"ilaç" - Translation from Turkish to Arabic

    • دواء
        
    • العقار
        
    • الحبوب
        
    • العلاج
        
    • الأدوية
        
    • العقاقير
        
    • المخدر
        
    • مخدرات
        
    • مخدر
        
    • الدواء
        
    • حبوب
        
    • الطبية
        
    • الادوية
        
    • المخدرات
        
    • دواءً
        
    Her ilaç alışınızda, bir grup yan etkiyle yüzleşme ihtmaliniz vardır. TED لان كل دواء لابد ولا محالة ان يكون له عارض جانبي
    Ağrılar için ilaç vereceğim. Ama beni asıl endişelendiren şuur kayıplarınız. Open Subtitles سأعطيك دواء للألم ، أنا أكثر اهتماماً بالإغماءات التي تحدث لك
    Aslında, masanın sonundaki dostlarımız için... ilaç daha çok işe yarayabilir. Open Subtitles اظن ان العقار سيعمل بصورة جيدة علي اصدقائنا في نهاية الطاولة
    Bir kızın dikkatini çekmek için bir dolu ilaç içtim. Open Subtitles ابتعلت الكثير من الحبوب لأجذب انتباه امرأة، هل تصدق ذلك؟
    Ve son 10 yıldaki ilaç gelişimine baktığınızda ne olduğunu görüyoruz? TED واذانظرتم لاساليب تتطوير العلاج منذ عشرة سنوات حتى الأن فماذا ستجدون؟
    İlaç testlerini insan hücreleri kullanarak yapabilmenin kapılarını aralıyor ve yakın dönemde bunun rutin bir yöntem olacağını umuyorum. TED وهذا يتيح القدرة، والتي من المأمول أن تصبح شيء روتينياً في وقت قريب، على استخدام الخلايا البشرية لاختبار الأدوية.
    Eğer ilaç kullanmadan yaşamayı başarabilirsem bir şekilde aslında zihinsel bir hastalığa sahip olmadığımı, hepsinin bir hata olduğunu kanıtlayabilirmişim gibi hissediyordum. TED شعرت بأنني لو استطعت أن أعيش دون العقاقير سأثبت بعد ذلك كله بأنني لم أكن مريضة عقلياً و أنه كان خطأ فادح
    Conrad'ın bilimadamları bu ortakyaşamı bir çeşit süper ilaç yapmak için inceliyorlardı. Open Subtitles علماء كونراد كانوا يدرسون هذا المتكافل ليخلقوا نوعا ما من المخدر الخارق
    Kim üzerimde ilaç denemeye kalkarsa, kıçına tekmeyi basarım! Open Subtitles أي شخص سيجرب مخدرات علي سوف يعرض نفسه للضرب
    - Onun içinde bir gorillayı öldürmeye yetecek kadar ilaç var. Open Subtitles تشارلي هناك دواء للكحة يكفي لقتل غوريلا في في هذا الكعك.
    Her ay doktorun denemek istediği yeni bir ilaç oluyordu. Open Subtitles كل شهر كان هناك دواء جديد يريد الأطباء أن يجربوه
    Annesine ilaç almak için, çalmak zorunda kalan, önemsiz bir hırsız değil. Open Subtitles ليس لصّ صغير الذي كان عليه أن يسرق ليدفع ثمن دواء أمّه.
    Sana güzel bir ilaç bulmanda yardım ettim, senin yaptığına bak! Open Subtitles لقد ساعدتكَ بالفعل لايجاد دواء جيد، ما الذي تفعله الآن ؟
    Eğer bir alıcı, belirli bir ilaç ya da iç sıvısı tarafından uzun süre ağır bombardımana tutulursa, bayağı çekip kısalacaktır. Open Subtitles إذا أخذنا مستقبلاً محدداً لنوع محدد من العقار أو السائل الداخلي و عرضناه للقصف بشكل مكثف لمدة طويلة فإنه فعلياً سيتقلص
    Eğer daha fazla ilaç alırsam gerçekleri anlatacak halim kalmayacak. Open Subtitles أنا لستُ قادرة على قول الحقيقة بعد تناول هذه الحبوب
    Ama ilaç sadece bir yara bandı. Aslında, kalp nakli gerekiyor. Open Subtitles ولكن العلاج يساعدها مؤقتاً في النهاية , هي ستحتاج لزرع قلب
    Başka bir şey daha jenerik ilaç üreticilerini gerçekten korkutabilir. TED هنالك شئ آخر يمكنه حقا إخافة مصنعي الأدوية غير المسجلة.
    Anti-HIV ilaç bileşikleri ve karışımları üzerinde genetik ilaçların etkisi üzerine DSÖ (WHO) tarafından etkileyici bir çalışma yapıldı. TED هذا هو البحث الرائع من منظمة الصحة العالمية الذي يظهر تأثير العقاقير الوراثية المضادة للفيروسات على مركب دوائي مشكّل.
    Ona verdiğim ilaç kısa süre etkili. Daha fazla gerekebilir. Open Subtitles المخدر الذي أعطيته له مفعوله ضعيف ربما يحتاج المزيد منه
    Beni kovdurtacaksın. Laboratuvarıma yasadışı ilaç sokamazsın. Open Subtitles يمكنكِ طردي إذا شئتِ و لكنكِ لن تحضري مخدرات غير قانونية إلى مختبري
    Orta yaşlı bir kadın aşırı dozda ilaç içerek ölmüş. Open Subtitles عثر عليها ميتة بسبب جرعة مخدر زائد أو شيئاّ ما
    Daha iyi bir ilaç taşınım sistemine ihtiyacımız olduğunu, söylemeye çalışıyorum. TED لذلك ما أحاول قوله هو أننا بحاجة لنظامٍ أفضل لإيصال الدواء.
    Tabii ya belki de ilaç alıp, içki içti ve tansiyonu çıktı. Open Subtitles قد يكون عانى من ضغط دم مرتفع حبوب زيادة,او انه كان سكيرا
    İlaç ve tıbbi alet firmaları kadavralar için çok para verir. Open Subtitles شركات الصيدلة و الأدوات الطبية قد تدفع مبالغ مهولة لأجل الجثث
    İlaç şirketleri geçici bir tekele sahip. Zenginler için fiyatlandırıyor, fakirleri unutuyorlar. TED لدى شركات الادوية احتكار مؤقت؛ إنهم يثمنون حسب مقدرة الأغنياء، وينسون الفقراء
    Lex'in pembe filler görmesini sağlayacak bir sürü ilaç var. Open Subtitles هناك الكثير من المخدرات التي تجعل ليكس يرى فيل وردي
    İlaç tedavisi görüyorum Bu yüzden normal zamanda söylemeyeceğim şeyler söyledim. Open Subtitles أخذت دواءً للألم إنه يجعلني أقول أشياء لم أكن أبداً سأقولها

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more