| O zaman nereye gidersin? Kalp ameliyatına falan ihtiyacın olabilir. | TED | عندها أين ستذهب؟ ربما تحتاج لعملية جراحية أو شئ ما. |
| İzlemesi çok kötüydü. İyi bir avukata ihtiyacın var mı? | Open Subtitles | كان منظرا فضيعا ، هل تحتاج الى محامي جيد ؟ |
| Nedenleri ortaya koyabilirsin ama sence bundan daha fazlasına ihtiyacın yok mu? | Open Subtitles | يمكنك إظهار الدافع لكن ألن تكون بحاجة إلى أكثر من ذلك ؟ |
| - Onlara ihtiyacım yok. - Neden onlara ihtiyacın olmadığını düşünüyorsun? | Open Subtitles | لست بحاجة لهم ما الذى يجعلك تعتقدى انك لا تحتاجين لهم؟ |
| Babam hep söylerdi. Yardıma ihtiyacın olursa onu ara derdi. | Open Subtitles | والدي قال دائما إذا كنت تريد مساعدة إتصل بالدكتور كونور |
| Ancak çoğu zaman, bir sakız, bir çakı ve gülümsemeye ihtiyacın olacak. | Open Subtitles | لكن فى أغلب الأحيان كل ما تحتاجه خله أسنان ومدية صغيرة وأبتسامة. |
| peki, ihtiyacın olan bir şey olursa, sadece işaret et, senin sabah görüşürüz. | Open Subtitles | اذا احتجت اي شي فقط اشر ونحن ننفذه لك وأنا سأراك في الصباح. |
| Senden bunu istiyorum, çünkü paraya ihtiyacın var. Sana kalmış. Karar senin. | Open Subtitles | أطلبك ذلك لأنني أعلم أنك تحتاج لذلك الأمر يعود إليك, القرار لك |
| Önce ben gördüm. - Bence, senin yeni gözlüğe ihtiyacın var. | Open Subtitles | لا زلت أتولّى الأمر إنّه يعني بأنك تحتاج إلى نظارات جديدة |
| Yani, senin 8000$'a ihtiyacın var ve tam da o kadar bırakmış. | Open Subtitles | أقصد أنت تحتاج 8 آلاف دولار وبوفاتها تترك لك هذا المبلغ بالضبط |
| İç çamaşırlarını veya diğerlerini taşımakta yardıma ihtiyacın var mı diye soracaktım? | Open Subtitles | كنت أتسائل ما إذا كنتِ بحاجة لمساعدة بطي ملابسك أو أي شيء؟ |
| Yalnız gitmene izin veremem şimdi senin yardıma ihtiyacın var. | Open Subtitles | لن أدعك تذهب لوحدك الآن ، أنت بحاجة إلى المساعدة |
| Ve merak etme, eğer yardıma ihtiyacın olursa, ben bunda uzmanım. | Open Subtitles | ولا تقلقي، إن كنتِ تحتاجين إلى إعلانات مُغرية، فأنا خبيرة بهذا |
| Tahiti için bu kadar şeye ihtiyacın olacağından emin misin? | Open Subtitles | هل أنتِ متأكدة أنكِ تحتاجين هذه الاشياء الكثيرة لتاهيتي ؟ |
| Yani, belli ki senin çok paran var. Bu sikkelere ihtiyacın yok. | Open Subtitles | اعنى من الواضح أن لديك طن من المال لماذا تريد تلك العملات؟ |
| Eğer bir şeye ihtiyacın olursa bizi ara tamam mı? | Open Subtitles | اذا كان هُناك أي شيء تحتاجه يمكنك الاتصال بنا ,اتفقنا؟ |
| Yardıma ihtiyacın varsa, çocuklarına kavuşman için elimden geleni yaparım. | Open Subtitles | إذا احتجت لمساعدة , سأفعل ما في وسعي لإعادتك لأولادك |
| İhtiyacın olan her şeyi topla ve buraya veda et. | Open Subtitles | أريدك أن تجمعي كل شيء تحتاجينه وتودعي هذا المكان، مفهوم؟ |
| Eğer paraya ihtiyacın varsa, sana borç veririm. Ama sen de kıpırdan! | Open Subtitles | اذا كنتى تريدين المال ساقرضك المال و لكن يجب ان تتحركى للأمام |
| - O zaman, neden verdin, peki? - Çünkü, ihtiyacın vardı. | Open Subtitles | ،لأنك كنت فى حاجة إليه لأنك لم تكن لتستمع إلىَّ بدونه |
| Senin paraya ihtiyacın yok. İstediğin her şeye burada sahipsin. | Open Subtitles | أنت لست بحاجة للمال ، لديك كل ما تريده هنا |
| O zaman uçağa binmem önemli değil. - Yani bana ihtiyacın yok. | Open Subtitles | إذاً لا يهمّ إن صعدتُ على متن تلك الطائرة، فأنت لا تحتاجني |
| Bir tekel dükkanı soymak için böyle bir ateş gücüne ihtiyacın yoktur. | Open Subtitles | لا، أنتِ لا تحتاجي ذلك النوع من القوة النارية لسرقة محل كحول. |
| -Öyle olsun. Ben çıkıyorum. İhtiyacın olursa ben evde olacağım. | Open Subtitles | سوف أخرج من هنا سأكون في المنزل إن إحتجت لي |
| Gerçi kendi davam hala açık. Bana ihtiyacın olursa, karavanımda olacağım! | Open Subtitles | إلا أن قضيتي ما زالت متداولة، إن احتجتني فسأكون في قطيرتي |
| Yardıma ihtiyacın olduğunu biliyorum. Ama bu sefer verebilecek durumda değilim. | Open Subtitles | أنا أعرف انكى بحاجه للمساعده,ولكن حاليا لا يمكننى تقديم شيئ لكى |