadaki bir şehirden, cininin içinden süzülerek adama geçiyor. Open Subtitles الطيف يخترق هذا الرجل من خلال قرينه من مدينة في عالم آخر.
    Yaklaşık 10 metre boyunca pisliğin içinden geçmeliyiz. Hazır mısınız? Open Subtitles يجب أن نخرج من خلال 30 قدم من الأوساخ، أجاهز؟
    Bilmiyorum, sadece bu şeyin içinden her şeyi daha iyi görüyorum. Open Subtitles لا أعلم , فأنا أرى بشكل أفضل من خلال هذه الأشياء
    Dağın içine doğru kazıp bir ordunun içinden geçebileceği bir delik açmışlar. Open Subtitles لقد حفروا سبيلاً خلال الجبل، وجعلوه كبيراً بما يكفي ليلائم عبور جيشٍ.
    Eğer bu kutunun içinden çıkacak olan şeyi engelleyebilirsem, evlerine dönecekler. Open Subtitles ان أمكنني منع ما بداخل هذا الصندوق من الخروج سيغادرون جميعهم
    Ben sadece alanda manevra yapmaktan bahsediyorum, içinden geçmeyi değil. Open Subtitles أنا أتحدث عن المناورة ضمن الحقل لا العبور من خلاله
    Bir Reticulan içinden geçebilecek bile olsa, çok sıkı vidalanmış. Open Subtitles حتى لو كان الريتيكولا يستطيع الزحف خلالها, فالبراغي في مكانها.
    İşte o yüzden o kapsülü... içinden çıkarmamız gerekiyor! Open Subtitles ولِهذا نخرج تلك المركبة الصَغيرةِ من داخلك
    Öyle şeyler ki, içinden artık yapmamayı geçirdiğin şeyleri yansıtıyorlar. Open Subtitles لأنها تعكس شيئاُ بداخلك , بأنك لا تستطيع التعايش معها
    Ben senin dışarıdan bilgi toplamayı kesip kendi içinden toplamaya başlamanı istiyorum. Open Subtitles اريد ان توقف جمع المعلومات من خارج نفسك وتبدأ بجمعها من الداخل
    Japonya da dört kişinin içinden tek bir eş seçmeli. Open Subtitles مشكلة الأمير هو أنّ عليه الإختيار من بين الأربعة نساء
    Ara sıra darbe alır ve içinden bir parça kopardı. Open Subtitles بين الفينة والأخرى، وهو يتعرض للضرب كان ينضرم بداخله شيئًا
    Önce içinden konuşuyordu, sonra dışından konuşmaya başladı. Open Subtitles فى اول الامر كانت تتكلم من داخلها و بعد ذلك تكلمت للخارج
    Öylesine büyük kütleli ki, ışık içinden geçerken bükülüyor, kümenin aşırı kütleçekimi tarafından çarpıtılıyor. TED إنّه كبير جدّا لدرجة أنّ الضوء المارّ عبره يتقوّس، ينحرف عن المسار المستقيم تحت تأثير الجاذبية الهائلة لهذا العنقود.
    Tardis'i onun kalbine uçurabilirim, tüm yolu şok dalgalarıyla süzülüp gökyüzünün içinden hızla gidip, herhangi bir yerde durabilirim. Open Subtitles يمكنني أن أقود التارديس مباشرة إلى قلبها وأستقل الموجة الخارجة منها وأندفع عبر السماء ، لأصل إلى أي مكان
    Sen bir sahtekârsın, yürüyen bir yalansın ve içinden karşıyı görebiliyorum. Open Subtitles أنتِ محتالة وكاذبة ويمكنني الرؤية من خلالك
    Ve kazanan Karanlığın İçinden filmiyle Anne Bancroft. Open Subtitles .. والفائزة هي أن بانكروفت "من فيلم "ذا ميركل وركر

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more