"inanmakta" - Translation from Turkish to Arabic

    • التصديق
        
    • تصديقه
        
    • تصديقك
        
    • أصدقه
        
    • للتصديق
        
    • في تصديق
        
    • تصديق أن
        
    • من تصديق
        
    • التّصديق
        
    • تصديق أنك
        
    Buna inanmakta zorlanabilirsin ama biz melekler bazen aşağıya bakıp, siz insanları kıskanırız. Open Subtitles ربما تجد ذلك صعب التصديق ولكن احيانآ نحن الملائكة ننظر الى البشر ونحسدهم
    Gabriel'in Halawa'da mahkum, senin de gardiyan olduğunu düşününce buna inanmakta oldukça zorlandım. Open Subtitles ولكنني أجد ذلك صعب التصديق على اعتبار أن غابرييل كان سجينا في هالاوا
    Ama garajımızda ölü bir melek olduğuna inanmakta zorlanıyorum. Open Subtitles أنا فقط وجِدُت أنه من الصّعب التصديق بأن هناك ملاك معلق في مرآبِنا.
    Buna inanmakta zorlanabilirsin ama ben kötü ve yalnız bir gençlik geçirdim. Open Subtitles قد تجدين هذا صعباً تصديقه لكن ديَني كان شاب خجول و وحيد
    Buna inanmakta zorlanabilirsin... Open Subtitles تعلم . على الرغم من عدم تصديقك
    Evet, dün gece olanları gördükten sonra, buna inanmakta zorluk çekiyorum. Open Subtitles أجل، حسناً، بعدما رأيته الليلة الماضية، فأنا إلى حد ما أجد ذلك صعب أن أصدقه.
    Gerçi halen daha inanmakta... ..zorlanıyorsamda sende annesin. Open Subtitles وأنتي أم بالرغم من أنني مازلت أجد ذلك صعب التصديق
    Duyduğunuza inanmakta güçlük çektiğiniz şeyler burada bulunma nedenimiz. Open Subtitles أنا واثق أن ما ترونه صعب التصديق هو أننا نصارحكم بهذا الشأن
    İnanmakta zorlanabilirsin ama emirleri uygulamak konusunda hep iyi olmuşumdur. Open Subtitles ربما تجد هذا صعب التصديق ، و لكنني كنت دائماً جيدة فقط في الانصياع للأوامر
    Çocukken mutlu sonlara inanmakta zorluk çekerdim. Open Subtitles في طفولتي واجهت صعوبة في التصديق بالنهايات السعيدة
    Onları doğuranların, onları büyütmeyi dert etmemelerine, bazen inanmakta zorlanıyorum. Open Subtitles أحيانا يصعب علي التصديق بأن أيا من أتى بهم لم يشعر بالإنزعاج أو الإلتزام لتريتهم
    Buranın ne kadar harika olduğuna inanmakta zorluk çekiyorum. Open Subtitles أعاني من مصيبة عدم التصديق عن مدى روعة المكان.
    Buna inanmakta zorlanabilirim çünkü ben Detroit'ten Seattle'a doğru gidiyordum ve lanet New Hampshire Concord'ta olmama imkan yok. Open Subtitles أجد هذا صعب التصديق لأني كنت ذاهبة إلى سياتل قادمة من ديترويت مستحيل أن أكون في نيوهامشر
    Bu tuğla gibi raporun konuyu baştan sona aydınlatmadığına inanmakta güçlük çekiyorum. Open Subtitles صعب التصديق أن تقريراً بهذه السماكة لا يسرد القصة كلها
    İnsanların görmelerini istediğin şeye inanmakta güçlük çekiyorum. Open Subtitles أراه من الصعب التصديق أنكِ فعلًا من تدّعينه
    Bana anlattığın şeyler arasında en çok buna inanmakta zorluk çekiyorum. Open Subtitles من بين كل الأشياء التي أخبرتني بها هذا أكثر شيء يصعب علي تصديقه
    Bir şeyi açıklığa kavuşturalım, ...çünkü söylediklerine inanmakta güçlük çekiyorum. Open Subtitles دعني أفهم هذا، لأنني أواجه صعوبة في تصديقه
    - Şu an bile sana inanmakta zorlanıyorum. Open Subtitles اجد صعوبة في تصديقك الأن.
    Bense inanmakta zorlandım. Open Subtitles أستغرق الأمر منى وقت حتى أصدقه
    Hiç bilmediğimiz bu şeyler, inanmakta olduğumuz her şeyi tahrip ettiler. Bir türlü kabullenemiyor. Open Subtitles كل هذه الأشياء التي عرفناها قد شتت كل شئ كنا نعرفه سابقا، لقد وجد ذلك صعبا للتصديق
    İtiraf etmeliyim ki, makinelerde bir hastalık olacağına inanmakta güçlük çekiyorum. Open Subtitles علي أن أعترف بأنني أجد صعوبة في تصديق وجود مرض في الآلة
    Winston'in böyle bir sey yapacagina inanmakta biraz zorlaniyorum. Open Subtitles يصعب علي تصديق أن وينستون أن وينستون قادر على فعل هذا
    Böyle bir sırrı ondan saklamana inanmakta çok zorluk çekti. Open Subtitles عانت من تصديق أنّكِ أخفيت شيئاً كهذا عنها
    Bu okuldan, topluluğumuzdan birinin böylesine bir şiddeti yapabileceğine inanmakta fazlasıyla güçlük çekiyorum. Open Subtitles أَجِدُه صعب التّصديق جداً بأنّ هناك شخص ما في هذه المدرسةِ، في جاليتِنا،
    Olacakları bile bile bana oynanmış fotoğraflar verdiğine inanmakta hâlâ zorluk çekiyorum. Open Subtitles لدى بعض المشاكل فى تصديق أنك أعطيتنى صور مزورة وتعرف ما قد يحدث

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more