Söyle ve isteğini yerine getireyim... ..ve seni yeraltının efendisi olarak damgalayım. | Open Subtitles | أخبرنى و سأحقق رغبتك و أعينك حاكما على العالم السفلى |
Demek ehliyetin hala geçerli ve Sağlık Bölümü isteğini kabul etti. | Open Subtitles | إذًا رخصتك الإسعافيّة لا تزال صالحة، والصحّة قد وافقت على طلبك. |
Jaffa'nın özgürlüğe olan isteğini onlara karşı güç kazanmak için kullanmış. | Open Subtitles | إستعمل رغبة الجافا بالحرية ضدهم لذا هو يمكن أن يكسب القوة |
Umarım sizlere dünyayı yeni gözlerle görmeyi öğrenme isteğini verebilmişimdir. | TED | اتمنى أن أكون قد زرعت في نفوسكم الرغبة في الإطلاع أكثر عن العالم عن طريق وجهة نظري |
Varlığını yok sayıp, sana dokunmasına izin vermeyip, ta ki yaşama isteğini kaybedene kadar ruhunu parçalara ayırmıyorsun? | Open Subtitles | لا تعترفي بوجودها و لا تدعيها تلمسك، و بالتدريج قللي من قيمتها حتى تفقد رغبتها بالعيش |
Babamın isteğini onurlandırmak seni çokça nefret edilen adama vermemi gerektiriyor. | Open Subtitles | لا يُمكننى البقاء طويلاً. لِتكريم أمنية أبى أن يراك تتحكممنقبل... رجليكرههُكثيراً. |
Tahmin edilebilir ki, aynen Kadim'in isteğini yerine getirmişler. | Open Subtitles | وقد امتثلوا كما هو متوقع لما طلبه منهم ذلك الأتلانتي |
Artan sıklıkla onun öldürme isteğini kontrol altına almaya çalışıyordum | Open Subtitles | بشكل متزايد, كلما حاولت قمعه كلما زادت رغبته في القتل |
Max Weber'in potansiyel güç tanımı; Bir kişinin isteğini, diğerleri karşı olmasına rağmen uygulayabilme olasılığı" açısından bu çok fazlaydı. | TED | وهذا كثير جداً فيما يتعلق بفكرة ماكس فيبر للسلطة المحتملة، وهي إمكانية فرض إرادة شخص رغم اعتراض البقية. |
3 çayı isteğini yerine getirmek, bir an için dünyanın hala nazik olduğunu görmek, senin için bir rahatlama oluyor. | Open Subtitles | لذلك إنه تحرير لك لإشباع رغبتك في شئ ما كشاي بعد الظهر حيث يبدو حتى و لو للحظة أن العالم متحضر |
İntikam alma isteğini rafa kaldır. Her şeyi öğrenmeye çalış. | Open Subtitles | لتضع جانبا رغبتك فى الانتقام,ولتجد كل مايمكن عنه |
Son kez konuştuğumuzda Serrakin teknolojisine ulaşma isteğini yeniden dile getirmiştin. | Open Subtitles | عندما تحدثنا آخر مره , رغبتك كانت في الحصول على التقنية المتقدمة لقوم السيراكن |
Bu saçma isteğini, kabul edebilirim. | Open Subtitles | بقدر ما يمكن أن يكون طلبك عبثياُ سوف ألبيه لك |
Flik, uzun bir görüşmeden sonra, isteğini onaylamaya karar verdik. | Open Subtitles | فليك , بعد المداولة قررنا الموافقة علي طلبك |
Sahiplenme tutkun uyandı yalnızca. Ve bu da öldürme isteğini uyandırır. | Open Subtitles | هذا يوقظ شهوة رغبة التملك وهذا يؤدي الى ايقاظ رغبة القتل |
Kocasının huzur için ölme isteğini çiğnemeye hiçbir şekilde hakkı yok. | Open Subtitles | لا يمكن ببساطة تركها تتجاوز رغبة زوجها الموثقة بوضوح بميتة هادئة |
Alman halkının mücadele isteğini ve direnme gücü hakkında çok yanılıyorsunuz! | Open Subtitles | كنت على خطأ جسيم الرغبة في القتال, والتحمل من الشعب الألماني! |
Sigara isteğini azaltıyor. Akyuvar sayısını da. | Open Subtitles | يقلل الرغبة و أيضاً يقلل خلايا الدم البيضاء |
On dakikalığına fındık almaya dışarı çıkıyorum, siz bu arada onun yaşama isteğini alıyorsunuz. | Open Subtitles | غادرت لعشرة دقائق لأحضر بندق مكاديميا ويبدو أنكما سحقتما رغبتها بالحياة |
Ne tür bir ezik hız treninden korktuğu için büyübabasının son isteğini yerine getirip onu onurlandıramaz? | Open Subtitles | أي نوع من الفشله خائف من رولر كوسترز حيث لايمكنه حتى تشريف أمنية جده الأخيره ؟ |
Eğer iddiası asılsız çıkarsa, o zaman adamın son isteğini yapmaktan zarar çıkmaz. | Open Subtitles | إذاكانتإدعائهبلا صحة ,إذن.. فلا يوجد مانع من تنفيذ طلبه الأخير |
Eğer bu gerçekleşirse, Papa kesinlikle Henry'nin isteğini yerine getirmeyecektir. | Open Subtitles | يجب أن تفهم في ظل هذه الظروف سيستحيل على البابا أن يحقق للملك رغبته |
Bizler tanrının isteğini sorgulayamayız oğlum. | Open Subtitles | نحن لا نناقش إرادة الله يا بني |
Ve ben de onun isteğini bekleyeceğim gerekirse sonsuza dek. | Open Subtitles | و لذلك أنتظر مشيئة الرب و مر الوقت |
Bu yüzden aramızı düzeltme isteğini kabul edebileceğimi sanıyorum. | Open Subtitles | لذلك أستطيع أن أتقبل شخصكِ برغبتك في جعل الأمور أفضل بيننا |
Biz tamamen tek bir nedenden dolayı buradayız, o da tanrıların isteğini yerine getirmek. | Open Subtitles | نحن جميعا هنا لغرض واحد تكريما لإرادة أسيادنا |
Büyük liderimiz Güney Kore'nin isteğini kabul etti. | Open Subtitles | رئيسنا العظيم وافق على طلب كوريا الجنوبية |
Görünüşe bakılırsa oğlunun dönüşü yaşama isteğini canlandırmış. | Open Subtitles | أرى أن عوة أبنكِ اليكِ استعادت رغبتكِ فى العيش |
Kim Un'u sarhoş ederse, diğeri onun isteğini yerine getirecek. | Open Subtitles | من يستطيع أن يجعل أون يشرب، سوف تُحقق أمنيته. |