"inandığım" - Translation from Turkish to Arabic

    • آمنت
        
    • أصدقه
        
    • اؤمن
        
    • أؤمن
        
    • وثقت
        
    • صدقت
        
    • أومن
        
    • أعتقده
        
    • آمنتُ
        
    • أصدقها
        
    • معتقداتي
        
    • لتصديقه
        
    • قناعاتي
        
    • باعتقادي
        
    • أَمنُ به
        
    Benim de öyle ama tek yapmam gereken sana bakmak Ve inandığım her şey yitip gidiyor. Open Subtitles و أنا أيضا ، و لكن كل ما على هو أن أنظر اليك و كل ما آمنت به يتلاشى
    Ya, çok sağlam inandığım her şey bir yalansa? Open Subtitles ماذا لو كان كل ما آمنت به بشدة كان كذبة؟
    Tek inandığım şey kızını sevdiği. Open Subtitles الشيء الوحيد الذي أصدقه هو أنه يحب ابنته حقاً.
    İnandığım günler de var, şüpheyle dolduğum günler de. TED كنت اؤمن في بعض الايام ان هذا ممكن .. ولكن كانت تمر عدة ايام يخالجني الشك حيال هذا معظم الوقت ..
    Buraya kalpten inandığım bir besin devrimini başlatmak için geldim. TED لقد جئت إلى هنا لأبدأ ثورةً غذائيةً أؤمن بها بشدة.
    Bu sabah çalışmak zorunda olduğuna, inandığım gibi mi? Open Subtitles كما وثقت بكِ عندما قلتِ بأنكِ يجب أن تذهبي للعمل هذا الصباح ؟
    Babam hakkında inandığım her şey ne olmak istediğim hakkındaki tüm düşüncelerim onun gibi olmak için gereken her şey... Open Subtitles كل شيء صدقت أبي فيه كل شيء حلمت أن أصبحه ،ماأردت أن أصبح من أجله كل هذا مبني على الكذب
    Hep inandığım bir kaç şey vardır. Open Subtitles هناك بضعة أشياء آمنت بها دوماً الأزهار ملائمة لأيّة مناسبة
    Uğruna çalıştığım herşey, inandığım herşey, doğru kabul ettiklerim... Open Subtitles كل شيء عملت لأجله , كل شيء آمنت به , ذهب بحق
    müziğe, hayatıma ve kendi hakkımda inandığım her şeye ihanet ettiğim gün olur. Open Subtitles الذي خنت فيه كل شيء آمنت به بخصوص الموسيقى والحياة ونفسي انا
    Biliyor musun, aldığım tüm bu ödüller var ya, onları inandığım projelerden aldım. Open Subtitles عليك أن تعلم، كلّ هذه الجوائز بحوزتي، حققتها بمشاريع آمنت بها
    O kadar yıl boyunca bunlara inandığım için bana deli demelerini dinledim. Open Subtitles ..كل هذه السنين, كان عليّ السماع للناس وهم يخبرونني أنني مجنون لأنني آمنت بهدا
    Neye inandığım önemli değil tıpkı tecavüzden kurtulanların sayısının daha fazla olmasının ne kadar yanlış olduğunun önemi olmadığı gibi. Open Subtitles إنه لا يهم ما أصدقه مثلما أنه لا يهمّ كم من الخطأ اعتقاد الناس أن الناجيات من الاغتصاب لا يتأثرن نفسيًا
    Benim neye inandığım değil onların neye inandığı önemli Scully. Open Subtitles ليس مهم ما أصدقه سكالي المهم ما يصدقوه هم
    Yapılması gerektiğine inandığım bir diğer şey de yoksul çiftçiler için teknoloji üretmek. Böylece ürünleri değer kazanacaktır. TED الشيء الآخر الذي اؤمن به هو الحاجة لصنع تقنيات للمزارعين الفقراء لاضافة قيمة لمحاصيلهم.
