| Kapıda duran da Buffalo Üniversitesi Disiplinlerarası Deprem Mühendisliği Araştırmaları Merkezi direktörü Andre Filitrault. Arşivlerin emniyetli bir şekilde kurtarılıp kurtarılamayacağını inceliyor. | TED | الشخص الواقف عند الباب، آندريه فيليترات، وهو مدير مركز أبحاث هندسة الزلازل التخصصي في جامعة بافالو، كان يفحص المبنى ليرى إذا كان آمناً لإخراج سجلات الأرشيف. |
| O da dökülen sıvıları, sigara izmaritlerini ve uyuşturucu alet edevatını inceliyor. | Open Subtitles | أنت و " رايان " جمعتم كل هذه من ساحة التوقف ؟ أجل هو يفحص المشروب المستخرج وأعقاب السجائر وأدوات تعاطي المخدرات |
| Dükkanları inceliyor ve sonra da ortalık sakinse ortaklarına haber veriyor. | Open Subtitles | لقد تفحص المتاجر من الخارج ومن ثم أخبر مشاركيه إن كان الوضع آمناً |
| Ceset çiftliği sadece insanları değil, hayvanları da inceliyor. | Open Subtitles | مزرعة الجثث تدرس الحيوانات أيضاً و ليس فقط البشر |
| Dünyanın her yerindeki volkanların gaz salınışlarını inceliyor. | Open Subtitles | إنه يحلل انبعاثات الغاز من البراكين في جميع أنحاء العالم. |
| Psikologlar aklın içeriğini keşfetmek için davranışları inceliyor çünkü davranışlarımız sıklıkla inançlarımız, değerlerimiz ve tutkularımızın yansımasından oluşur. | TED | يدرس علماء النفس السلوك ليكتشفوا ماهية العقل، فسلوكنا غالبًا ما يعكس معتقداتنا وقيمنا ورغباتنا. |
| Aileleri her hareketimizi dikkatle inceliyor olacak bence fazladan hazırlanma en iyisi diyorum | Open Subtitles | الأباء يفحصون بدقّة كل تحركاتنا لذا أجده إستعداداً أكثر من اللازم, صحيح؟ |
| Meraklı mı ? Her adamın geçmişini, sanki yargıçmış gibi inceliyor. | Open Subtitles | ـ إنه حذر ـ وهو يفتش في ماضي كل البحارة |
| Şu anda adli takım, aracını inceliyor. | Open Subtitles | وفريق الطب الشرعي يفحص سيارتك الآن |
| Şu anda adli takım, aracını inceliyor. | Open Subtitles | وفريق الطب الشرعي يفحص سيارتك الآن |
| Tehlikeli madde ekibi hâlâ aracı inceliyor. | Open Subtitles | فريق المواد الخطرة لا يزال يفحص الشاحنة |
| Sanırım olay yeri birimi hala olay yerini inceliyor. | Open Subtitles | اعتقد ان الخدمه المدنيه مازالت تفحص مكان الجريمه ؟ |
| Bomba uzmanları ve köpekler merkezi inceliyor. | Open Subtitles | كلاب الشرطة وفرقة التفتيش تفحص الموقع. |
| Nasıl bir uzaylı etkisi altındaysa, bu gemiyi inceliyor. | Open Subtitles | آيا كان تأثير فضائى إنها تدرس هذه السفينه |
| Max bulduğun cesetleri inceliyor. | Open Subtitles | ماكس يحلل الاشياء التي وجدتيها |
| Araştırmacılar bu patojenlerin biyolojisini yorulmadan inceliyor | TED | يدرس الباحثون بلا كلل بيولوجية هذه المسببات للأمراض. |
| Polisler siz sersemlerin bıraktığı tüm doküman ve haritaları inceliyor. | Open Subtitles | رجال الشرطة يفحصون كل الخرائط والوثائق التي تركتموها خلفكم أيها الحمقى |
| Albay siperlerimizi inceliyor. | Open Subtitles | الضابط القائد يفتش خندقنا |
| Hodgins insanların göz bebeklerini yiyen böcekleri inceliyor. | Open Subtitles | و هوديجنز يقوم بتحليل الحشرات التي تأكل عيون البشر |
| Salgın Kontrol ekipleri numune aldı ve inceliyor. | Open Subtitles | لقد حصلت وحدة مكافحة الأمراض على عينةً ويقومون بتحليلها الاَن |
| Biz olay yerinde her yeri adımlamadan önce bölgeyi tek başına inceliyor. | Open Subtitles | يحب أن يتفحص الأرض قليلاً قبل أن يأتي الآخرون ويدوسوا على كل شي هذا ذكاء- |
| Ekip etraftaki kameraları inceliyor ama orası biraz sapak. | Open Subtitles | لذا فالفريق التقني يتفقد كاميرات المنطقة لكنه مكان بعيد لذلك لا ترفعوا من سقف آمالكم |
| - Bekle.Dur. İnceliyor. | Open Subtitles | -انتظر، لحظة، انه يضيق |
| Bu belgesel modern ticari anonim şirketin doğası, evrim etkileri ve olası geleceğini inceliyor. | Open Subtitles | في أوقات وأماكن أخرى إن الشركات اليوم هي المؤسسات المهيمنة. هذا الفيلم الوثائقي يبحث في طبيعتها |
| Adli tabipler, Fisher'dan kalanları inceliyor ama ilk tahmine göre kazadan önce felç geçirmiş. | Open Subtitles | الطبيب الشرعي ينظر مرة أخرى في البقايا ولكن تخمينها الأولي أنه اصيب بسكتة دماغية قبل الحطام |
| Avrupa'nın her tarafından insanlar elektriği inceliyor ve bazı sıra dışı iddialarda bulunuyordu. | Open Subtitles | الناس في كل أنحاء أوروبا كانوا يبحثون في الكهرباء و جاءوا بادعاءات غريبة |