| kampüste doğru düzgün kalacak bir yer yoktu ve görünce de kaçırmak istemedim. | Open Subtitles | بالكاد استطعت الحصول عليها في ذلك الحرم الجامعي وكانت تبدو فرصة جيدة حينها |
| kampüste yada Los Angeles Birleşmiş Okul Bölgesi'nde daha önce bir şikayet olmamış. | Open Subtitles | لا إدعاءات سابقة من خلا الحرم الجامعي أو مقاطعة المدرسة الموحدة بلوس انجليس. |
| Evet, kampüste en nefret edilen kişi olmak garip bir şey. | Open Subtitles | نعم، فمن الغريب أن يكون الشخص ابغض في الحرم الجامعي. ديان: |
| Eğlenceli olacağını sandık bu yüzden biz de kampüste başlattık. | Open Subtitles | لذا اعتقدنا انها ممتعة لذا بدأن نلعبها في حرم الجامعة |
| Ama bu akşam kampüste güzel, korkutucu eğlenceler olacak. | Open Subtitles | لكن هناك مرح مخيف جدا فى الحرم الجامعى الليلة ماذا ستفعل ؟ |
| Duymuştum. kampüste bir adamı öldürmüşler, ya da öyle bir şey. | Open Subtitles | لقد سمعت عنه شخص ما قتل رجل في الحرم او ماشابه |
| Bu zehirli erillik ve kendini beğenmişlik gösterisi kampüste tecavüz kültürünü kalıcılaştırıyor. | Open Subtitles | هذا العرض عن الذكورة المسمومة والغرور يخلّد ثقافة الاغتصاب في الحرم الجامعي. |
| Siz buraya gelmeden, kampüste olmanızın güvenli olup olmadığı hakkında büyük bir söyleşi vardı. | Open Subtitles | كان هناك حديث هام قبل أن تصل بشأن ما إن كان وجودك في الحرم الجامعي آمناً |
| kampüste tek başına mı dolaşacaksın? | Open Subtitles | إذاً، هل ستتجوّل حول الحرم الجامعي بمفردك ؟ |
| Büyük olasılıkla, çoğu sabahını kampüste geçiriyor. | Open Subtitles | الفرص يصرف أغلب الصباح على الحرم الجامعي. |
| kampüste daha eğlenceli şeyler olmalı. | Open Subtitles | لديهم سيارات لتجلسي فوقها في الحرم الجامعي |
| Damon kampüste ki en iyi eşek şakası yapan adamdır. | Open Subtitles | ديمون ، أفضل مهرج متمرس بهذا الحرم الجامعي |
| Sanki alnımın tam orta yerinde "Burslu" yazıyormuş gibi kampüste dolaşırdım. | Open Subtitles | كالتجول حول الحرم الجامعي مع طفل ثقافته وشمي على رأسي. |
| kampüste azami hız saatte 25 kilometredir. | Open Subtitles | السرعة القصوى فى الحرم الجامعي ْ 1 5 أميال في الساعة |
| Koskoca kampüste doğru düzgün hatun yüzü göremedim. | Open Subtitles | أنا لم أرى أى مهبل فى هذا الحرم الجامعي بالكامل |
| kampüste iyi bir avukat ismi buldum. | Open Subtitles | وجدت أسم محامٍ جيد معلقاً في حرم الجامعة. |
| kampüste falan bana selam vereceksin. | Open Subtitles | وستلقي عليّ التحية في حرم الجامعة وما إلى ذلك |
| Umarım akşamları kampüste dolaşırken dikkatli oluyorsundur. | Open Subtitles | كونى حذرة عندما تمشين فى الحرم الجامعى ليلا |
| Ve kendi otoparkları. Böylece kampüste arabaları olabiliyor. | Open Subtitles | و ساحة انتظار السيارات الخاصة بهم لكى يمكنهم الحصول على سيارة داخل الحرم الجامعى |
| Sonra biri arabasının kampüste olduğunu fark etmiş. Kayıp olduğunu o zaman anlamışlar. | Open Subtitles | ثمّ لاحظ شخصٌ أنّ سيّارتها كانت في الحرم الجامعي، وأدركوا أنّها كانت مفقودة. |
| kampüste kendinden geçerek bir şeyler yazıp çizen bir adam görmüştüm. | Open Subtitles | رأيت بالحرم الجامعي رجلا يدوّن بسرعة بمذكراته وبجنون |
| Serena. kampüste bu kadar erken saatte ne yapıyorsun? | Open Subtitles | سيرينا ، مالذي تفعلينه مبكرًا في الجامعة ؟ |
| kampüste silahlı biri şüpheli var. | Open Subtitles | المُشتبه به يُمسك بسلاح ومُتواجد بحرم الجامعة |
| Sırf yaşamak ve kampüste kalmam için 300 bin dolardan fazlası gerekiyor. | Open Subtitles | مصاريف الدراسة والمعيشة لوحدها تكلف أكثر من 300 ألف. |
| Tüm o yapı onarımlarını ve kampüste bulduğum lağım çukurunu merak ediyordum. | Open Subtitles | كنت اتسأل بخصوص جميع عمليات اصلاح البناء في السكن الجامعي وذلك المجرى الذي وجدته |
| Doğal olarak bir anda kampüste ünlü oldum. | Open Subtitles | بطبيعة الحال أصبحتُ شخص مشهور في الحرم الجامعيّ. |
| O bölüm bu kampüste bir yerde sırları gizli bir şekilde duruyor. | Open Subtitles | قسم يبقى بهذا الحرم في مكان ما |
| kampüste silahlı polisler dolaşacak. | Open Subtitles | و سترون أفراد شرطة مسلحين داخل حرم المدرسة |