    ... değişmek istiyorum. ve eğer bana bir şans verirsen... inandığım şeyler uğruna savaşabileceğimi gösteririm... ve bize inanıyorum linda... Open Subtitles ..واذا اعطيتنى الفرصة سأريكى اني سأنفذ ما انا مؤمن به وانا اؤمن بحبنا
    JD: Her şeyden önce, benim bu hizmetteki kişisel amacım olan inandığım temel şey; toplu konuşma çok önemlidir. TED حسنًا، أولاً وقبل كل شيء، هدفي الشخصي من الخدمة هو أنني أؤمن بشكل أساسي أن الحوار الاجتماعي بالغ الأهمية.
    Takımım tarafından ihanete uğradım, inandığım insanlar tarafından ihanete uğradım. Open Subtitles الخيانة من فريقي, الخيانة من الناس الذي وثقت بِهم.
    Bana ne kadar büyük olduğumu söyleyen herkese inandığım için bıraktım. Open Subtitles لقد إنجرفت بعيداً لأنني صدقت كل شخص أخبرني كم كُنت رائعًا
    Sonunda, tüm kalbimle inandığım bir görevde çalışma hayalini daima kurduğum şehre ulaşmıştım. Open Subtitles ها أنا أصل إلى المدينة التي حلُمت بها دائماً لأعمل في حملة إنتخابية أومن بها في أعماق قلبي
    İnandığım şey, sizin insanların hayatlarının benim imkansız bir işi başarıp başaramama bağlı olduğu saçma bir senaryo yarattığınız. Open Subtitles ما أعتقده أنك سببت واقعاً سخيفاً حيث تعتمد عليّ أرواح الناس وأنا أحاول وأفشل في مهمة واضح أنها مستحيلة.
    Dünya Bankası'nda başka bir sohbet ve deneyimimde ne yöne gideceğim konusunda nihai kararı vermemi sağlayan şeydi, yapılacak en kârlı araştırma olmasa da tamamen inandığım şeyle ilgiliydi. TED كانت لديّ محادثة وتجربة أخرى في البنك أعتقد أنها جعلتني أتوصلُ إلى قرارٍ نهائي فيما أريدُ التوجه إليه، رغم أنه لم يكن البحث الأكثر ربحًا للتوجه إليه، لكنه كان فقط حول ما آمنتُ به.
    Ve bir de bu kız var, herkesden daha çok inandığım. Open Subtitles ومن شخص آخر ، فتاة والتي أصدقها أكثر من أي شخص
    Ama benim inandığım her şey tehdit altında olsaydı bilmek isterdim. Open Subtitles ولكن إذا تعرض كل معتقداتي للتهديد.. فسأرغب بمعرفة هذا
    Artık sende bulunduğuna daha çok inandığım amaç, cesaret ve yiğitlik varsa, bu gece göster. Open Subtitles و لكن اذا صح ان عندك ما اعتقده الذي لدي سبب كبير لتصديقه الآن اعني الشجاعة والبأس فارني اياهما الليلة
    Gelecek birkaç yılda inandığım her şey test edilecek ve dalga geçilecek gibi. Open Subtitles وأن كل قناعاتي السابقة ستُختبر وتُحتجز في السخرية للأعوام القادمة
    Olması gerektiğine inandığım şey veri güdümlü risk değerlendirmesini alıp yargıçların içgüdü ve deneyimleriyle birleştirerek daha iyi bir karar oluşumu sağlamak. TED لكن ما يجب أن يحصل باعتقادي هو أنه يجب علينا أخذ ذلك التقييم المبني على البيانات و دمجه بحدس القاضي و خبرته ليؤدي بنا إلى اتخاذ قرارات أفضل.
    Kısacası, inandığım bir ilkeye karşı çıkmamı istediler. Ben de kabul etmedim. Open Subtitles هم طَلبوا مِنْني إنتِهاك a مبدأ أَمنُ به وأنا رَفضتُ.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more