kafası olmayan bir hanım için çok fazla bankalrda çans bitti mi? | Open Subtitles | دُفعت أموال طائلة من أجل امرأة بدون رأس البنوك ليست محظوظة ؟ |
- O yapamazsa, başkası var. Aslan kafası sen olacaktın. | Open Subtitles | إذا لم يكن الأمر كذها فأنك كنت ستكون رأس الأسد |
Çünkü şu an aşağıda kafası dağıtılmış bir çocuk var. | Open Subtitles | لأن الآن لدي طفل في الطابق السفلي مع رأسه المحطّم |
Orada bir süre, kafası üstünde durup sızmak zorunda kalmıştı. | Open Subtitles | و لفترة, كان عليه أن يقف على رأسه حتى يتبول |
Ancak ateşle, kafası kesilerek ve kalbine bir kazık saplayarak öldürülebilir. | Open Subtitles | يمكن فقط قتله بالنار أو قطع الرأس أو وتد فى القلب |
Gelin ağzına siyahı dayayıp kafası uçurdu ve sonra geri geldi. | Open Subtitles | لقد أطلقت العروس النار على نفسها وفجرت مؤخرة رأسها ثم عادت |
Diyorlar ki Jason o gece annesinin kafası kesildi diye intikam almış. | Open Subtitles | الأسطورة تقول أن جايسون رأى رأس والدته تقطع تلك الليلة وعاد لينتقم |
Geçen gece, Kızılderili kafası başına... 50 dolar ödül vereceğimi duydun mu? | Open Subtitles | ألم تسمعني أصرح عن جائزة قيمتها 50 دولاراً مقابل كل رأس هندي |
Şehir merkezine 2 mil mesafede bir asyalının kafası bulundu. | Open Subtitles | تم العثور رأس رجل آسيوي قبل ميلين من وسط المدينة |
Tamam, anladığım kadarıyla yüzünü çizdiğim kızın kafası bir yere çarpmış. | Open Subtitles | برز لي عندما أعدت تشكيل الوجه أن رأس الفتاة تم صفقه |
3 hafta geçti ve Uzun Kulak'ın kafası benimle oynuyordu. | Open Subtitles | رأس صاحب الأذن الطويلة يدور في ذهني منذ ثلاثة أسابيع |
Sanırım Ronald, kafası hariç an azından 80 kg civarındadır. | Open Subtitles | وأعتقد رونالد وَزنَ حوالي 180 باونَ، رأسه السالب. أضفْ الصندوقَ. |
Tepesine vurulan balyozun şiddetiyle kafası götüne kadar indi dersin. | Open Subtitles | لقد انفجرت مؤخرته و كان يرتدي حوضاً على رأسه كقناع |
kafası yukarıda kalsın diye, ...yastığının altına kitap yığını koyardım. | Open Subtitles | كنت أضع كتباً تحت جهته من الفراش ليظل رأسه مرتفعاً. |
Baxter, birkaç hafta önce onu kaçıran asiler tarafından kafası kesilerek öldürüldü. | Open Subtitles | باكستور تم قطع رأسه بواسطة المتمردين الذين قاموا بإختطافه قبل بضع أسابيع |
Eğlenceli şey, sonunda içimizden birinin kafası güzel birşeye basmıştı. | Open Subtitles | أمر غريب، تطلّب الأمر ضربة على الرأس ليصير أحدنا منطقياً |
405. yolda buldum bunu. Şuradan aşağısı feciydi, ama kafası mükemmel durumdaydı. | Open Subtitles | وجدها في 405،من هنا حتى الأسفل كانت فوضى و لكن الرأس رائع |
Eğer kafası fırıldak gibi dönüp kurt kadına dönüşürse bir tanığa ihtiyacım olabilir. | Open Subtitles | أحتاج شاهداً في حال بدأ رأسها يدور في الأرجاء أو تحولت إلى مستذئبة |
Gelin ağzına siyahı dayayıp kafası uçurdu ve sonra geri geldi. | Open Subtitles | لقد أطلقت العروس النار على نفسها وفجرت مؤخرة رأسها ثم عادت |
En küçük bir şey yanlış gittiğinde kimin kafası gider? | Open Subtitles | شيء واحد صغير يكون على نحو خاطئ، ولمن رؤوس سَتَطْوى؟ |
Bir yılanın kafası kesilince ne olur hiç gördünüz mü? | Open Subtitles | هل رايت ما يحدث من قبل عند قطع راس الثعبان |
Annem bu yüzden mi sende iş kafası yok diyor? | Open Subtitles | هل لهذا السبب تقول أمي بأنه ليس لديك عقل للعمل؟ |
- Tabii, ben kaymaklı süt alırım. - Balık kafası? | Open Subtitles | ـ بالطبع، سآخذ حليب رائب ـ ما رأيكم برأس سمكة؟ |
Galiba çocukken başına çok korkunç bir şey gelmiş. kafası fena halde karışmış. | Open Subtitles | يقولون، أنّ شيئًا مجنونًا حدث له، لمّا كان طفلاً، دمّر عقله تمامًا. |
Kapıdan fırlamıştı ve boynu kırıldığı için kafası bir garip şekildeydi. | Open Subtitles | لقد قُذف خارجاً من باب السيارة ورأسه كان في وضع غريب |
Ona, sırtındaki kadar kılın kafasında çıkmış olsaydı, saç dolu bir kafası olacağını söyleyip duruyorum. | Open Subtitles | اوآصل القول له ان انمى شعراً في راسه. مثل مآ ينميه في ظهره. لكآن له رأس ملئ بالشعر |
Hiç anlayamayacağım şeyler listesindedir, küçülmüş Kızılderili kafası toplamak gibi. | Open Subtitles | انه على قائمتي للأشياء التي لن أفهمها، مثل جمع الرؤوس الهندية المنكمشة. |
Kartal kafası olan aslan vücudu. | Open Subtitles | جسم الأسد ورأس النسر. إنه العنقاء، صحيح؟ |
Onu getirdiklerinde kafası iyiydi. | Open Subtitles | انها منتشية من شيء ما منذ أحضورها إلى هنا |
Çocuğun resmen kafası karışmış. Bu onun için iyi olabilir. | Open Subtitles | والولد من الواضح أنه مشوش أن هذا جيد من أجله |