Ve evlatlık olana dek, bir evden diğer eve taşınıp duracakmış anlarsın, gerçek bir ailesi olmadan ve istesem bile onu göremezmişim. | Open Subtitles | حتى ذلك الوقت سينتقل من بيت الى بيت تعرفين , سيكون بدون عائلة حقيقية ولن أستطيع أن أراه حتى لو أردت هذا |
Yani, sizi telefonlarınızdan istesem de ayıramam. | TED | أعني أنه لا يمكنني أخذ هواتفكم منكم حتى لو أردت ذلك. |
Eğer onu öldürdüm mü diye soruyorsanız, istesem bile yapamazdım. | Open Subtitles | أنتَ تسأل إذا أنا قتلتهُ فلن أستطيع حتى لو أردتُ |
Hayır, her ne kadar gitmek istesem de kapıma gelmedikleri sürece plan yapmam. | Open Subtitles | كلا، على الرغم من رغبتي بالذهاب، لا أستطيع تحديد مواعيد حتّى يرجعون للمنزل. |
Ne kadar istesem de, yaygara çıkartmayacağım. | Open Subtitles | لن أتسبّب في فضيحة كبرى، بالرغم من أنني أودّ ذلك |
Mesela Dr. Haas ile ilgili bir şeyler öğrenmek istesem... | Open Subtitles | على سبيل المثال، إذا أردت أن أعرف عن الدكتور هاس |
Bak dostum... İstesem seni, tarama cihazını ve bu çirkin kuleyi uzaya gönderebilirim. | Open Subtitles | انظر يا رجل، يمكنني إرسالك أنت وفاحصك وبرجك القبيح لأي مكان إن أردت |
Yarın seni öldürmek istesem, sence zamanımı hayali şırıngalarla harcar mıyım? | Open Subtitles | لو أردت قتلك غدا هل تعتقد اننى سأبدد وقتى بالتفكير بالجرائم الخيالية |
Talep etmeyi düşünmedim ama istesem buna hakkım var. | Open Subtitles | لم أكن أنوى المطالبة بها ولكنه حقى لو أردت ذلك |
Biraz temizlik iyi olur diye düşünmüştüm. Bayan, eğer hizmetçi istesem, zaten bir tane kiralardım. | Open Subtitles | لقد خطر في بالي أن أنظف قليلاً سيدتي، لو أردت خادمة، لاستأجرت واحدة |
Yani, istesem de istemesem de, yapmak zorundaydım. | Open Subtitles | أعني، سواء أردتُ هذا أم لا، فقد اضطررتُ إليه |
İstesem seni bir vuruşta bayıltabilirdim. | Open Subtitles | هل تعلمين أنهُ إذا أردتُ .يُمكنني أن اطرحكِ ارضاً بضربة واحدة |
Hediye almak istesem hastalarımın gözlerine bakıp senin gibi davranırdım. | Open Subtitles | لو أردتُ الهدايا لكنتُ نظرتُ عميقاً في أعين مريضاتي وتصرّفتُ مثلك |
Her ne kadar tam zamanlı koruman olmak istesem de bazen yalnız olacaksın. | Open Subtitles | أتعلمين، بالرغم من شدّة رغبتي بأن أكون حارسك الشخصيّ الدائم، فستكونين بمفردك أحيانًا. |
Gerçeği bilmek istesem bile, bulduğumu sevmeyeceğimden korkuyorum. | Open Subtitles | بقدر رغبتي الملحة في معرفتي للحقيقة أخشى ألا أحب ماقد أعرفه |
Şahsen hapisten çıkmasına yardım etmek istesem de bu işin sonu, yapmak istediğim şey doğru mu diye sormalıyım kendime. | Open Subtitles | وبقدر ما أودّ مساعدته شخصياً في طريق موته، يجب أن أسألك نفسي إذا ما كانت الغاية تبرر الوسيلة هنا. |
Sana izin vermek istesem bile ve istemiyorum, bu benim elimde değil. | Open Subtitles | حتى إذا أردت أن أوصلك لهذا الرجل ,ولن أفعل فهذا ليس بيدى. |
Uzun, sıkıcı ve anlamı olmayan bir hikâye istesem hayatıma bakarım. | Open Subtitles | إن أردت قصة طويلة مملة بلا هدف، فلدي حياتي |
Bütün gece kalmanı istesem bunun korkunç olduğunu düşünür müydün ? | Open Subtitles | تعتقد بأنه سيكون فظيع إذا طلبت منك ان تبقى اليله كلها؟ |
Ne zaman yalnız kalmak, dans etmek istesem buraya gelirim. | Open Subtitles | أَجيءُ دائماً هنا عندما أُريدُ الرَقْص، عندما أُريدُ لِكي أكُونَ لوحدي. |
İstesem bile, onu nasıl yükleyeceğimi bilemem. | Open Subtitles | انا ارغب بذلك، لكني لا اعرف كيف اقوم بتثبيت البرنامج |
İstesem bile ne vaktim ne de malzemelerim var. | Open Subtitles | حتى لو رغبت بذلك ، فلا أملكَ ما يكفى من وقت ولا مكونات الإبطال. |
Bak, istesem birisini öldürebilirim, ama ortada sebep yok. | Open Subtitles | اسمعي . يمكنني أن أقتل أحدهم اذا رغبت بذلك فقط لو لم يكن لدي دافع |
- Aynen öyle. Birini vurmak istesem kendi silahımı kullanırdım. Onunkine gerek yoktu. | Open Subtitles | بالضبط ، اذا كنت اريد ان اطلق على احدهم كنت سأستعمل سلاحى ، لماذا احتاج لهذا |
İstesem bile, CTU'ya adım atmama asla izin vermezler. | Open Subtitles | لن يسمحوا لي بوضع قدمي في الوحدة حتى لو اردت هذا. |
Ama ne zaman kötü bir şey istesem birden böyle ateşleniveriyorum. | Open Subtitles | ولكنني عندما أريد شيئاً معيّناً أهتاج بسرعة |