| Zavallı Dr. Chumley, bir sokakta kanlar içinde yatıyor olabilir. | Open Subtitles | لا أستطيع التفكير ربما يكون راقداً فى بركة من الدماء |
| Birçok yerinden kanlar akan önünde sevinçli Romalıların yıkandığı heykelin senin yüce Roma'ya, yepyeni, diriltici bir kan getireceğine alamettir. | Open Subtitles | تمثالك الذي تنبثق منه الدماء من صنابير عديدة ليغتسل بها الرومان الباسمون تدل على أن، روما العظيمة ستتخضب بدماء مجدّدة، |
| Bir kadın sesi duyup kapısının önüne çıktığında tepeden camına bir vücut parçası düşmüş, ve kadın kanlar içinde kalmış. | Open Subtitles | عندما سمعت امرأة تحطم الطائرة وذهب إلى باب منزلها , جاء هيئة تحلق من خلال النافذة, تغطي لها في الدم. |
| Nina 5-6 metre ötedeydi. kanlar içindeydi. Kızına dokunmak için hareket edemiyordu bile. | Open Subtitles | كانت نينا على بُعد 20 متر، تنزف بغزارة ولم يستطع حتّى الزحف ليعانقها |
| Sırf inandığın için kanlar içindeki masklı bir adamı dairene taşımadın sen. | Open Subtitles | ما كنت لتنقلي رجل ملثم ينزف حتى الموت إلى شقتك بحسن نية |
| Perişan, kanlar içerisinde. | Open Subtitles | . إنه ملقي هناك و مغطى بالدماء كان معجزة أنه بقي حيا |
| Bildiği son şey ise, boğazının temiz bir vuruşla kesilip kanlar içinde yattığıymış. | Open Subtitles | الشىء التالى الذى تعرفه، انه يرقد فى بركة من الدماء شق نظيف للحنجرة |
| Kızım sabah beni kanlar içinde yatarken bulacak diye korktum. | Open Subtitles | كنت خائفة بإن ابنتي تجدني الصباح في بركة من الدماء |
| Toy yerdeydi, kanlar icinde. | TED | هناك الفاسق على الأرض ، بركة من الدماء. |
| Dr. Wolfe'un yıllarca uğraştığı programının bir parçası olan hayvansal virüsleri incelemek için kullanılacak kanlar. | TED | وسيتم اختبار الدم للبحث عن الفيروسات الحيوانية المنشأ، جزء من البرنامج الذي قام بإعداده د. |
| Yeni düzen altındaki bütün adi kanlar yok edilmeli. | Open Subtitles | ليس هناك مكان لذوي الدم الأدنى في النظام الجديد |
| Kurbanların yakınları da ceketi kanlar içinde kaldı diye, tazminata mahkum oldu. | Open Subtitles | وحُكِم على أقارب الضحية، بغسل الدم من سترته. |
| Anlaşılan oğlu onu lime lime edip salonda kanlar içinde ölüme terk etmiş. | Open Subtitles | على ما يبدو أن إبنها قام بتمزيقها و تركها تنزف في غرفة المعيشة |
| Adamın anlattığına göre, gözlerinden kanlar akıyormuş. | Open Subtitles | على حسب كلام العامل فان عينيه كانت تنزف من قبلب. |
| Tanrım, yarasından kanlar akıyordu. Öleceğini zannetmişti. | Open Subtitles | يا إلاهى ، فلقد كانت تنزف و كانت تظن أنها ستموت |
| Ve İsa, bir tarafta kanlar içinde can çekişirken, bir hırsızı affetti. | Open Subtitles | وكان السيد المسيح ينزف ويحتضر، من شده العذاب ليخلص ويسامح المذنب. |
| Polisler onu kanlar içinde yatarken karın üzerinde bıraktı. Mucize eseri kurtuldu. | Open Subtitles | الشرطة تركته ينزف على الجليد ونجا بمعجزة |
| Neyse adam kanlar içinde. | Open Subtitles | على أيه حال هذا الرجل كان مغطى بالدماء مغطى تماماً |
| Sedyeyle apar topar bir yerlere götürülüyorsun ve doktorlar bağırıp çağırırken vücudundan kanlar akıyor ve bir anda hiç bir şeyden, hiç kimseden korkmaz oluyorsun. | Open Subtitles | يتم نقلك بسرعة، ويبدأ الأطباء بالصراخ، والدم يتدفق منك، ويمكن أن تموت. |
| Senin kollarında kanlar içinde yatarken bile onu tanımadın. | Open Subtitles | انت لم تتعرف عليها عندما نزفت بين يديك |
| Ya şimdi hemen ortaya çıkar ya da tetiği çeker ve seni bu koltukta kanlar içinde bırakırım. | Open Subtitles | أذأً, اما ان يظهر وجهه الآن أو اني ساضغط الزناد وأجعلك تنزفين على المقعد. |
| Fakat beni sadece seninle konuşurken gördüğü halde, kanlar içindeyim. | Open Subtitles | لكنه يراني اتحدث معك وأنا على الأرض أنزف |
| Onu göndermelisin, yoksa bir gün onu kanlar içinde bulursun. | Open Subtitles | يجب أن تتخلصي منه وإلا ستعثري عليه غارقا في بحيرة من دمائه |
| Yüz ağızlı bir çeşme gibiymişim, her bir ağzından al kanlar akan. | Open Subtitles | الذي له نافورة بمئة صنبور تقطر دماً نقياً |
| Adamın elinde bir kol ve kahrolası ağzı kanlar içinde. | Open Subtitles | حاملاً تلك اليد بيده، والدماء في كل أنحاء فمه اللعين |
| Bütün o söylenen sözler ve dökülen kanlar geri alınamaz. | Open Subtitles | كلمات منطوقة ودماء مُراقة لا يمكن الاعتذار عنها أبدًا |
| kanlar içinde, yerde yatıyordu. Nefessiz kalmıştım. | Open Subtitles | إلى أن سقط غريقاً بدمائه لقد إنقطعت أنفاسي |
| - Yani sen de o vakit bütün bu taze kanlar boşa mı gitsin diye düşündün? | Open Subtitles | لذا إعتقدتَ، الذي تَركَ كُلّ ذلك الدمِّ الجيدِ تبذّرْ؟ |