Numaraya yazdım ve Sharon'ın kızlarını alan bütün adamları buldum. | Open Subtitles | أدخل الرقم وسوف أجد كل رجل اشترى إحدى فتيات شارون |
Ellerları kızlarını bulduğumuza dair bilgilendirmek istiyorum. | Open Subtitles | ما هي حركتك الأولى؟ أحبذ أن نخبر عائلة إللر بأننا عثرنا على ابنتهم |
Sadece çoğu ebeveynin yaptığı şeyleri yapıyorlardı. kızlarını, erkek çocuklarından daha fazla tembihliyorlardı. | TED | لكنهم كانوا يتعاملون مثل معظم الآباء، ألا وهو تنبيه بناتهم أكثر من أبنائهم. |
(Alkış) Afganistan'a döndüğüm zaman, dedem, kızlarını eğitmeye cesaret gösterdiği için evden uzaklaştırılan, beni ilk tebrik edenlerin arasındaydı. | TED | تصفيق عندما عدت إلى أفغانستان، جدي جدي الذي اغترب عن منزله ليعلم بناته بكل ثقه كان أول الأشخاص الذين هنئوني |
O zaman Morgan'ları tanıyorsunuz... ve kızlarını. | Open Subtitles | إذا أنت تعرفين عائلة مورجان و إبنتهم ؟ هل تعرفين إبنتهم ؟ |
kızlarını kaybettin, insanlardan bir şeyler koparılmasının nasıl bir his olduğunu biliyorsun. | Open Subtitles | أنت فقدت بناتك ، تعرف كيف هو الشعور عندما يُنتزع شيئاً منك |
kızlarını seviyorlar. Gitmesini istemiyorlar. | Open Subtitles | انهما يحبان ابنتهما لا يريدان أن يتركاها |
Bayan Jennings'in tek işi başkalarının kızlarını evlendirmek. | Open Subtitles | السيدة جينينجز ثرية ولديها أبنة متزوجة. ليس لديها أي عمل آخر إلا أن تزوج بنات الآخرين |
Annemin güzelliği her zaman kızlarını gölgede bırakıyor. | Open Subtitles | أمي تستخدم دائما جمالها لتغطي على جمال بناتها |
Sevgilerini göstermeleri için kızlarını katil olmaya zorlayan kadın anne değildir. | Open Subtitles | أي امراة تجبر فتيات على القتل لإظهار حبهن فهي ليست أمًا. |
# Ama yüzmekten yorulmuş kızlarını # azarlamıyorlardır. | Open Subtitles | أراهنك أنهم لا يؤنِّبون بناتهم. فتيات لامعات متعباتٍ من السباحة. |
- Pekâlâ. Birileri Alpo kızlarını dışarı çıkarıp yıkayabilir mi? | Open Subtitles | حسنا, هل يستطيع أحد أخذ فتيات ألبو ويقوم بتنظيفهم؟ |
Onlara evleneceğimizi ve kızlarını evlilik dışı hamile bıraktığımı söyleyeceğiz. | Open Subtitles | ولكي نخبرهم ايضاً بأننا سنتزوج وكذلك انني جعلت ابنتهم تحمل بطفل قبل ان اتزوجها، |
Eğer kızlarını çıldırtmayı durdurmak istiyorlarsa, arkadaşlarımın bana yardım etmek isteyeceklerini umuyorum. | Open Subtitles | كنت آمل من أصدقائي أن يساعدونني إذا كانوا يريدون إيقاف ابنتهم |
Jane, Campbell'larla birlikte kızlarını ve onun nişanlısı Bay Dixon'ı ziyarete İrlanda'ya davet edildi. | Open Subtitles | جين كانت مدعوة للذهاب الى ايرلاند مع عائلة كامبلز لزيارة ابنتهم وخطيبها سيد ديكسون |
Benim teknoloji platformum Pakistan'da ailelerin kızlarını katletmesine sebep oluyorsa bu benim sorunum değil. | TED | ليست قضيتي إذا تسببت قاعدة التقنية خاصتي في جعل الأسر في باكستان يقتلون بناتهم. |
Bu sistemdeki insanlar kızlarını gerçekten çok seviyorlar mı? | TED | ونستنتج ان كان الاباء سوف يحبون بناتهم بصورة اكثر في هذه المعتقدات |
İhtiyarın kızlarını sakladığı yeri söylemesini istiyor. | Open Subtitles | يريد ان يخبره الرجل العجوز اين خبا بناته |
Söz veriyorum. Anne baba kızlarını hapisten kefaletle çıkarmazsa ne işe yarar? | Open Subtitles | لما الأبوان لو لم يخرجوا إبنتهم وأصدقاءها من السجن |
Bu haldeyken kızlarını göremezsin! | Open Subtitles | لا يمكنك رؤية بناتك وأنت بمثل هذه الحالة |
Söylemezler ama kızlarını benim öldürdüğümü düşünüyorlar. | Open Subtitles | لم يقولا ذلك ولكنهما يعتقدان بأنني قتلت ابنتهما |
Evet ama herkes özel okulda okuyan kızlarını kötü kızlar oldukları bilir. | Open Subtitles | حسنا.. لكن كل شخص يعرف بأن بنات المدارس الخاصة سيئات |
O zaman kızlarını 8 yıldır kilitleyen bir annenin hikaeysini bilirsiniz. | Open Subtitles | فإنك قد تكون قادرة على ربط لهذه المأساة بالأم التي حبست بناتها الخمس حدادا على والدهم المتوفى لمدة ثماني سنوات |
Bizimle işbirliği yap Donnie bize her şeyi söyle ve böylece kızlarını tekrar görebilirsin. | Open Subtitles | تعاون معنا فقط دوني أخبرنا بكل شيء و امنح نفسك فرصة لترى فتياتك مجددا |
Ve sonuç olarak bu ailelere kızlarını huzura kavuşturabilmeleri için izin verebilirsin. | Open Subtitles | يمكنك المساعدة في جعل هذه العائلات يرحن بناتهن. |
Dexter'ın bir yıkım yaşadığını biliyorum. kızlarını değiştirdiğini bile biliyorum. | Open Subtitles | أعرف أنه قارب علي الإنهيار أعرف حتي أنه بدل ابنتيه |
İyiki de burada çünkü kızlarını kurtardı. | Open Subtitles | ونحن محظوظين بأنه هُنا لأنه قام بأنقاذ بناتكِ. |
Buraya kızlarını almaya geliyorlarmış. | Open Subtitles | كانوا في طريقهم ليقلّوا إبنتهما من حفلة منامات |