"kadar basit" - Translation from Turkish to Arabic

    • بهذه البساطة
        
    • بتلك البساطة
        
    • بهذه السهولة
        
    • بهذه البساطه
        
    • بتلك السهولة
        
    • بكل بساطة
        
    • بهذه السهوله
        
    • غاية البساطة
        
    • بسيطة جدا
        
    • سهل جدا
        
    • الأمر بسيطاً
        
    • سهل للغاية
        
    • بكلّ بساطة
        
    • بهذهِ البساطة
        
    • بهذة البساطة
        
    - Defteri falan unut. - O kadar basit değil. Open Subtitles ـ إنسى أنك رأيت أي حسابات ـ ليس بهذه البساطة
    - Defteri falan unut. - O kadar basit değil. Open Subtitles ـ إنسى أنك رأيت أي حسابات ـ ليس بهذه البساطة
    Senin de bazen söylediğin gibi hayat o kadar basit değil. Open Subtitles حسناً ، كما تقول ، أحيانا الحياة لا تكون بهذه البساطة
    Bu hiç olmamış gibi davranamazsın, bu o kadar basit değil Cass. Open Subtitles لا يمكنك التظاهر بأنه لم يحدث أنه ليس بتلك البساطة يا كايس
    Aslında düşünebileceğiniz gibi cevaplar bu kadar basit değil. TED الآن، تستطيع أن تتخيل، الجواب ليس بهذه السهولة.
    Onu at kuyruğundan yakalayıp suya çekmiş, bu kadar basit. Open Subtitles هو قام بجذبِها من شعرِها وسحبها داخل الماء. بهذه البساطة.
    O noktadan sonra Sokolov'u konuşturmaya bak. Sonra onu tutuklayacağız. Bu kadar basit. Open Subtitles منذ ذلك الوقت، عليك أن تجعله يتكلم ولنقوم نحن باعتقاله، الأمر بهذه البساطة
    İşler tam bu noktada oldukça ilginç bir hal alıyor; çünkü bu o kadar basit değil, zira bizler basit değiliz. TED و هنا يصبح الأمر حقاً مثيراً للإهتمام لأنه ليس بهذه البساطة، لأننا لسنا بهذه البساطة.
    Tuhaf bir şekilde, büyük olanı değil. Yani, bu kadar basit bence. TED بشكل غريب، ليست الكبيرة. أنا أظن أن الأمر بهذه البساطة.
    Tüm yaşamınızda kabullendiğiniz bu şey, üstüne biraz daha düşündüğünüzde o kadar basit olmayabilir. TED هذا الأمر الذي قبلت به طوال حياتك، حين تفكر فيه أكثر قليلًا، ربما لا يبدو بهذه البساطة.
    Bu o kadar basit değil. Kanun koyucuların zamanı bol olabilir ama bir çiftçi için sadece ekin ve hasat zamanı vardır ve hasat zamanında ekemezsin. Open Subtitles الأمر ليس بهذه البساطة إنه يحتاج لبعض الوقت
    bu iyi kötü, siyah beyaz, gündüz gece kadar basit değil. Open Subtitles لا ، أيتها الشابة ، إن الأمر ليس بهذه البساطة
    Benim için bu ne o kadar basit, ne de o kadar eğlendirici. Open Subtitles الأمور ليسب بهذه البساطة بالنسبة لي وليست مضحكة أيضًا
    Aklımıza gelen her şeyi deniyoruz, ama o kadar basit değil. Open Subtitles إننا نحاول بكل شيءٍ يمكننا التفكير به لكنها ليست بتلك البساطة
    Anne, seninle olmayı her şeyden çok istiyorum. Ama o kadar basit değil. Open Subtitles أمّي، أريد أن اكون معكِ أكثر من أيّ شيء، الأمر ليس بتلك البساطة
    Sadece "evet" veya "hayır" cevabını veriyor, o kadar basit değil. Open Subtitles انظري، إنه يجيب بنعم أو لا فقط، الأمر ليس بتلك البساطة
    Ama özel görelilik kuramını bilen ikizler işin bu kadar basit olmayacağını biliyorlardı. TED ولكن من دراستهما للنسبية الخاصة، يعلم التوأمان أن الأمر ليس بهذه السهولة.
    Hayır, o kadar basit değil. Ailesinden bahsediş şekli. Sanki kendini suçlar gibi. Open Subtitles إنه ليس بهذه البساطه الطريقه التى تحدثت بها عن أهلها وكأنها تلوم نفسها عن موتهم
    Bak, her şey senin ve benim istediğimiz kadar basit değil. Open Subtitles اسمعي.. الاشياء ليست بتلك السهولة التي نتمناها
    Biz de salgın bir türüz, biz de o petri kabının kenarına dayanacağız, bu kadar basit. TED نحن فصيلة متفشية، سنرتطم بحافة الطبق البتري، بكل بساطة.
    İçince uykuya dalıyorum, bu kadar basit. Open Subtitles اخذه واخلد للنوم , فقط بهذه السهوله
    Fakat bu kadar basit bir oyunla bile, oynamaya başladığım bir kaç gün içinde, depresyon ve kaygı hissi gitti. Öylece yok oldu. TED ولكن مع أن اللعبة في غاية البساطة وخلال بدء اللعب لعدة أيام فقط فإن ذلك الإكتئاب والقلق قد ذهب.
    Daha düşük eğitimli dinleyiciler için yeteri kadar basit olduğundan emin olmam gerekiyor. Open Subtitles أريد أن أتأكد من أنها بسيطة جدا لكي يفهمها الجمهور المستمع الأقل ثقافة
    - Diyelim ki bu problemin çözümü o kadar basit ki başarısızlık için... Open Subtitles لنقل ان الحل لهذه المشكلة هو .. سهل جدا .. علمي جداً بحيث ان الفشل في الاعتراف بذلك - راي ، انظر -
    - Bu kadar basit işte. - İnsanlar neden yapmıyorlar ki? Open Subtitles ــ يبدو الأمر بسيطاً ــ لمَ لا يقوم كل الناس بهذا؟
    ♪ Bu kadar basit olduğunu fark etmemiştim. ♪ ♪ Ama sen nasıl yapılacağına dair harika bir örnek gösterdin ♪ ♪ Tek yapmaları gereken ♪ ♪ Belli bir noktada durup ♪ Open Subtitles لم أكن أدرك أن الأمر سهل للغاية و لكنك عرضت مثال رائع عن كيف يمكن أن يحدث هذا كل ما يجب أن تفعله هو أن تصلي في مكانا مُعين لنسخة مُعينة من إلة مُعين
    Hata yapmasam da hırsızlıkla suçlanabilirim, bu kadar basit. Open Subtitles لكن كان بإمكاني أن يُقبض عليّ بتهمة السّرقة بكلّ بساطة.
    Hiçbir politikacının alamayacağı kararlar. Bu kadar basit. Open Subtitles . على الأقل من بين كلّ السياسيين الأمر بهذهِ البساطة
    Yeni arabasının anahtarını bizzat ben vereceğim. Bu kadar basit, Bayan Shapiro. Open Subtitles و سأسلمك شخصيا مفاتيح سيارة جديدة , بهذة البساطة , سيد شابيرو

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more